Paylaş
Birincisi şu: Çocuklar susuzluk hislerini ifade etmekte zorlandıkları, yaşlılar ve hastalar da susuzluklarının farkına varamadıkları için su ihtiyacını karşılarken süreci susuzluk duygusu ile yönetmek doğru olmayabiliyor.
İkincisine gelince: Su içme işini yemekle iç içe sürdürmek doğru değil. Yemek sırasında su içmemekte fayda var. Nedeni şu...
Yemek yerken içtiğiniz su her şeyden önce midede doygunluk ve dolgunluk hissi yaratacaktır. Bu da beslenme ritminizi aksatır.
Ayrıca midenin gıdaları sindirme süreçlerini bozabileceği ve hazmedecek gıdaların kalitesini azaltabileceği için de yemek yerken, hatta hemen öncesi ve sonrasında su içmemenizde fayda var.
Prensip olarak yemekten yarım saat önce ve yarım saat sonrasına kadar su içmeyin. Eğer bu işi biraz daha güçlendirmek istiyorsanız zaman dilimlerini birer, hatta ikişer saate çıkarabilirsiniz.
İsterseniz yazıyı faydalı bilgilerle tamamlayalım: Suyu çok soğuk veya sıcak değil ılık için. Ayakta değil, oturarak içmeyi tercih edin. Yavaş ve sakin için. Suyun ağzınızda bir süre kalmasına izin verin. Bu sonuncusu tükürük üretiminizi artıracak, hazım gücünüze katkı sağlayacak, ağız ve diş sağlığınızı da güçlendirecektir.
Probiyotikler kilo kontrolünde faydalı mı
Sindirim yolundaki bakteri dengesinin vücut ağırlığını etkilemede büyük role sahip olduğuna ilişkin kanıtlar artış göstermekte. Probiyotik desteklerin kilo kaybına ve daha sağlıklı bir vücut kompozisonuna kavuşmak için faydalı olabileceğini düşündüren çalışmalar var.Belirli bakteri türleri bağırsaklardan emilen yağ miktarını azaltarak göbek çevresinde yağ toplanmasını kontrol edebiliyor. Bu konuda yapılan çalışmaların analizi Lactobacillus gasseri, Lactobacillus rhamnosus ve kombine kullanılan Lactobacillus rhamnosus ve Bifidobacterium lactis probiyotiklerinin vücuttaki yağ kütlesinin azaltılmasında etkili olabileceğini göstermekte.12 haftalık uygun probiyotik desteğiyle vücut yağında ve kiloda anlamlı azalma oluyor. Göbek çevresindeki yağlardaki azalma yüzde 8.5 civarında. Üç hafta süreyle L. rhamnosus alan kadınlarda plaseboya göre iki kat daha fazla kilo kaybı olmuş. Dahası bu kilo kaybı çalışmanın bitmesinden sonra devam etmiş. Dr. Murat KEKLİKOĞLU
Bir kış mucizesi: Nar suyu
İmkânınız varsa her sabaha çeyrek su bardağı (50 ml) kadar taze sıkılmış nar suyu ile başlayın ya da akşam meyve ziyafetlerinizi bir su bardağı kadar nar tanesi ile oluşturmaya çalışın. İster tane şeklinde yiyin, ister suyunu için nar tam bir sağlık mucizesi, tartışılmaz bir süper meyve.
Her şeyden önce içerdiği yoğun antioksidan güç çekirdeğindeki güçlü omega-5 yapılanması (nar çekirdeği yağı yüzde 65 civarında omega-5 yani purnisik asit ihtiva eder) ve fitoöstrojenlerden (bitkisel östrojenler) vitaminler ve minerallerden zengin yapısı narı vazgeçilmez bir sağlık mucizesi yapıyor. Nar suyu ve tanelerinin işe yaradığı sağlık sorunlarına gelince…
◊ Cilt yaşlanmasını geciktiriyor
◊ Kan damarlarında yaşa bağlı değişimleri yavaşlatıyor
◊ Kan basıncını dengeliyor
◊ Kanda şeker ve yağ dengesinin kurgulanmasına destek oluyor
◊ Kanserden koruyucu etkisi var
◊ Eklemlere destek oluyor, kıkırdakları koruyor
◊ Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Probiyotiklerden nasıl faydalanmalı?
Probiyotikler gıda takviyesi olarak hap, toz veya sıvı gibi formlarda tüketilebileceği gibi doğal yollardan üretilen turşu, kefir ve yoğurt gibi gıdaların içerisinde bulunurlar.
Burada bir parantez açarak probiyotiklerin, prebiyotiklerden farklı olduğunu belirtelim. Prebiyotikler kalın bağırsakta yaşayan bakteriler için bir besin kaynağı olan sağlıklı lif tipleridir. Prebiyotiklerden zengin gıdaların yenilmesi de sağlığımız için önemli bir husustur.
Probiyotik destekleri “kişiye bir sağlık yararı sağlamak için yeterli miktarlarda verilen canlı mikroorganizmalar” olarak tanımlayabiliriz. Bu tanımdan anlaşılacağı gibi, probiyotiklerin yararlı etki gösterebilmeleri için, doğru miktarda alınmaları şarttır.
Ayrıca probiyotik desteklerin maksimum tedavi etkisi elde etmek için bazı özelliklere sahip olmaları gerekir. Bunlar; mide asidine ve safra tuzlarına karşı dayanıklı olmaları, bağırsak mukozasına bağlanma yetenekleri ve bağırsak kanalında yerleşerek çoğalabilmeleri ve makul bir süre düzenli olarak kullanılmalarıdır. Dr. Murat KEKLİKOĞLU
Kan tahlilleri neden önemli?
Kan tahlilleri yalnızca hastalık teşhisinde kullanılmıyor. Bu analizler sayesinde ileride başınıza gelebilecek sağlık sorunları da tahmin edilebiliyor.
Eskiden hekimlerin işi şimdikinden daha zordu. Hekimler kendilerini şifa bulmak amacıyla ziyaret eden hastalarına teşhis koyarken sadece gözlemlerinden, deneyimlerinden ve sınırlı güce sahip ilkel bazı teşhis aletlerinden faydalanırlardı. Zamanla iç organların seslerini dinlememize yarayan stetoskop ve tansiyonu belirlememize yardımcı olan sfingomonometre gibi aletler geliştirildi.
İdrarda ve kanda hastalıklara ait işaretleri araştırmaya yarayan testlerin bulunmasıysa tıp bilimine çağ atlattı! Hastalıkların seyrinde oluşan bazı biyokimyasal parametreleri, biyolojik değişimleri, kan, idrar ve vücut sıvılarının analizleriyle günümüzde rahatlık ve güvenle izleyebiliyoruz.
Dahası bu tür kimyasal analizler, uyguladığımız tedavilerin işe yarayıp yaramadığını da bize gösterebiliyor. Kısacası son yüzyılda hizmetimize sunulan laboratuvar çalışmaları biz hekimlerin de sizlerin de işini kolaylaştırıyor.
SICAK BİR KIŞ İÇECEĞİ
Golden chai latte (3 kişilik)
İçindekiler
◊ 1,5 su bardağı su
◊ 1,5 su bardağı süt
◊ 2 adet siyah çay poşeti
◊ Yarım çay bardağı bal
◊ 1 çay kaşığı toz tarçın
◊ 1 çay kaşığı kakule
◊ 1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
◊ 1-2 adet karanfil
◊ 1 çay kaşığı rendelenmiş muskat
Su ve sütü kaynamaya noktasına gelinceye kadar ısıtın. İçerisinde tüm baharatları ekleyin. 5 dakika daha kaynadıktan sonra çay poşetlerini ekleyin ve ateşten alın. 5 dk demledikten sonra süzün ve balı ekleyerek içebilirsiniz.
Tarçın, karanfil ve kakule gibi süper baharatların olduğu chai çayı, inflamasyon azaltıcı özellikleri ile bilinir.
Dyt. Müge BAŞER BOZOK
Paylaş