Paylaş
Nişantaşı’ndaki Must’ın işletmecisi ve ortağı Ercan Gümüşkaya, karantina sona erip hayat normale dönse bile sosyal mesafenin etkisini sürdüreceğini söylüyor:
“İlk etapta en çok konuşulacak ve uygulanacak şey masalar arasına konulacak mesafe ve masalardaki zorunlu kişi sayısı olacak. Ki açtığımızda biz de sıkı sıkıya tüm kuralları uygularız. Ama konuklarımıza bunu nasıl anlatacağız? ‘Dört kişi yan yana aynı masaya oturamazsınız’ mı diyeceğiz? Ya da ‘Aynı masada oturun ama aranızda hep 1 metre olsun’ mu diyeceğiz? Yaşayıp göreceğiz.”
GELİRİMİZ KOCA BİR SIFIR
Gümüşkaya, her şey normale döndüğünde eski haline en geç dönecek olan sektörün yeme-içme ve eğlence sektörü olacağının altının çiziyor:
“Bu nedenle virüs tehdidinin tamamen ortadan kalkması lazım. Sadece alınacak önlem ya da planlarla olacak iş değil bu. Koca bir sektörün durumu ve geleceği 1 metre aralarla çözülemez. Düşünün, virüsün yayılmasından sonra mart ayına yüzde 40 düşüşle başladık. Zaten ayın ortası kapatmak zorunda kaldık. Daha nisan ve mayıs var. Belki de haziran. Bu süreçte personel maaşları var. Kredi, kira ve fatura borçları birikecek. Tedarikçi ödemeleri durdu, tekrar başlayacak. Açılacağımız ilk ay toplu borç ödeyeceğiz ama nasıl? Maalesef aylarca gelirimiz kocaman bir sıfır olacak.”
KENDİ BAŞIMIZA ZOR
“Bu işin içinden nasıl çıkacağımızı henüz hiç kimse tam olarak bilmiyor” diye sözüne devam eden Gümüşkaya’nın bir de mesajı var:
“Sektörde yüzbinlerce çalışan var. İçine girdiğimiz bu çıkmazdan kurtulmamız için hükümetimiz ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuda mutlaka bir destek paketi açıklamasını bekliyoruz. Senin aracılığınla sesimizi yetkililere duyurmak istiyoruz. Yoksa bu işin içinden kendi başımıza, kendi çabalarımızla çıkmamız mümkün görünmüyor.”
İlk normalleşme adımı temmuz ve ağustosta
Zorlu AVM’deki Morini’nin Yaprak Baltacı ve Aslı Sayar’la birlikte ortağı olan Başak Soykan, mekanların dünyada da yeniden eski seviyesine dönmesi için uzun bir süreye ihtiyaç olduğunu düşünüyor: “Çünkü yaşadığımız durum derin etkiler bırakıyor. Sadece New York’ta işsiz sektör çalışanı sayısı 2 milyona ulaştı. Kapanan restoran sayısı da tartışmasız çok yüksek.
New York’un önemli yeme-içme gruplarından Altamarea’nın kurucusu ve aynı zamanda bizim ortağımız olan Michael White, bine yakın personelini işten çıkardı.
Büyük yeme-içme gruplarının hepsi aynı durumda. Çoğu 2 bin ila 2 bin 500’ler seviyesinde elemanın işine son veriyor her gün. Sonuçta yeme-içme sektörü yüzbinleri içine alan bir ekosistemi besliyor.
Türkiye’de de böyle... Şu anda hepimizin en büyük çabası ayakta kalmak. Çalışanlarımızı kaybetmeden başladığımız noktaya geri dönebilmek. Devlet desteği bu anlamda çok önem taşıyor.”
Soykan’a, “Mekanlar ne zaman eski haline döner?” diye soruyorum. Yanıtı şu oluyor: “Bu sorunun yanıtı zor. Haziran başına kadar farklı bir noktada olamayacağımız. Salgın kontrol altına alınırsa temmuz ve ağustosta normale dönmek için adımlar atılabilir.”
İlk başlarda insanlar biraz çekingen olabilir
Bünyesinde 29, Angie, Da Mario, La Petite Maison ve Zuma gibi birçok restoranı barındıran d.ream grubunun operasyon yöneticisi Çetin Kolukısaoğlu, “Sektör olarak hayatın haziranda başlamış olacağına tüm kalbimle inanıyorum” diyor ama şu konuya da dikkat çekiyor:
“İlk başlarda insanlar biraz çekingen olabilir. Bizler bu çekingenliği atmaları için misafirlere her türlü değişiklik ve yeniliği sunmaya hazırız. Mesela yüksek hijyen standartları.
Zaten bu konu d.ream’in kuruluşundan bu yana hep önceliği olan bir konu oldu.
Halen de öyle.
Hijyen standartlarını korumanın yanı sıra tedarik zincirindeki kontrolleri artırmak da gerekiyor. Misafirlerimizin kendilerini rahat hissedeceği mesafeler yaratmak da alınacak aksiyonlardan birkaçı.
Ama sektörde ciddi değişimler olacağı kesin. Bunu nasıl hem sağlıklı ve faydalı hem de ilgi çekici yapabiliriz; şu dönemde ona kafa yoruyoruz.”
Paylaş