Paylaş
Biri hariç, rakamlar bize güzel şeyler söylüyor, önümüzdeki günler için iyi haberler veriyor. Yoğun bakımdaki hasta sayılarının ve entübe hastaların sayısının azalması, iyileşenlerimizin 100 binin üzerine çıkması, iyileşme oranlarımızın yüzde 75’leri geçmesi gerçekten sevindirici haberler.
Ama şunu bilelim: Günlük ortalama yeni vaka sayımız hâlâ yüksek. Geçen hafta 1600’lerde çakıldı kaldı. Son dört günlük sokağa çıkma kısıtlaması sayesinde bu hafta binlerin altına inmemiz bekleniyor. Unutmayalım ilk hedefimiz bin barajının altına düşmektir. Hemen sonra da 500 barajını aşıp günde maksimum yüz hasta hedefini yakalamak önemli.
Yeter ki evde kalalım. Bayram sonuna kadar evden çıkmamaya çalışalım. Ve yeter ki maske-mesafe ikilisini vazgeçilmez bir alışkanlık haline getirelim.
UNUTMAYIN: KAPALI ALANLAR DAHA RİSKLİ
YENİ bir çalışma kapalı alanlarda taşıyıcılardan çıkan virüs yüklü damlacıkların havada kalma süresinin beklenenden daha uzun olduğunu, 10-12 dakikayı bulabileceğini gösterdi.
Bu bilgi önemli. Anlamı da şu: Prensip olarak salgın tehdidi sıfırlanana kadar, kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durmak lazım. Çok gerekmedikçe kapalı alanlara girmemek, kalabalıklara karışmamak, mecburiyet halinde de mutlaka maske takmak zorundayız.
Uzmanların bize bir diğer önerisi de şu: Maskenizi taksanız bile kapalı ve kalabalık ortamlarda uzun süre kalmamaya özen gösterin.
ÖNEMLİ: O DAMLACIKTA NE KADAR VİRÜS VAR
HASTALIK yapma kabiliyeti yüksek de olsa, koronavirüs bulaştığı herkesi hasta edemeyebiliyor. Virüs kapan birinin hastalığa yakalanıp yakalanmayacağını belirleyen faktörlerden birinin de ‘virüs yükü’ olduğu biliniyor. Ağız veya burun yoluyla kaptığınız virüs yüklü damlacıkların içlerindeki virüs miktarı bu nedenle çok önemli.
Şu nokta çok net ve açık: Kapalı alanlarda havada bulunan ve gözle görülmeyen virüs yüklü damlacıkların sayısı da o damlacıkların taşıdıkları virüs miktarı da beklenenden daha fazla oluyor.
ÖNEMLİ UYARI: AŞIRI SICAKLARA DİKKAT
HAVALARIN aniden ısınması ve içinde bulunduğumuz ayın oruç ibadetiyle geçirilmesi sağlık açısından biraz daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. Çok sıcak saatlerde güneşte kalmamak, D vitamini depolayacağım diye uzun süre ve kontrolsüz güneşlenmemek bu günlerde biraz daha önemli.
Sıcaktan korunma özellikle yaşlılar, tansiyon hastaları, diyabetliler, solunum yetmezliği çekenler için daha da önem kazanan bir sağlık ayrıntısı. Dikkatli olmakta fayda var.
FDA UYARDI: KEDİ VE KÖPEKLERDE DE SOSYAL MESAFE GEÇERLİ
AMERİKAN Besin ve İlaç dairesi (FDA) yeni yayımladığı bir uyarıda, sosyal mesafe kuralına kedi ve köpekler için de uyulmasını önerdi. Uyarıda, kedilerin mümkünse evde tutulması, köpeklerin dışarıda mutlaka tasmalarına bağlı bir şekilde dolaştırılması, diğer insan ve hayvanlardan en az 2 metre uzakta tutulması tavsiye edildi.
FDA, ayrıca köpek sahiplerinden çok sayıda insan ve köpeğin bulunabileceği parklar ve diğer kamusal alanlardan da uzak durmalarını tavsiye etti.
UNUTMAYIN: OTURMAK BEDENE İHANETTİR
VÜCUDUMUZ hareket etmek üzere tasarlanmış bir cihaz gibidir. Hareketsiz geçen ilk 20-25 dakikayı takiben kalça kaslarında süratle insülin direnci gelişmeye başlıyor. Bu direnç daha sonra diğer kaslara da yayılıyor. Kısa bir süre sonra karaciğer de insüline hassasiyetini kaybediyor.
Netice mi? Netice malum: ‘İnsülin direnci’ devreye giriyor. Kanımızda insülin, trigliserid, şeker rakamları yükselmeye başlıyor. Onları bir süre sonra iyi kolesterolün (HDL) azalması, kötü kolesterolün (LDL) artması izliyor.
Kısacası oturmak sadece eklemleri paslandırmıyor, kasları eritip kemikleri zayıflatıyor, damar yaşlanmasını hızlandırıyor.
Netice şudur: Zorunluluk olmadıkça oturarak geçirdiğiniz süre asla 20-30 dakikadan fazla olmasın. Bilelim ki “hareket berekettir”, “işleyen demir ışıldar”.
BİR UYARI: EL DEZENFEKTANLARINA DİKKAT
EL temizliğinde kullanılan dezenfektanlar, aslında tehlikeli kimyasallarla yüklü sıvılar.
İçerdikleri yoğun alkol ve deterjan yükü sayesinde virüsleri etkisiz hale getiren bu sıvıların, sağlık için bazı riskleri olduğu zaten biliniyordu. Beklenen oldu. Rakamlar ve uzmanlar daha şimdiden “Aman dikkat” demeye başladılar. Haklılar! Rakamlara göre son iki aylık salgın döneminde dezenfektanlara bağlı zehirlenme vakaları 5 kat artmış. En çok zararı da ne yazık ki çocuklar görmüş.
Risk bakımından en çok sorun yaratanlar, el temizlemede kullanılan jeller ve sıvı alkol içeren dezenfektanlar.
Zehirlenmenin en sık belirtilerine gelince: Bulantı, kusma, baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik ve hareket bozuklukları ilk sıraları alıyor.
Paylaş