Paylaş
Dikkat edeceğimiz küçük bazı ayrıntılar bile sağlığımızı doğrudan ve derinden etkileyebiliyor. Bu nedenle beslenme söz konusu olduğunda karar verirken daha dikkatli olmakta fayda var. Gelin, sözü daha fazla uzatmadan hemen her gün yapmak zorunda olduğumuz sıradan bazı beslenme seçimleri için önemli olabilecek küçük bazı ayrıntıları yeniden hatırlayalım. Hazırsanız buyurun...
SORU 1
HANGİ SU
Su hayattır! Tamam ama onu daha da zenginleştirmek, neredeyse bir “yaşam iksiri” haline dönüştürmek de yine bizim elimizdedir. Kısacası mesele sadece her gün 8-10 bardak su içmekten ibaret değildir, ayrıntılara da girmek gerekir. Mesela suların sert olanları yumuşak olanlarından daha değerlidir. Zira “sert su” demek kalsiyumu, magnezyumu, alkali gücü daha yüksek su demektir. Suyunuza ekleyeceğiz rendelenmiş portakal ya da limon kabuğu, dilimlenmiş salatalık parçaları öğütülmüş maydanoz, nane, fesleğen kırıntıları hatta bir tutam kadar da tarçın ve/veya rezene o suyu neredeyse bir yaşam iksiri haline dönüştürebilecektir.
SORU 2
HANGİ EKMEK
Ekmek kutsaldır! Ekmek hemen her inançta mübarek bir gıdadır. Ama ekmek söz konusu olduğunda da yine bazı basit ama değerli ayrıntılar vardır. Örneğin, “tam buğdaydan, çavdardan, mısırdan” yapılmış “ekşi mayalı köy ekmeği”, fırın üretimi beyaz ekmekten daha mükemmel bir gıdadır. Hatta o eski usul “atalık” ekmeklerin içinde daha az gluten, daha fazla posa, daha çok vitamin ve mineral vardır.
SORU 3
HANGİ SÜT
Ben çocuklar dışında yetişkin ve yaşlılar için süt yerine süt ürünlerinin tercih edilmesini öneririm. Tercih süt olunca da birinciliği keçi, ikinciliği manda, üçüncülüğü inek sütüne veririm. Yetişkinlerin, özellikle de yaşlıların süt yerine süt ürünlerini; kefiri, ayranı, yoğurdu tercih etmelerini tavsiye ederim. Tabii ki öncelik her zaman ev yapımı yoğurtta olmalı.
SORU 4
HANGİ ŞEKER
Net ve açık olarak yazalım: Esmeri, sarışını, beyazı fark etmez; meyveye, bala, pekmeze girmiş olması da sonucu değiştirmez, “hiçbir şeker masum değildir”. Şekerlerin her türlüsü sadece tadına bakmak, lezzet duygusunun farkına varmak için gereklidir. Kısacası söz konusu şekerse “Tat, bırak” kuralı geçerlidir. Bir bayram sabahında özellikle de bir “şeker bayramında” ağzınızın tadını kaçırmak istemem ama şekerin fazlası sağlık açısından bir tür “tatlı zehir” kabul edilmektedir.
SORU 5
HANGİ MEYVE
Zannedildiğinin aksine meyve şekeri fruktoz eğer dozu abartılırsa en az glukoz ya da bakkal şekeri (!) sakkaroz kadar tehlikeli olabiliyor. Karaciğerlerimizin de bir fruktoz işleme kapasitesi var. Ve bu kapasite günde ortalama 15 gramla sınırlı kalıyor. Bu da 2 orta boy elma, portakal, şeftali ya da 15-20 tane üzüm, kiraz, çilekteki fruktoz anlamına geliyor. Pazarda meyve seçerken önceliği düşük şekerli olanlara vermek gerekiyor. Hatırlatalım: İncir, karpuz, üzüm, muz, elma, armut gibi sevilen meyvelerin çoğu fruktoz zenginidir. Kısa bir not daha: Meyve seçimlerinizde daha fazla antioksidan kazanmak için renkli olanlarına öncelik verin, bedeninize daha fazla vitamin, mineral, flavonoid, polifenol kazandırmak için her gün en az 1 porsiyon meyve yemeye çalışın. Kısacası meyveler için de “azı karar, çoğu zarar” kuralını daima hatırlayın.
SORU 6
HANGİ ET
Haftada 1 ya da 2 gün 80-100 gram kırmızı et tüketmek sağlık için yeterli kabul ediliyor. Önceliği de kuzu veya -eğer lezzetinden şikâyetçi değilsiniz- keçi etine vermeniz öneriliyor. Zira bu ikili serbest dolaşma hakları(!) ellerinden zorla alınmadığı için daha güvenli ve kaliteli sayılıyor. Eğer bulabilirseniz meralarda özgürce dolaşarak hayatın tadını çıkaran danalardan hazırlanan etleri de listenize dahil edebilirsiniz. Tavuk etine gelince... Eğer bahçenizde büyütüyorsanız veya üretildiği yerden eminseniz haftada 1 gün tavuk eti de tüketebilirsiniz. Peki, “tavuk mu, hindi mi?” sorusuna gelince... Bizim mutfağın tercihi genelde hindi oluyor. Fırınlanmış hindi butu muazzam bir protein kaynağı kabul ediliyor.
SORU 7
HANGİ SEBZE
Her sebzeyi güvenilir sayın ve her sebzeden sık sık ve bol bol tüketin. Mümkün olanlarını da çiğ olarak tüketmeye gayret edin. Renkli sebzelere öncelik verin. Köklü ve kalın yapraklı sebzeleri de asla pas geçmeyin.
SORU 8
HANGİ BALIK
Deniz balıkları tatlı su balıklarından, soğuk su balıkları ılık su balıklarından daha fazla besleyici unsur içeriyor. Doğal şartlarda üreyip yetişen balıkların besleyici güçleri de çiftlik balıklarından daha fazla oluyor. Derin sularda yaşayan yaşlı balıklar genç balıklardan, iri balıklar (orkinos) küçük ve orta boy balıklardan (sardalya, hamsi, istavrit) daha fazla toksik madde, kimyasal hatta ağır metal (özellikle cıva) içerebiliyor. Balık yiyen balıklarda da sağlığa zararlı olabilecek toksik maddelerin miktarının daha fazla olabileceği belirtiliyor.
SORU 9
HANGİ KURUYEMİŞ
Kuruyemişlerin her türlüsü sağlık için yararlı. Özellikle doğal halleriyle yani kavrulmadan, tuzlanmadan, ezilip öğütülüp hırpalanmadan tüketilen her kuruyemiş bol miktarda vitamin mineral posa ve antioksidan içeriyor. Bizim geleneksel seçimlerimiz fındık, antepfıstığı, ceviz, badem, yerfıstığı da bu özelliklerin hepsine fazlasıyla sahipler. Ama bilelim ki kuruyemişleri de öyle avuç avuç tüketmek -özellikle kilo sorununuz varsa- pek doğru bir seçim değil. Zira kuruyemişlerin her birinin 100 gramında en az 600 kalori enerji depolanmış durumda. Bu nedenle “her gün 30 gram kuruyemiş” kuralını ihlal etmemenizde fayda var.
SORU 10
HANGİ ÇEKİRDEK
Tıpkı kuruyemişler gibi çekirdeklerin de her biri tıka basa doğal mucize moleküllerle doludur. Kabak, ayçiçeği, karpuz, kavun çekirdeği... Çekirdeklerin tümü E, B vitaminleri, çinko, kalsiyum, magnezyum mineralleri, faydalı bitkisel protein zenginidir. Yalnızca çeyrek kahve fincanı ayçiçeği veya kabak çekirdeği içi bile günlük E vitamini ihtiyacınızın tamamını karşılayabilir. Ama burada da kuruyemişlerdeki o değişmez kural yine ve aynen geçerlidir: Çekirdekleri de tuzlayıp, kavurmadan doğal halleriyle tüketeceğiz.
Paylaş