Paylaş
Kanımca, normal bünyeler için her gün 1 yumurta, kolesterol sorunları olanlar için gün aşırı 1 yumurta sağlıklı.
Daha fazlası için sağlıklı demek biraz zor.
Çünkü yumurtanın içerisinde araşidonik asit isimli “inflamatuar” yani “iltihap uyandıran” muzır (!) bir madde var.
Yumurtayı nasıl yiyeceğimiz de önemli.
En sağlıklı olan bizim kayısı dediğimiz yarı pişmiş halde haşlanmış yumurta.
Çok pişmiş yumurtada sarısı ile beyazı arasında oluşan yeşil çizgi, proteinin denature olduğunu yani yapısının bozulduğunu gösterir.
Protein yapısal olarak bozulmuşsa yumurta olmaktan çıkmış demektir.
Yumurtayı çok yağda yakarsanız bu kez de toksik etki ortaya çıkar.
Makul miktarda zeytinyağı veya tereyağında yumurtaya da izin var.
Akrilamide dikkat
Akrilamid, severek tükettiğimiz pek çok besinin içinde bulunabilen bir toksik bileşen, bir tür kanserojen.
Ekmek dışında kahvede (özellikle hazır toz kahvelerde), bisküvi ve gofretlerde fazlaca bulunabiliyor.
Besinlerle bedene giren akrilamid miktarı arttıkça da kanser tehlikesi büyüyor.
Aslında işin arka planında bir aminoasit, asperajin var. Yüksek ısıda pişirilen asperajin zengini gıdalarda (ekmek, patates, kahve, şeker) bol miktarda akrilamid oluşabiliyor.
Akrilamidin ne kadarının sağlık için riskli olduğu tam olarak bilinmiyor. Bu nedenle de mümkün olduğunca az kazanılması tavsiye ediliyor.
Daha az akrilamid maruziyeti için de kızartmalardan kaçınmak ve pişirme sırasında yüksek ısıdan uzak durmak öneriliyor.
Hipertansiyon Alzheimer ilişkisi önemlidir
Alzheimer, önemli bir yaşlılık sorunu. 65 yaşındakilerin en fazla yüzde 2’sini ilgilendirirken, bu rakam 85 yaş ve sonrasında yüzde 20-25’i bulabiliyor.
Tıpkı diyabette olduğu gibi hipertansiyonun da Alzheimer riskini artırdığını gösteren bulgular var.
Bu bulgulardan en önemlisi tıp dergisi JAMA’da (Ocak 2019) yayınlandı. Bu araştırma ile de gösterildi ki yüksek tansiyon, dikkat ve düşünme bozukluğuna yol açıyor, Alzheimer’ın gelişimini hızlandırıyor.
Kaliteli bir probiyotiğin 7 özelliği
- İçinde yüksek oranda probiyotik bakteri bulunmalı.
- Mide asidi ve safraya dirençli olmalı.
- Bağırsakta kolonize olup yaşamını sürdürebilmeli.
- Bağışıklık sistemini uyarabilmeli.
- Alerjileri engelleyebilmeli.
- Gaz, şişkinlik sorununa iyi gelmeli.
- Kabızlık sorununa çözüm getirmeli.
Probiyotik takviyelerin yan etkileri var mı?
Güvenle kullandığımız probiyotiklerin de bazı yan etkileri olabilir. Bu nedenle her probiyotik herkese uymaz, probiyotik takviyeleri doktor önerisi olmadan yeterli fayda sağlamaz. En sık görülenleri işte şunlar:
◊ Gaz ve şişkinlik
◊ İshal ya da kabızlık
◊ Histamin seviyelerini artırarak histamin intoleransını tetiklemek
◊ Karın ağrısı
En güçlü doğal probiyotik kaynakları
◊ Kefir
◊ Yoğurt
◊ Salatalık, lahana turşusu
◊ Boza ve şalgam
◊ Tarhana
◊ Peynir
Göz kuruluğuna yol açan ilk 10 şey
◊ Gözyaşı üretiminin azlığı
◊ Gözü az kırpmak
◊ Antidepresanlar, ağrı kesiciler, tansiyon hapları, alerji ilaçları, uyku destekleri gibi göz kuruluğunu artırabilecek ilaçlar kullanmak
◊ Rüzgara, klimaya maruz kalmak
◊ Sigara içmek veya sigara içilen ortamlarda bulunmak
◊ Uzun süre güneşte durmak
◊ Kontakt lens kullanmak
◊ Romatizmal bazı hastalıkların bulunması
◊ Menopoz dönemi gibi hormonal değişikliklere maruz kalmak
◊ Göz kapağı fonksiyonlarının yetersiz kalması
Paylaş