Avokado mu kuşburnu mu dut pekmezi mi

Mesela 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in sağlık sırrı ‘avokado’ya bağlanmıştır. (Uzun yıllar özel hekimliğini yaptığım için net ve açık olarak belirteyim ki o bilgi yanlıştı. Peki, kilo sorunu ve diyabetine rağmen 90’lı yaşları geçebilen Demirel’in sırrı neydi? Bana göre Demirel’in sırrı gelmiş geçmiş en büyük teflon stratejistlerinden biri olması, yaşamını sıfır stres ile sürdürebilmeyi başarmasıdır.) 90’lı yılların başlarında Tansu Çiller Hanımefendi’ye mal edilen “gripsavar kuşburnu çayı”na gelince... Kuşburnu güçlü antioksidan yapısı olan bir meyve. Çayı ise çok etkili bir içecek. Güçlü bir C vitamini deposu. Faydalı olduğunu söyleyebilirim. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gripsavar ve kış desteği olarak “dut pekmezi”ni seçtiğini son seyahatinde kendisine eşlik eden basın mensuplarına açıkladığını gazetelerde okuyunca pek sevindim. Nedeni şu: Tayyip Bey çok doğru bir seçim yapmış. “Karadut pekmezi” çok faydalı bir besin. Ayrıca güçlü bir virüssavar. Hele bir de Adilcevaz (Bitlis) yöresinin yerel ekşi karadutundan üretilmişse...

SORU ŞU: KARADUT PEKMEZİ ÜZÜM PEKMEZİNİ YENER Mİ

YANIT için sizinle önce Bitlis Eren Üniversitesi’nin değerli öğretim üyeleri Seda Oğuz ve Zülfikar Yılmaz’ın yaptığı araştırmadan notlar paylaşıyorum: Karadut ciddi bir flavonoid, antosiyanin ve karotenoid deposu. Vitamin gücü çok iyi. İçinde bol B ve C vitaminleri var. Mineral bakımından da oldukça zengin. Magnezyum, kalsiyum, manganez, çinko... Ne ararsanız var! Özeti şudur: Karaüzüm pekmezi de karadut pekmezi de bizim geleneksel doğal şifalı besinlerimiz. Yeter ki abartılmadan tüketilsinler. Yeter ki tüketenler 2 tatlı kaşığı ile yetinebilsinler. Yeter ki doğal şartlarda, geleneksel tekniklerle, içine hiçbir kimyasal katılmadan, ev usulü üretilsinler. Benim pekmezde favorim ise andız pekmezidir. Nedenini bir başka yazımda anlatacağım.

KISA BİLGİ 1: KARACİĞER YAĞLANMASINI NASIL ÖNLERSİNİZ 

*Kilo verin.

*Alkolü kesin.

*Şekerden vazgeçin.

*Meyve suyundan vazgeçin.

*Meyveye sınır koyun.

*İlaçları gözden geçirin.

*Bitkisel haplara ara verin.

*Egzersiz yapın, yürüyün.

*İki kupa kahve için.

*İnsülini izleyin.

KISA BİLGİ 2: VİRÜS HASTALIKLARI NEDEN PATLADI

*Toplu taşıma kullanımı arttı.

*Okullarda sınıflar çok kalabalık.

*Çekirdek aile dağıldı, çocuklara bakım aksadı.

*Bağışıklık zayıfladı.

*Probiyotik güç dibe vurdu.

*Aşırı antibiyotik kullanımı var.

*Beslenme bozuklukları yaygın.

*Aşılanma karşıtlığı var.

SORU ŞU: BEYNİNİZİ SİS Mİ BASTI

SİZE bir sorum var: Zaman zaman dalgınlık, sözcükleri bulmada güçlük, düşüncelerinizi toplamada zorlanma, bulunduğunuz ortamdan anlık kopmalar, dikkati toparlayamama, kişisel numaraları sık sık unutma, eşya kaybetme gibi problemleriniz var mı? Eğer bu saydıklarımdan iki ya da üçü var ve bunlara “dinlenme ihtiyacı, karar vermede zorlanma, uyku isteği atakları, mental performansınızda yavaşlama, konsantrasyon kaybı” gibi şeyler de eklenmişse gelin beni dinleyin ve siz de “Acaba bende de beyin sisi meselesi olabilir mi?” sorusunun yanıtını aramayı ihmal etmeyin. Nedeni tek cümle ile şu: Beyin sisi meselesi, gelecekte oluşacak ciddi bir bellek kaybının ilk ve tek işareti olabilir...

UNUTMAYIN: BEYİN SİSİ NEDENLERİ 

SİSLİ beyin bir hastalık değil, bir sorun. Ama çok yaygın, çok can sıkıcı, çok etkileyici bir problem. Kafa karışıklığına, odaklanamamaya, dalgınlık ve unutkanlığa, az biraz da kaygı bozukluğu ve stres yönetimi zorluğuna yol açıyor. Ona çoğu zaman uyku sorunları, yorgunluk, bitkinlik, ağrı sızılar ve nöropatik yakınmalar da eşlik ediyor. Ortada tedavi edilecek bir “hastalık hali” olmayınca da modern tıp bu mühim meseleye kayıtsız kalıyor. “Sorunlarınızın nedeni psikolojik olabilir” deyip konuyu geçiştiriyor. Oysa o mitokondriopatilerden nöropatilere, homosistein artışından metilasyon eksikliklerine, ağır metal zehirlenmelerinden vitamin, mineral ve omega-3 eksikliklerine kadar pek çok sorunun ilk belirtisi, işaret fişeğidir ve her sorun gibi onun da ciddiye alınıp çözümlenmesi gerekir.