Paylaş
Hangisi olursa olsun her biri bize farklı bir alanda fayda sağlıyor. Her meyve adeta bir doğa eczanesi, bir sağlık mucizesi! Kısacası meyvesiz olmuyor.
Ne var ki konu meyve tüketimi olduğunda da “azı karar, çoğu zarar kuralı” geçerliliğini sürdürüyor. Peki, hepsi bu kadar mı? Tabii ki hayır!
Meyve yerken uyulması gereken başka kurallar da var.
O kurallardan ilk dördünü bugün sizin için yeniden özetledim, lütfen dikkatle okuyun ve uygularken bu kurallara
uymaya gayret edin.
Meyveleri de tam tüketin
Tam tüketmek şu anlama geliyor: Kabuğuyla yenilebilen meyveleri kabuklarıyla tüketin. Tabii ki iyice temizleyerek, dışında herhangi bir kimyasalın bulunmadığından emin olduktan sonra.
Ayrıca şu ayrıntıları da unutmayın: Kabuğu soyulmamış meyve soyulmuş olandan, kabuğu soyulmuş meyve, meyve salatası haline getirilmiş olandan, meyve salatası haline getirilmiş meyve, meyve püresinden, meyve püresi ise meyve suyundan daha şifalıdır. Meyve konsantreleri ile hazırlanan çakma meyve suları ise sıralamaya bile alınmamıştır.
Asla vazgeçmeyin
Meyvesiz olmaz, çünkü sağlığımıza olağanüstü destekler veren vitamin, mineral, posa, prebiyotik ve antioksidanların en bol bulunduğu gıdaların başında meyveler var.
Bu nedenle her meyve sadece bir “lezzet topu” değil, aynı zamanda bir “sağlık koçu” gibi çalışıyor.
Elma antioksidan kuvarsetini, prebiyotik inulini, siyah erik, çilek, kiraz, vişne antioksidan antosiyanini, kayısı, şeftali potasyumu, likopeni, greyfurt, portakal, mandalina narengenini, C vitamini, sitrülini ile adeta şifa dağıtıyor.
Kısacası her meyvenin ayrı bir “sağlık hikâyesi” var...
Miktara dikkat edin
Nedeni şu: Meyvelerin çoğu adeta birer fruktoz topu. En az fruktoz içeren meyvede bile ortalama 100 gramda 4-5 gram fruktoz kazanıyorsunuz. Bu bazı meyvelerde (üzüm, incir, karpuz) 8-10 grama bile çıkabiliyor.
Ne var ki karaciğerin kısıtlı bir fruktoz işleme kapasitesi var. Bu kapasite günde 15-20 gramla adeta sınırlanmış durumda.
Eğer bedeninize daha fazla fruktoz girerse işlenmemiş fruktoz (yani kullanımın fazlası) trigliseride çevrilip dolaşım sistemine veriliyor. İşte o trigliserid önce karaciğeri yağlandırıyor, sonra karnınızın içini yağ deposu haline getirebiliyor.
Dahası kolesterolün yapısını bozup oksitliyor, damara zararlı bir moleküle dönüştürüyor. Özetle fruktozun fazlası bize fayda değil, zarar veriyor.
Ne zaman yenir öğrenin
Yemek üstüne yenen meyve hazmı bozuyor. Mide ve bağırsakta şişkinliğe, gaza yol açıyor. Ayrıca meyve şekeri yapısal değişimle doğal alkole dönüşerek adeta bir “kafa hoşluğu/karışıklığı” durumu da yaratabiliyor.
Özeti şudur: Meyveler ölçülü yenecek, günde bir porsiyon geçilmeyecek. Yemeğin üstüne değil, ara öğün gıdası olarak tercih edilecek. Anlamı şu: “Ne zaman yenmeli?” sorusunun yanıtı da bilinecek.
Böbreklerinizi kontrol ettirdiniz mi?
Böbreklerimiz vücudumuzdaki pek çok toksinin beden dışına atılması işlemini üstlenen son derece önemli yaşamsal organlarımızdır ama onların görevlerini yalnızca vücuttaki zararlı toksinleri uzaklaştırmak gibi düşünmemelisiniz.
Böbrekler, kan yapımından sodyum potasyum dengesinin oluşturulmasına, kemik bütünlüğünden D vitamini üretimine kadar pek çok alanda yaşamsal fonksiyonlar üstleniyor.
Birçok kişide hipertansiyon nedeninin böbrekler ya da böbrek damarlarının hastalıkları olduğu biliniyor.
Kısacası eğer böbrekleriniz yeteri kadar çalışmıyorsa sağlığınız bu durumda zannettiğinizden çok daha fazla etkileniyor.
İşte bu nedenle yıllık sağlık kontrollerinizde böbreklerinizin sağlam olup olmadığını da kontrol ettirmeyi unutmayın.
İdrar renginizde, miktarında, sıklığında oluşan değişimleri doktorunuzla paylaşmaktan çekinmeyin.
Çinkoyu nerede bulacağız?
Çinko önemli minerallerden biri. Bağışıklık gücümüz, saç, tırnak, cilt bütünlüğümüz, üreme fonksiyonlarımız, sperm üretimimiz ve daha pek çok stratejik ve kritik noktada çinko şart. Günlük ihtiyaç 10 mg civarında.
Çinko zengini besinlere gelince... İlk sırada susam var. Onu susam zengini bir başka besin daha doğrusu ürün izliyor: Tahin. Kabak çekirdeğinde de yeteri kadar çinko olduğunu unutmayın.
Bakliyat grubu özellikle fasulye nohut ve mercimekte de yeteri kadar çinko var.
Hayvansal besinlerin tümü özellikle de deniz ürünleri ve kırmızı et çinko zengini besinler.
Günde bir kadeh bile riskli!
Günde 1 kadeh şarap ömür uzatır yaklaşımının doğru olmadığını gösteren yeni ve büyük bir araştırma var.
Araştırma, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiş. Sonuç şu: Günde en fazla 1 ölçü alkollü içki içenlerin ömrü hiç içmeyenlere kıyasla daha uzun falan değil, tersine daha kısa!
Yine aynı araştırmada haftada 5 ölçü alkol tüketiminin ölümcül hipertansiyon riskini yüzde 24, aort anevrizması riskini yüzde 15, felç riskini yüzde 14, kalp yetmezliği riskini ise yüzde 9 artırdığı saptanmış.
Kısacası eski araştırmalara dayanarak tekrarlanıp duran “günde bir kadeh kırmızı şarap sağlığa iyi gelir” cümlesini yeniden masaya yatırmakta fayda var.
Paylaş