Müzik ödüllerinde devrim

Müzik dünyasının kalbi geçen hafta Cannes’da MIDEM Müzik Fuarı’nda attı.

Haberin Devamı

Türkiye’den MÜYAP, MSG, MESAM ve MÜYORBİR’in temsilcileri de fuardaydı.

Yapılan lansmandan haberleri var mı bilmiyorum ama anlaşılan şu ki MIDEM gelecek yıl hem bizim hem de tüm dünyanın ilgisini çok daha fazla çekecek.

Çünkü burası dünyanın en büyük müzik ödüllerinden birine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor: MIDEM Müzik Ödülleri.

4-7 Temmuz 2019 tarihinde Cannes’da gerçekleşecek MIDEM Müzik Ödülleri’nin özelliği, tamamen verilere dayalı ilk müzik ödül töreni olması.

Dünyanın dört bir yanından gelen yerel ve global başarı öykülerini gün ışığına çıkaracak olan ödüller için global müzik veri platformu Soundcharts ile anlaşmaya varıldı.

Soundcharts, canlı konserler, sosyal medya, audio ve video yayınlarını da kontrol eden farklı platformlardan            topladığı dijital verilerle kazananları belirleyecek.

Haberin Devamı

Oylama ya da jürinin olmadığı ödüllerin değişen müzik dünyasının yeni starlarını, yeni hikayelerini bizlerle buluşturacağı kesin.

Üstelik bu starlar, dijital imkanlar sayesinde dünyanın her ülkesinden hayranlarına müziğini duyurmayı başarmış kişiler olabilecek.

Gala seremonisi, ödüllü prodüksiyon şirketi Whizz Kid Entertainment tarafından düzenlenecek.

Ödül töreni, içerik dağıtım çözüm ortağı Precious sayesinde Cannes’dan tüm dünyadaki müzikseverlere ulaştırılacak ve bu anlamda da bir ilk gerçekleştirilecek.

MIDEM Müzik Ödülleri ile veriyi iyi kullanan ve hayranlarıyla bu yolla buluşmayı sağlayan müzisyenlere ve yeni başarı öykülerine hazırlıklı olmakta fayda var.

Ben Türkiye’den de isimlerin ödül alanlar listesinde olabileceğini düşünüyorum.

Cannes seneye hem bizim hem de dünya müziği için çok daha cazip ve hareketli olacak.

İstanbul onların da şehri

Sabah gazetesinde Hıncal Uluç’un bir süredir yapmakta olduğu sokak köpeği ve kedisi düşmanlığına karşı, yine aynı gazetenin köşe yazarı Mevlüt Tezel’den sağduyulu bir yazı geldi.

Kalemine sağlık Mevlüt.

Mevlüt, sokaklardaki hayvanları toplayıp barınaklara alan, sahiplenilmeyince de uyutan batı ülkelerinin aksine davranan ülkemizin iyiliksever tutumuna dikkat çekti.

Haberin Devamı

Bizim ülkemizin hoşgörüsü, alanlarını işgal ettiğimiz hayvanların iyi koşullarda yaşamalarını sağlamak olmalı.

Sağlıklı, özgür hayvanları kafeslerde üst üste istifleyerek ömür boyu hapse atmak değil...

Mevlüt yazısında Ceyda Torun’un yönettiği “Kedi” belgeselinden de bahsetmiş ve bu şahane filmden yola çıkarak “Sokaktaki kedi ve köpekler başıboş değiller, İstanbul onların da şehri” demiş.

Çok da güzel söylemiş...

Zorunlu cevap

Son zamanlarda Hıncal Uluç’un hakkımda yazdıklarının neresinden tutacağımı şaşırmış durumdayım.

Bu zorunlu cevap, onlarcasından biri.

Hıncal Uluç, geçen hafta köşemde yer alan “Maçka Parkı’ndaki sapık ruhlu çocuklar” yazısından yola çıkarak yine insan düşmanı yaptı beni.

Haberin Devamı

Bahsettiğim çocuklar, kucaklarına aldıkları kedi yavrularını kibritle yakan çocuklar!

Sopayla döven, kemiklerini kıran çocuklar!

Sapık ruhlu demeseydim de aferin mi deseydim?

Şikayet edin, engelleyin demeseydim de gidin başlarını mı okşayın deseydim!

Hıncal Uluç, ne diyorsun Allah aşkına, lütfen yazılanları ve sonra da kendi yazdıklarını bir daha ve dikkatli oku.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları