Paylaş
Omikron’un “S proteini/dikensi protein” yapısında oluşan yeni değişikliklerin o eski bilinen virüsü “daha da bulaşıcı hale getirip getirmeyeceğini, hastalık yapma ve hastalığı ağırlaştırma gücünü etkileyip etkilemeyeceğini, onu aşılara karşı dirençli hale getirip getirmediğini” henüz bilmiyoruz. Neticede de “sorulacak soruların sayısı çok, elimizdeki bilgiler ve alabileceğimiz yanıtların sayısı az olunca” endişelerimiz her gün biraz daha artıyor.
KANAATİM ŞUDUR: Görünen o ki “aşılama” meselesini dikkatle sürdürdüğümüz ve güçlendirdiğimiz, “maske, mesafe, hijyen üçlüsü”nü yeterince uygulandığımız takdirde bu yeni mutasyonu da bir şekilde savuşturacağız. Özetle daha dikkatli olmamız gereken bir dönemden geçtiğimiz kesindir ama paniğe de gerek yoktur.
HAFTANIN SORUSU
D VİTAMİNİNİZ YETERLİ Mİ
D vitamini gücünüz, zannettiğinizden çok daha önemli bir sağlık ve sağlamlık belirleyicisidir. Başlangıçta yalnızca “kemik/diş dostu” olduğu zannedilen bu mühim vitaminin her gün yeni bir marifeti ortaya çıkıyor: “Kas erimesinin önlenmesi, farklı kanserlere karşı tedbir alınması, kronik iltihaplanmanın durdurulması, belleğin korunması, damar sertliği, hipertansiyon, diyabet ve benzeri kronik yaşlılık sorunlarının yavaşlatılması” söz konusu olduğunda da “bağışıklığı koruma” meselesi devreye girdiğinde de D vitamininin vazgeçilmez bir doğal molekül olduğu unutulmamalıdır. Yaklaşan kış ve yoğunluğu giderek artan COVID-19 problemi dikkate alındığında, yani, “bağışıklık gücü” bugün için öncelikli gündem haline geldiğinden D vitamini diğer vitaminlerden biraz daha öne çıkıyor. Bu nedenle imkânı olan herkesin D vitamini seviyelerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.
AKLINIZDA OLSUN
ŞEKER HASTALIĞININ FARKLI İŞARETLERİ DE VAR
BİR: KARACİĞER yağlanması.
İKİ: SAFRAKESESİ taşı.
ÜÇ: ÜRİK ASİT artışı.
DÖRT: İYİ KOLESTEROL (HDL) azalması.
BEŞ: TRİGİLİSERİD patlaması.
ALTI: HİPOGLİSEMİ atakları.
YEDİ: GECE TERLEMELERİNDE artma.
SEKİZ: YORGUNLUK atakları ve UYUKLAMALARDA sıklaşma.
DOKUZ: CİNSEL İSTEKSİZLİKTE belirginleşme.
OKUR SORULARI
D VİTAMİNİ RAKAMLARI BİZE NEYİ ANLATIR
50-100 arası: İdeal durumdasınız.
30-50 arası: Dikkatli olmalısınız.
20-30 arası: Riskli çizgidesiniz.
20’nin altı: Tehlikeli hattasınız.
D VİTAMİNİ DESTEKLERİ NASIL KULLANILMALI
Mümkünse damla, tablet, kapsül formları tercih edilmeli.
D3 ve K2 vitaminleri birlikte kazanılmaya çalışılmalı.
Günlük dozda 1-2 bin ünite -özel durumlar dışında- geçilmemeli (korunmak için).
Günlük dozda 2 bin ünitenin üzerine çıkma durumu söz konusu olduğunda, kararı
doktorlar vermeli.
Mümkünse tok karnına; yoğurt, ayran, zeytinyağı ile birlikte kullanılmalı.
GRİBE, NEZLEYE EV İŞİ ÇÖZÜMLER HANGİLERİ
1) TUZLU SU gargaraları yapabilirsiniz.
2) BALLI KARIŞIMLARDAN (bal+zencefil/bal+karabiber/bal+soğan/bal+propolis) istifade edebilirsiniz.
3) LİMON SUYU veya ELMA SİRKESİ ile gargara deneyebilirsiniz.
4) ADAÇAYI gargaralarından da faydalanabilirsiniz.
5) HATMİ ÇİÇEĞİ KÖKÜ gargaraları da oldukça etkili sonuçlar veriyor.
BİLGİSİZ İLAÇ KULLANIMI ERKEN YAŞLANDIRIYOR
BİLELİM ki gereksiz yere, gereğinden yüksek dozda ve lüzumundan daha uzun sürelerle kullanacağımız her ilaç -hatta her takviye- bize faydadan çok zarar veriyor. En azından daha hızlı yaşlanmamıza neden olabiliyor. GEREKSİZ İLAÇ KULLANIMI bizim sağlık sistemimizin de en önemli sorunlarından biri. Bu nedenle lütfen şu basit önlemleri dikkate alalım:
1) Herhangi bir ilacı ya da takviyeyi -bu öneri sıradan bir vitamin hapı için bile geçerlidir- doktor tavsiyesi almadan kullanmayalım.
2) Doktorumuzun önereceği her ilaç için “Yan etkisi var mı, varsa nelerdir, ne dozda ve ne süre ile kullanacağım?” gibi sorulara cevap arayalım.
3) Doktor-hasta arasındaki iletişim bozukluğunun akılcı ilaç kullanımında da en tehlikeli problemlerden biri olduğunu unutmayalım. Bilelim ki işleri sıkışık bir doktorla ilgisiz, dikkatsiz ya da çekingen bir hasta arasındaki iletişimsizliğin gereksiz veya yanlış ilaç kullanımıyla sonuçlanma ihtimali oldukça yüksektir.
4) “İlaç etkileşimleri” de önemli bir problemdir. Halen kullandığımız ilaçları doktor randevumuza gitmeden önce lütfen dikkatle not alalım ve doktorumuzla paylaşalım.
5) Bilgili ve ilgili bir hasta olalım. Doktorumuz bize sadece reçeteli bir ilacı değil, herhangi bir takviyeyi önerdiği zaman bile “onları niçin kullanmamız gerektiği” konusunda bilgilenelim. Mümkün olursa da “bu ilaçları azaltmanın, daha düşük dozda ve daha kısa süreli kullanmanın mümkün olup olmadığını” öğrenelim.
Paylaş