MedCruise’un kadın başkanı bir Türk

Tarih kokan bu şahane sahil şeridinde adım atabilmek, şahane kafe ve restoranlarda muhteşem lezzetleri tatmak, alışveriş yapmak ve tabii aynı anda sanatla iç içe olabilmek bir ayrıcalık.

Galataport ile ilgili izlenimlerimi haftaya daha detaylı yazacağım.

Ama şimdi hem bir Türk vatandaşı hem de bir kadın olarak Galataport ziyaretimde gururlandığım bir haberi paylaşacağım.

Galataport İstanbul Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, MedCruise Birliği’nin 59’uncu genel kurulunda MedCruise Başkanı oldu.

Figen Ayan, 2021-2024 yılları arasında Akdeniz çanağındaki 140 limanı temsil eden birliğin başkanlığını yapacak ve MedCruise’un ilk Türk ve yine MedCruise tarihinin ikinci kadın başkanı olacak.

MedCruise nedir, ne kadar büyüktür diye merak ettim tabii ve Akdeniz çanağındaki 21 ülkede 74 üyeye sahip olduğunu öğrendim.

Tenerif limanından Kuzey Afrika’ya, Karadeniz bölgesine kadar geniş bir coğrafyada bulunan limanları kapsıyor.

Birliğin Akdeniz çanağındaki 21 ülkeden 74 üyesi bulunuyor ve 140 kruvaziyer limanını temsil ediyor.

Türkiye’deki üye limanlar arasında Galataport İstanbul ile beraber Kuşadası, Bodrum, Antalya, Alanya ve Trabzon kruvaziyer limanları bulunuyor.

Figen Ayan, şehrin tarihi limanını dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına dönüştüren ve yeraltı terminali, özel kapak sistemi, geçici gümrüklü alanı gibi inovasyonları sektör ile tanı?t?ran Galataport ?stanbul?da 2014 y?l?ndan beri g?rev al?yor.

D?nyan?n liman ?ehirleri i?in ?rnek g?sterilen projede yer alan uluslararas? liman?n, ştıran Galataport İstanbul’da 2014 yılından beri görev alıyor.

Dünyanın liman şehirleri için örnek gösterilen projede yer alan uluslararası limanın, Türkiye turizmine ve ekonomisine büyük katkı sağlayacağını söylemeye gerek yok.

İşte o yazı da haftaya kalsın.

Ama siz bu hafta sonu vaktiniz olursa Galataport’a mutlaka uğrayın.

Onlar mahallemizin çocukları

Hayvanseverler beni arayıp “Ne yapabiliriz, bu sarmalın içinden hem hayvan hem de insanları koruyarak nasıl çıkabiliriz?” diye soruyorlar.

Ben de sosyal medyanızı, arkadaş çevrenizi kullanın, doğruları anlatın diyorum hep.

“Neler diyebiliriz” diye sorduklarında ise bizim mottolarımızı yazıyorum.

İşte bunlardan bazıları...

◊ “Kötü köpek yoktur, kötü sahip vardır.”

◊ “Barınak değil, doğal yaşam alanı istiyoruz.”

◊ “Sokak hayvanlarını alıkoymak kanunen suçtur.””

◊ “Onlar bizim mahallemizin çocukları, alamazsınız!”

◊ “Belediyeler anlatılanı doğru anlayın, toplama yapmayın, bakım evlerinizi iyileştirin.”

◊ “Bir Hayırsız Ada felaketi daha yaşamak istemiyoruz.”

◊ “Kısırlaştır, aşılat, özgür yaşat.”

◊ “Mahallenin köpeği benim köpeğim.”

◊ “Hayvan hakları ve sevgisi dersimiz olsun.”

◊ “Bakım evlerine kamera istiyoruz.”

◊ “Sokak hayvanlarına selam vermek, adam olmaya çeyrek var demektir.” (Sadri Alışık)

Ve yanlış uygulamalar yapıp can yakan, can sıkan belediyeler, belediye başkanları için tekrar ediyorum,�Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın mesajını yanlış ve işinize geldiği gibi anlıyorsunuz.

“Hadi, alın kancaları elinize, toplamaya başlayın” demedi!

Size söylenen, bakım evlerini iyileştirmeniz.

Sosyalleşmiş, kuyruğunu sallayan, korkunca sinen masum sokak köpeklerini usulsüzce toplayıp meçhule götürmeniz değil.

Zaten toplasanız da sokak köpeği kadar barınak yok.

Ne yapacaksınız, öldürecek misiniz masumları?

Bir Hayırsız Ada olayı daha yaşamak istemiyor bu ülke.

Çözümler, barınakları iyileştirmek, kısırlaştırma yapmak, saldırgan köpekleri rehabilite etmek ve yasaklı ırkları tasmasız ağızlıksız gezdiren, dövüştüren, saldırtan insanlara ceza kesmek.

Belediyeler anlayana kadar anlatmaya devam edeceğiz.