Paylaş
◊ İster istemez mukayese ediyorsun. O yüzden hemen söyleyeyim: “Atiye” ilk Netflix dizisi Hakan:Muhafız’ın yaşattığı hayal kırıklığını silip süpürüyor.
Onun çocuksuluğundan, oturmamışlığından eser yok Atiye’de.
◊ Evet, Türkçe konuşulan gizem dizilerini genelde inandırıcı bulmayız. Ama buradaki gizem dozu gayet yerinde. En azından ilk bölümde.
◊ Herkes rolüne cuk oturmuş. Ama en çok da Mehmet Günsür. Arkeolog rolünde parlıyor.
◊ Belki de tek sorun, Netflix yapımlarına ayak uydurayım derken dizinin bu kez aşırı hızlı bir tempoda kurgulanması.
◊ İkinci bölümü merak ettim mi, ettim. Netflix dizileri için en önemli kriter budur ya. Merak duygusunu güzel kaşıyor Atiye.
◊ Dizinin bundan sonrası da önemli tabii. Eğer hikaye manasız bir hale gelirse Netflix’in koca süpermarketi içinde kaybolur gider. Devamını 27 Aralık’ta göreceğiz artık.
Galada neler oldu
◊ Gala için 20.00’ye 10 dakika kala Beykoz Kundura’daydım.
“Kapılar henüz açılmadı, sizi civardaki bir restoranda bekletebilir miyiz? dediler!
Valla bir güzel beklettiler de...
◊ Neyse ki beklediğime değdi. Beykoz Kundura’nın organizasyonlara açılan ferah feza yeni bölümünü Golin’ciler mistik dozu yüksek bir kulübe çevirmiş, ortam nefisti.
◊ Neolokal’in şefi Maksut Aşkar’ın dizinin konseptine uygun olarak hazırladığı atıştırmalık lezzetler gecenin sürpriziydi. Aşkar kapalı kapılar ardında değil, gayet herkesin önünde hazırlıyordu Atiye’nin gastronomik atıştırmalığını...
◊ Dizinin gösterimi biter bitmez önce Mercan Dede sonra da Kenan Doğulu sahne aldı. Kenan’ın iki şarkılık mini performansı bence tamamen Beren Saat için yapılmış hoş bir jestti.
“Kenan para aldı mı almadı mı?” diye de çok konuşuldu.
Ama elbette almıştır, neden almasın? İki şarkı bile olsa bir performans sergiledi. Sonuçta bu performans sayesinde gala daha çok konuşulmuş oldu.
Bir iş var: Bir adet anlam kayması
Cep telefonu markası Oppo’nun son reklamında Orhan Veli Kanık’ın “Bir İş Var” şiiri kullanılmış. Sıla seslendiriyor şiiri. Reklam gayet dinamik, çok da stil. Ama Orhan Veli’nin dizelerini başka türlü algılamamız bekleniyor bu reklamla. “Her gün bu kadar güzel mi bu deniz? Bu eşya bu pencere?” diyor şair. Ve biz reklamı izlerken o dizeleri şöyle algılıyoruz: “Hayır değil, cep telefonunun bilmemne kamerası sayesinde hepsi daha güzel görünüyor.” Bir de şiir, “Bir iş var bu işin içinde” diyerek bitiyor, yani yine markanın kendisine işaret ediliyor.
Şiiri vasıtasıyla gerçekleştirilen bu anlam kaymasına iyi ki şahit olmuyor Orhan Veli.
Helikopter yetmez
Süreyya Yalçın’a
doğum günü hediyesi olarak helikopter almış eşi.
Kimsenin doğum günü hediyesinde gözümüz yok tabii.
Ama insan düşünüyor, “Neden helikopter yahu?” diye.
Madem öyle jet al (belki de vardır).
Ya da coşmanın sonu yok, ada filan al (belki de vardır).
Bir de çok inandırıcı gelmiyor bu tür haberler.
Bu çiftten biri daha önce de TIR hediye etmişti.
Paylaş