Paylaş
Mühim olan, Birleşmiş Milletler üyelerine yapılan tehdit ve şantajdır.
Yapan kim?
- Süper Devlet.
Öf, ne büyük rütbe.
Yanında üç kuruşa çalıştırdığı sadık personeline, bu kış kıyamette “Seni kapının önüne koyarım” diyen vicdansız ve görgüsüz zengine benziyor.
Sonra da oturmuş:
- Param cebimde kalır diyor.
***
Böyle bir rezillik varken, BM Genel Kurulu’ndaki oylamanın sonucundan bana ne?
Dünya gördü ki, bu acımasız patronun çiftliğinde artık çalışılmaz.
Herkes başının çaresine baksın. Ya da yeni bir dünya kurmak için kolları sıvasın vesselam.
Masal gibi
Her olaydan Tayyip Erdoğan kazançlı çıkıyor.
Gezi Parkı’nda yara alır dedik, güçlenerek çıktı.
7 Şubat ve 17 - 25 Aralık ona vız geldiği gibi daha da güç kattı.
Suriye Bataklığı’na saplanır zannettik, o 5 seçim daha kazandı, gitti Suriye’de hem sahaya indi, hem masaya oturdu.
15 Temmuz desen, Erdoğan’ın zırhına çarpıp kendisi parçalandı.
Sarraf Davası bile ona mağduriyet getiriyor. Yine kârlı.
Olacak şey mi?
Hele Kudüs!..
Yıldızını daha parlattı.
***
Hangi birini sayayım?
Hal böyleyken, şimdi aptal bir Körfez Prensi çıkmış, hangi Süpermen’e sataştığını bilmeden, onun ecdadına hakaret ediyor. Sonuç, yine Erdoğan’ın lehine... Çünkü millet vahdet sergiliyor.
Anlaşıldı.
Ona pusu kuranlar, aslında birer düşman değil, bilakis,onu yüceltmek için kiralanmış ajanlar olsa gerek.
Paylaş