Paylaş
- “Sizi buraya tıkan kuvvet, böyle istiyor” der.
.........
Hakim dediğin, tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi, ihtilal konseyine bağlılıklarını göstermek için kuyruğa girer.
.........
Hakim dediğin, tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi postmodern komuta heyetine alkış tutar, öyle mi?
***
Yani, bu noktaya 1 günde gelmedik.
Ergenekon ve Balyoz davalarını da unutmayın.
Milli Ordumuza kumpas kurulması’ndan daha vahimi, kumpasın yargı yoluyla yürütülmesiydi.
***
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’i dinlerken, hafızamız tazelendi.
Yargıya olan güvende ciddi azalma var...
Maalesef var...
Ama bu azalmayı, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, Türkiye Cumhurbaşkanı karşısında makul ölçüde gösterdiği bir saygılı duruş’a bağlayamayız.
Bilakis... O ölçüyü benimsemek lazım. Bence güzeldi.
***
İddia makamını, birer firar makamı haline getirip yurtdışına kaçanlar mı yargıyı zedelediler yoksa gereksiz tutuklamalar mı? Yoksa, yanlış salıverilmeler mi?
Yoksa ve yoksa, sapık tacizciyi iki kere tahliye edip üç kere yakalama emri çıkartmalar mı?
Şüphesiz, hepsi birden.
Saymakla bitmez.
***
Yargıtay Başkanı “hukuk eğitimi yetersiz” diyerek, işin asıl püf noktasına da değinmiştir.
Özellikle son 10 yılda öyle komik iddianameler gördük ki, bunları yazabilmek, ancak tahsil-talim-terbiye ile mümkün.
Paylaş