Paylaş
IŞİD’in elinden kurtarılıp memlekete sağsalim döndüğü gün, Konsolos Öztürk Yılmaz’ı, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, alnından öpmüştü ama Yılmaz bundan pek hoşlanmamış ve hoşlanmadığını da belli etmişti... Ziyanı yok... Zaten Davutoğlu da anlamamazlığa geldi... Kimse de üzerinde durmadı... Kapandı gitti.
Aynı Yılmaz, kendisini milletvekili yapan Kılıçdaroğlu’na da bir
vefasızlık gösteriyor şimdi...
Ayıp laflar ediyor.
Hele Muharrem İnce’nin ne suçu var! “Gel bakalım Muharrem”i hatırlatıp, onu da biçiyor...
Acaba “Gel ulan buraya Yılmaz” türünden bir muameleye çanak mı tutuyor?
Tutmasın yahu, yazıktır.
Siyasette, maşallah, tatlı dilli aktörler sanki yetmiyordu, bir de bu geldi... Ağzından bal akıyor... Kendi arkadaşlarına, kendi liderine böyle davranırsa, yarın kimbilir rakip partilere neler söyleyecek...
Yol yakınken dönmesini tavsiye ederim. Sinir sistemini onarsın, öyle gelsin.
Dayak
Bir aşk macerası...
Günlerdir medyanın baş malzemesi.
Elbet bir sebebi var.
Şu güzel memleketimde dayak yiyen son kadın o...
Öbürü ise:
Dayak atan ilk erkek.
Paylaş