Paylaş
Diyabetten hipertansiyona, kalp ve beyin krizlerinden kanserlere kadar sayısız sağlık sorununun da bir numaralı nedeni. Ne iyi ki bu mühim tehdit basit ve sıradan yaşam tarzı değişimleri ile ilaçsız da çözülebilen bir sorun. Yapılacak işler listesini diğer kutuda özetledim. Denemeye ne dersiniz?
BİR SORU: SİZDE DE İNSÜLİN DİRENCİ OLABİLİR Mİ
EĞER...
*Karın çevrenizde yağ birikiminiz varsa, özellikle de bel kalınlığı erkeklerde 102 santimden, kadınlarda 88 santimden fazlaysa...
*Trigliseridiniz 150’den yüksek, iyi kolesterol HDL’niz 50’den düşükse...
*Kan basıncınız yükselme eğiliminde ise...
*Tatlı krizleri ve yeme atakları yaşıyorsanız...
*Gün içerisinde (özellikle öğle ve akşam yemeklerinden sonra) kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız, akşam yemeklerden sonra uyuklama nöbetleri yaşıyorsanız...
*Ekmek, pizza, pilav ve makarna en favori yemeklerinizse...
*Gece uykunuzdan kalkıp tatlı ya da nişastalı bir şeyler (börek, pilav, meyve, tatlılar) atıştırma isteğindeyseniz...
*Uzun süre aç kalabiliyor ama yemeğinizi çok hızlı yiyip adeta çiğnemeden yutuyor, yemekte adeta freni patlamış bir kamyon gibi önünüzde ne varsa silip süpürüyorsanız...
*Gece terlemeleri ve sabah yorgunluğundan çok şikâyetçi iseniz...
Dikkat edin. Sizde de insülin direnci olabilir.
İNSÜLİN DİRENCİNİZ VARSA...
*İki öğün beslenme sistemine geçin. Günde iki öğün yiyin ve 14-16 saatinizi sadece su ve şekersiz içecekler içerek geçirin.
*Beslenmenizde şekerin her tipine (fruktoz, sukroz, glukoz) sınır koyun.
*Yoğun beyaz un kullanılarak yapılmış gıdaları yiyip içmeyin. Beyaz ekmek, kekler, makarnalar, krakerler, mısır-patates cipsleri, snack barlar, pankek, donut, tahılları sofranızdan uzak tutun.
*Şeker eklenmiş hiçbir sıvıyı -taze sıkılmış olsa bile meyve suyu da dahil- içmeyin.
*Tuzu azaltın. Tuzlu-unlu ve tuzlu-nişastalı paketli ürünleri bırakın. (Krakerler, tuzlu bisküviler, cipsler)
*Yağsız protein kaynaklarına yönelin: Balık, hindi, tavuk, yumurta, yoğurt, peynir... Bu besinler insülin karşıtı bir madde olan glukagonun yapımını arttırırlar.
*İşlenmiş karbonhidrat kazanımınızı azaltıp kompleks yani tam (işlenmemiş) karbonhidratlara (bakliyat, sebze) ağırlık verin. Özellikle daha çok ve bol sebze kullanın. Meyvelerin aşırı şekerli olanlarını yemeyin. Meyve tüketiminizi günde 1 porsiyonla sınırlayın.
*Mümkünse her gün düzenli egzersiz yapın. Hızlı ve tempolu yürüyüşler en iyisidir. 40-60 dakikalık yürüyüşü en az 4-6 kez tekrarlayın. Ayrıca ağır bir yemek yediyseniz 30-60 dakika sonra 30-60 dakikalık ek yürüyüşler yapın. Egzersiz sıklığınız haftada 5 günden az olmasın.
BİR SORU: MOTORLARINIZ SAĞLAM MI
BEDENİNİZİN en alt birimleri hücrelerinizdir. Temel yapıları aynı olan bu becerisi muazzam, hacmi minicik yapılar, farklılaşarak doku ve organlarınızı, onlar da sistemleriniz ve sizi oluşturuyor. Her hücrenin temel vazgeçilmezi ise yaşamını sürdürmek için zorunlu olan “enerji”yi bulmak. Bunu sağlayan, yani hücreye ihtiyacı olan enerjiyi üreterek hayat veren motorlar olmadan hiçbir hücre yaşayamıyor. O motorları da bilim âlemi mitokondri olarak adlandırıyor. Yani motor=mitokondri gibi bir durum var ve bu neticede mitokondri=sağlık ya da mitokondri=hayat anlamına geliyor. Peki, o motorlar yaşlanınca ya da bozulunca
ne oluyor?
NOT EDİN: MOTORLAR ARIZAYA GEÇMİŞSE...
EĞER hücrelerinizdeki o motorların, yani mitokondrilerin gücü, sayısı ya da yetenekleri sınırlanır ise maalesef işiniz zor! Yorgunluk, isteksizlik, bitkinlik, ağrılar, sızılar, uykusuzluk, organsal veya sistemsel işlev bozuklukları devreye giriyor. Depresyondan uykusuzluğa, unutkanlıktan bağışıklık zayıflığına, kronik yorgunluk sendromundan kas ve eklem sorunlarına çok sayıda sorun birbiri ardına patlak veriyor. Bu ve benzeri sorunları içine alan sağlık bozuklukları ise mitokondri bozuşması ya da mitokondrinpatiler olarak tanımlanıyor.
SORU ŞU: O MOTORLAR NEDEN BOZULUR
*Hareketsiz ve tembel bir hayat
*Aşırı antibiyotik, metformin, statin kullanımı
*Ağır metal (cıva, kurşun) yükü
*Yoğun şeker, un (galeta) ve süt ürünleri (kazein) tüketimi
*Alkol kullanımı
*Kimyasal maddeler (zirai ilaçlar, deterjanlar, kişisel bakım ürünleri)
*Trans yağlar (paketli gıdalar, kızartmalar)
Paylaş