Paylaş
Virüsü sokakta bırakıp eve sokmamak ona çoğalma, yayılma, yaşam hakkı tanımamak, bütün araştırmalarda salgını kontrol altına almanın en etkili yolu olarak saptanmıştır. Tabii ki sosyal mesafe, el temizliği ve genel hijyen tedbirleri ve muhakkak ki maske takma ve diğer önlemlerin de faydası tartışılmaz. Ama şu bilgi çok net ve açık:
COVID-19 pandemisiyle mücadelede evde kalmak, çok gerekli olmadıkça sokağa çıkmamak en etkili önlem.
Nedenine gelince: Virüs organik bir zemin bulamadığında çoğalamıyor, kendiliğinden parçalanıp yok oluyor. Bu yok olma süresi de en fazla 2-3 günde tamamlanıyor. Kısacası önümüzdeki günlerde de ‘izolasyon’ meselesini hep ön planda tutmamız, evde kalarak virüsü sokakta yok olmaya mecbur kılmamız gerekiyor.
BİR SORU: KÜRESELLEŞMENİN BU SALGINA ETKİSİ VAR MI
BAŞLIKTAKİ sorunun yanıtı, küreselleşmeden ne anladığınız ve onu nasıl yorumladığınızla birebir bağlantılıdır. Eğer küreselleşme ‘sağlıkta hakkaniyet’ kuralını ihlal ediyorsa, eğer küreselleşme ‘sosyal devlet’ meselesinin altına dinamit koyuyorsa, eğer küreselleşme ‘toplumsal tabakalaşma’yı derinleştirip ‘sağlığa ulaşma’da sorunlar yaratıyorsa ve yine eğer küreselleşme ‘zararlı etkenlere maruziyet’te ve o etkenlere karşı ‘savunma’da farklılıklara sebep oluyorsa, muhakkak ki bugün yaşadığımız pandeminin en azından belirli bir noktasında etkili olmalıdır.
Bu pandemide birçok ülke, ekonomik zenginliği ve gücüne rağmen sağlık teknolojilerindeki geriliğin, sağlıksız yaşam tarzlarındaki yaygınlığın, sağlık hizmetlerinden faydalanmadaki adaletsizliğin ve belirli toplum gruplarındaki yoğun maddi yetersizliğin neticesi olarak, pandemide beklenenden çok daha ağır yaralar aldı. Kanaatimce Amerika, İngiltere, Rusya, İspanya ve İtalya’nın yaşadığı ağır sorunlar bu konularla birebir ilişkili.
Umalım ki önümüzdeki dönemde bu konular küresel ölçekte masaya yatırılır ve yeniden değerlendirilir.
BİR BİLGİ: RO DEĞERİ NEDEN ÖNEMLİ
BİR virüs taşıyıcısının o virüsü bulaştırdığı kişi sayısı (R0) değeri ile ölçülüyor. Basit anlamda R0 değerinin belirlenmesi, hastalığın yaygınlığı ile ilgili doğru tahminler yapmaya ve buna paralel önleme/kısıtlama stratejileri oluşturmaya yarıyor. Mesela son günlerde gevşetilen önlemlerin ne gibi neticeler verdiği de bu şekilde tahmin edilecek. R0 değerine bakılacak, artma mı, azalma mı var anlaşılacak. Bu değerde yaşanacak artış, önlemlerin yeniden sıkılaştırılmasına neden olabilir.
Örneğin Almanya’da Robert Koch Enstitüsü, daha önce 0.7 olan R0 değerinin 1.13’e ulaştığını açıkladı ve gevşetilen önlemlerle ilgili kuşkular oluştu. Özetle tedbirlere uymak ve işi sıkıya almayı sürdürmek, neticede de virüsü sokağa hapsederek bu değeri 1’in altında tutmak temel hedefimizdir.
BİR DİLEK: BU BAYRAMIN TEKRARI ŞART
65 yaş sınırlamasına tanınan izin kısa süreli de olsa müthiş işe yaradı. Her şeyden önce o güzel insanların sadece bedenleri değil, ruhları gecikerek de olsa adeta bahar bayramı yaptı. Hiç tereddütsüz altını çizelim: 65 yaş üstü grup da 20 yaş altı gençler ve çocuklar da konulan kısıtlamalara harfiyen uydular. Görünen o ki her iki guruba da bu fırsat en azından haftada bir gün yeniden tanınmalı. Zira her iki grup da bu kolaylığı fazlasıyla hak ediyor.
BANA GÖRE: AVM’DEKİ ÖNLEMLERİN İLK İKİSİ NE OLMALI?
AVM’lerin açılması herkeste “Acaba yanlış mı yapılıyor?” sorusunu akla getirdi. Böyle düşünenler haksız da değiller. Kalabalıkla temas, havalandırmada çıkabilecek bulaş sorunları ve daha pek çok ayrıntı var akla gelen. Ama yine de ilk iki ayrıntının tuvaletler ve soyunma kabinleri olduğu kesin. Muhtemel bir bulaşma riskinin en yüksek olduğu yerler bu iki nokta.
Bu bilgi bilimsel olarak da doğrulandı. Mesela hastanelerin en çok viral yük barındıran sosyal alanlarının soyunma odaları ve tuvaletler olduğu gösterildi.
Paylaş