Temizlenseler keşke

Ben izlemiştim görüntüleri adam açık açık yasa dışı bahis reklamı yapıyordu sosyal medyasından...
Ama ilk yapılan operasyonda adı geçmeyince şaşırmıştım.
Yakalama kararı çıkartılmış hakkında ama bilin bakalım nerede?
Kaçmış çoktan yurtdışına.
Bir daha da gelmez. Çünkü ilk operasyon sonrası kaçmış.
Yasa dışı bahis sitelerinden, bu işi yapan aracılardan parayı topladı çünkü.
Bir süre rahat...
Kim bilir kimlerin kanına girdi, kimler onun sayesinde bu sitelere girip paralarını kaptırdı.
Ah beee...
Sizler toplumun kanını emen tiplersiniz.
Umarım hak ettikleri cezayı alırlar.

Devam mı yani!

Demek ki yaş geçince kontrolü de zor oluyor insanların. Bakınız Mehmet Ali Erbil. Kimse kontrol edemiyor onu artık.
TikTok’tan yayın açmış, kendini acındırmış ve hediyeler toplamış yine.
Tabii ki para vereni de sorgulamak lazım orası ayrı ama ne işin var buralarda aklım almıyor.
Bence ona ev hapsi değil de TikTok yasağı verilmeli.
O zaman sıkılır, o zaman dertlenir ve yaptığı hatayı anlar. Evde kal demek onun için ödül gibi bir şey bence.
Çok eminim o ev hapsi devam ettikçe daha yeni şeyler yapacaktır...
İzleyip görelim, bir köşeye not edelim.

Devir sizin devriniz

Ne garip... Dolandıran dolandırıldığıyla kalıyor bazen.
Bir iki gün konuşuyoruz sonra kapanıp gidiyor mevzu.
İşin acısı hâlâ onlara ‘beyefendi-hanımefendi’ denmeye devam ediliyor.
Kerimcan Durmaz olayını hatırlıyorsunuz değil mi?
Almanya’da bir kızcağızı evlenme vaadiyle yıllarca kandırmış.
“Sevgiliyiz” demiş, parasını yemiş.
“Geliyorum” demiş saat aldırmış.
“Gel” demiş telefon aldırmış.
“Git” demiş para göndertmiş kendisine.
Vay be.
Ama bakın o sessizliği seçti ve “Cevap vermezsem konu da kapanır gider” dedi.
Haklı çıktı, kapandı konu.
Millet hâlâ onu görünce fotoğraf çektiriyor...
Bence yaptığı düpedüz nitelikli dolandırıcılık.
Kızcağız çırpınıyor, “Paramı versin, zor durumdayım” diyor ama duyan, bir şey yapan yok.
Biz hiç değilse toplum olarak bir cevap verelim böyle tiplere.
Tanımayalım mesela, pis pis bakalım suratlarına.
Ne bileyim bir şeyler yapalım!

Uydurma kaşelere kanmayın

Yılbaşı yaklaşırken klasik uydurma kaşe haberleri fırlamış yine.
Peşinen söyleyeyim çoğuna inanmıyorum, inanmayacağım da.
Fiyatlara şöyle bir göz gezdirdim.
Bazı sanatçılar 10 milyon, bazıları 8-9 milyon liraya anlaşmış yılbaşı gecesi için.
Hiç aklım almıyor, mantıklı gelmiyor bana bu fiyatlar.
10 milyon verilirse bir sanatçıya, müşteriye kim bilir ne kadarlık bir hesap gelecek?
O mekan nasıl kar edecek?
Günümüzde pek mümkün değil bu sanatçı kaşeleri.
Ama bizler seviyoruz başkalarının aldığı fiyatları konuşmayı.
Milli sporumuz gibi bir şey artık bu.
Bu fiyatları görüp, duyup canını sıkanlar var, biliyorum.
Hiç sıkmayın canınızı, duyduğunuz fiyatı ikiye bölün öyle sıkın sıkacaksanız illa kendinizi.

Keşke

Yusuf Güney, “Keşke deneyimlerimi anlatabilsem. Çünkü uzaylıları gördüm. Bazı şeyleri anlatamıyorum, başım farklı bir belaya girer” demiş.
Ben de diyorum ki keşke biri Yusuf Güney’i karşısına alıp şunları söylese...
∆ Yusuf! Sen uzaylılar görmedin kardeşim.
∆ Başın ‘farklı’ bir belaya girmez sen yine de anlat canım kardeşim.
∆ Uzaylılar olsa bile seninle asla konuşmazlar kardeşim.
∆ Astral seyahat ile farklı alemlere de gitmedin sen kardeşim.
∆ Buldun bir yol oradan bizi yemeye devam ediyorsun ama artık kabak tadı veriyor kardeşim.