Paylaş
Rakamlar can sıkıcı. Her ne kadar rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’den “Doktor, ferdaya güzel bak!” talimatı almış olsam da maalesef önümüzdeki günlerin güzel olabileceğini düşünmüyorum. Bizi ağır hem de çok ağır bir kış bekliyor. Zira sadece İstanbul’dan değil hemen her ilden kötü haberler geliyor. Bu nedenle bir an önce derlenip toparlanmamız, aklımızı başımıza almamız ve önümüze konulan koruyucu tedbirleri kendi irademizle uygulamaya koymamız lazım. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarda kullandığı bir cümle benim için çok önemli, siz de önemseyin derim. Sayın Vali’nin de belirttiği gibi önümüzdeki günler için maskeye “su”, mesafeye ise “ekmek” kadar önem vermemiz lazım.
BİR SORU
KAFAM NEDEN SEPET GİBİ
Daha önce de yazdım. Pandeminin kaçınılmaz hale getirdiği stres yoğunluğu ve kaygı baskısı hemen herkesin kafasını karıştırdı. Aslında ağır viral enfeksiyonlarından sonra geçici bir süre de olsa beyin sisi ile karşılaşmak her zaman mümkün. Yani beyin sisi sorunu yalnızca COVID-19 enfeksiyonuna özgü bir problem değil. Ama bilelim ki içinde yaşadığımız şu tatsız günlerde sadece COVID-19 geçirenlerin değil, onu geçirme endişesi yaşayanların da beyni adeta bir çeşit “sisler bulvarı”na dönmüş durumda. Eğer sizde de böyle bir durum söz konusuysa yani “kafanızın sepet gibi olduğunu, bir türlü odaklanamadığınızı, kararsızlık içinde kıvrandığınızı, hemen her sabah yorgun ve halsiz uyandığınızı, o eski güzelim bebek uykularına hasret kaldığınızı”, kısacası özellikle ruhsal yanınızın yavaş yavaş çökmeye başladığını düşünüyorsanız nedeninin sisli beyin olabileceği aklınızda olsun.
BİR UYARI
EVDE BULAŞ ORANI HIZLA ARTIYOR
Uzmanlar son günlerde gelişen hasta sayısındaki hızlı artışın evde bulaş oranındaki artış ile ilişkili olabileceği düşüncesindeler. Özellikle sosyal yaşamında dikkatsiz davranan, “Bana bir şey olmaz, olsa da kısa sürede atlatırım” diye düşünerek tedbirlere uymayan gençlerin ev bulaşlarında en önemli faktör oldukları düşünülüyor. Zaten bu nedenle de uzmanlar son günlerde bir tık daha ileri gidiyor ve “Evdeki herkes sosyal mesafenin sağlanamayacağı durumlar ve ortamlarda maske takmalılar” diyor.
İYİ HABER
OXFORD AŞISI EN AZ YÜZDE 50 KORUYACAK
Oxford Üniversitesi’nin AstraZeneca ile birlikte geliştirdiği potansiyel korona aşısından da iyi haberler var. Aşı çalışmalarını yürüten sistemin direktörü A. Polland “Aşı en az yüzde 50 oranda koruma sağlayacak” açıklamasını yaptı. Muhtemel uygulamaya geçiş tarihi olarak da 2021’in ilk aylarını gösterdi. Kısaca aşı çalışmalarında olumlu ve sevindirici gelişmeler var.
AMAN DİKKAT
VİRÜSÜN BULAŞICILIĞI DAHA DA ARTMIŞ OLABİLİR
Teksas Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada (ABD), COVID-19’da oluşan yeni bir mutasyonun virüsü daha bulaşıcı hale getirmiş olabileceğini düşündüren veriler saptandı. Bir başka deyişle virüs muhtemelen eskiye oranla daha kolay bulaşabilme yeteneği kazandı! Aslında bu kötü haberin bir benzerini 3 hafta kadar önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ülkemiz için de söylemişti. Dr. Koca yaptığı açıklamada “Son zamanlardaki gözlemlerimiz virüsün daha bulaşıcı bir güce ulaştığını gösteriyor” demişti. Kısacası “Aman dikkat!”
NETİCE ŞUDUR
VİRÜS HÂLÂ TEHLİKELİ
Elimizdeki net ve açık bilgi şudur: Virüs daha kolay bulaşma yönünde mutasyona uğramış ama daha az ölümcül olma yönünde güç kaybına uğramamıştır. Sakın ola ki “Virüs mutasyon geçirdi, kolu kanadı kırıldı, eski gücünü kaybetti, artık öldürmüyor” veya “COVID-19 da nezleden gripten farksız bir kış enfeksiyonu haline geldi” diye düşünmeyin. Bu tür yanlış bilgiler ve yorumlara asla itibar etmeyin. Korunma tedbirlerini bugün de yarın da yani pandemiye nokta konulana kadar ısrarla ve dikkatle uygulamaya devam edin.
BİR UYARI
FERRİTİNİNİZ YÜKSEKSE DAHA DİKKATLİ OLUN
Ferritin demir taşıyan bir protein. Onun da kanımızda belirli ölçüler içerisinde bulunması gerekiyor. Azlığı da çokluğu da önemli. Ferritin azlığı eğer diğer parametreler de mevcutsa (mesela hemoglobin, hematokrit ve serum demiri düşmüşse) demir eksikliği anlamına gelebiliyor. Sürekli yüksek seyreden ferritin seviyeleri ise kronik bir iltihaba işaret sayılıyor. Rusya St. Petersburg Eyalet Üniversitesi’nde görevli araştırmacı Prof. Yehuda Shoenfeld, yüksek ferritin düzeylerini (hiper ferritin) muhtemel bir koronavirüs enfeksiyonunda sitokin fırtınasına yol açarak klinik seyrin ağırlaşabileceğini ileri sürüyor. Araştırılması gereken bir konu ama dikkate alınması gereken bir tavsiye olduğunu düşünüyorum.
Paylaş