YouTube magazini 1: Reynmen’in derdi ne

Haliyle YouTube dünyası ve Reynmen takipçileri ortalığı birbirine kattı.
Önce videoyu neden sildiğine dair polemikler başladı.
Ardından da videoyu neden tekrar yüklediğine dair...
Bir kere şunu açıklığa kavuşturmalı: Reynmen videoyu tamamen silmedi.
Sadece YouTube’un “gizli” seçeceğini kullandı ve kendisinden başka kimse videoyu bir süre göremedi.
Sonra yeniden “herkese açık” seçeneğine geri dönüş yaptı.
Peki Reynmen’in derdi neydi?
İlk seçenek şu: İnişli çıkışlı, hesapsız kitapsız gibi görünen radikal hareketler yaparak konuşulma, yeniden gündeme gelme ihtiyacını karşılamak.
Nitekim bunu
başardı da...
İkinci seçenek, YouTube’un para kazanma özelliğini kapatması ihtimali.
Eğer içerik kurallarını ihlal ederseniz YouTube bunu yapabiliyor.
Reklam verene uygun değil diyerek...
Ama bu seçenek video kısa bir süre tekrar konulduğu için geçersiz oldu zaten.
Üçüncü seçenek ise en baskın olanı:
Videonun izlenme rakamlarının sahte olduğuna dair forumlarda, sosyal medyada dolaşan iddiaları Reynmen’in çok ciddiye alması, onlara laf yetiştirme ihtiyacını hissetmesi.
Sonuçta açıklamalarında sürekli bu iddiaları ortaya atanlarla dalga geçti Reynmen.
Yarası olan gocunur hesabı.
Gerek var mıydı? Yoktu.
Ama anlaşılan izlenme rakamları arttıkça Reynmen bu durumla profesyonel bir şekilde baş edemeyecek gibi.

YouTube magazini 2: Cüneyt Özdemir’in duygusal videoları

Cüneyt Özdemir Kartalkaya tatilinde yeni bir yönünü gösterip kişisel hikayelerini anlatmaya başladı bize.
Bir gençlik aşkının anlatıldığı ilk video çok paylaşılınca ikinci bir video daha çekti Özdemir.
O videoda da bu kez askeri liseye girememe anısını dinledik.
Elbette kavuşulamayan bir aşkın anlatıldığı ilk video daha çok paylaşılmıştı.
Sonuçta duygusal videolar her daim gönül tellerini titretir.
O videoda en sevmediğim şeyi söyleyeyim: Duygusal müzikler kullanarak, görüntüyü yavaşlatarak filan olayı iyice dramatize etme hali.
Keşke bunu yapmasalarmış. Yakışmıyor çünkü.
Yoksa Özdemir’in kişisel hikayelerini dinlemek güzel.

Yoksa tasarlanmış mıydı

Orijinal fikrimiz neden yok diye hayıflanırken (bakınız, pazartesi yazısı) Peak reklamı skandalı çıktı ortaya.
Peak’in merak uyandıran reklamı meğer Audi’nin Safety Code reklamlarının aynısıymış.
Kimse orijinal fikir bulmak için çabalamıyor.
Kocaman ajanslar
dahi.
Bir yandan insanın içine kurt düşmüyor değil:
Belki bu da bir stratejiydi!
Daha çok konuşulmak adına tasarlanmış, en baştan beri bu şekilde kurgulanmış bir strateji.

Kendinle sevgili olmak

Çok güzel görüşler, özenle yazılmış mailler geldi.
Kendinle sevgili olmak, kendini sevmek meselesiyle ilgili.
Bir kısmı yarın burada arkadaşlar.