Kemal Sunal’ı rahat bıraksak

Cüneyt Arkın, yeni çıkan kitabında Kemal Sunal’la beraber bir arabeskçiden ‘hiç hazzetmediklerini’ yazmış.
Kitapta bahsedilen kişinin Orhan Gencebay olduğu öne sürülünce ortalık karıştı.
Orhan Gencebay kitabı okumayacağını belirtirken Sevim Emre de kitabı toplatacaklarını söyledi.
Şimdi burada denecek iki şey var.
Birincisi; iddiayla yol alınmaz, Cüneyt Arkın belki de çıkıp “O kişi Orhan Gencebay değildi” diyecek.
Ya da “Orhan Gencebay’dı” diyecek.
Birinin birini sevmesi ya da sevmemesi kadar doğal bir şey olabilir mi?
Ya da bu nedenle kitap toplatılır mı?
Geçen hafta Kemal Sunal’ın dans ederken, göz kırparken çekilen o şahane videosunu izlemiş ve rahmetle anmıştık.
Ne güzeldi.
Şimdi onun üzerine bu polemik oldu mu!
Keşke hiç olmasaydı.

Kibariye orada dursaydı...

Kibariye “Boyunu posunu göstermek için sahneye çıkan biri değilim, sesimle bir yere geldim” demiş.
Olabilir, sesi iyidir gerçekten de, tespiti de doğrudur.
Yani buraya kadar tamam, sorun yok.
Ama sonrası?
Sonrasında şöyle devam etmiş: “Ekmeğimi bu şekilde kazandım, çocuklarıma haram değil helal yedirdim.”
İşte burada duralım!
Sesi Kibariye kadar iyi olmayıp fiziğiyle sahneden para kazananlar çocuklarına helal yedirmemiş mi oluyor?
Sahnelerde kıyafet, duruş ve güzellikleriyle öne çıkan şarkıcılara bu şekilde vurmaya gerek var mı?
Kibariye keşke “sesim iyi” deyip bıraksa “helal, haram” muhabbetine girmeseymiş.

Duş almak mı banyo yapmak mı?

Devir ekonomi devri.
Hem maddi açıdan hem de dünya rezervlerini korumak için dikkatli olmalıyız.
İşte bundan yola çıkan bir soru; duş almak mı, küvette yıkanmak mı daha fazla su tüketmemize neden olur?
Duş almak dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Evet, eğer duşunuz 10 dakikadan az sürecekse duş alırken daha az su harcamış oluyorsunuz.
Ama eğer suyu seviyor, dakikalarca duşta kalıyorsanız, küvet çok daha ekonomik.
Uzun lafın kısası, en doğrusu ve en ekonomik olanı kısa bir duş.

Unutulmayan bir film repliği

“İnsan kalbinin sevebildiğinden daha fazlasına sahip olamaz.” (Sibirya Mafyası)