Canlı yayın kazaları

Selin Ciğerci’nin yayınına bağlanıp cinsel organını gösteren adama karşılık bir kadın vardı Justin’in karşısında.
Çırılçıplak mastürbasyon yapan bir kadın.
Ama görüntüden anlaşıldığı kadarıyla bu takipçi yanlışlıkla bağlanmıştı yayına.
Paniğinden anlaşılan oydu en azından.
Bu iki benzer olay akla şu soruyu getiriyor: Takipçileri canlı yayına almamak mı lazım acaba?
Canlı yayınına en fazla takipçi
bağlayan kişi Serdar Ortaç.
Dikkat et Serdar, ne olur ne
olmaz. Kimin ne çıkacağı, ne
yapacağı belli olmuyor.

Normalleşme planı!

WhatsApp gruplarında iki-üç günde bir “normalleşme planı” başlıklı, üzerinde resmi kaynakların amblem, logo ve imzaları olan PDF’ler gündeme geliyor.
Seyahatlerdeki kısıtlamalardan otellerdeki yeni düzene, restoranlardaki tedbirlerden konserlerin başlama tarihlerine kadar pek çok sektörü ilgilendiren detayları uzun uzun yazıyor birileri üşenmeden.
Herkes paylaşıyor, konuşuyor, tartışıyor, hevesleniyor.
Ve akşama doğru PDF’in düzmece olduğu haberi geliyor.
Belli ki birileri dalga geçiyor ve biraz da algı yönetmeye çalışıyor.
Ama insanlar kandırılmaktan bıktı.
Bir gün gerçek “normalleşme planı” yayınlandığında kimse inanmayacak.

Eczacılar Günü kutlu olsun

İki gün önce Hemşireler Günü’nü kutlamıştık.
Bugün de Eczacılar Günü. Hastanede çalışan sağlık personeli kadar risk altındalar onlar da. 
Biz iki dakikalığına eczaneye girmeye endişe ediyoruz.
Onlar bütün gün yüzlerce hastanın girip çıktığı kapalı bir mekanda kalmak zorundalar.
Pek çok eczacı koronaya yakalandı ve hayatını kaybedenler de oldu ne yazık ki.
Evlerine giderken endişe duyan ama görevlerinin başında ayrılmayan risk altındaki meslek grubu olarak bu yıl eczacıları da alkışlıyoruz. Ve son olarak şunu da söylemek istiyorum:
Bu zamana kadar sağlıkçıların kutlaması olarak sadece 14 Mart Tıp Bayramı’nı bilirdik.
Doktorundan hemşiresine, eczacısına tüm sağlık çalışanlarının değerini çok daha iyi anladığımız bir dönemden geçiyoruz.
Ve bu dönemde 12 Mayıs Hemşireler Günü ile 14 Mayıs Eczacılar Günü’nün de artık en az 14 Mart kadar kutlanması gereken günler olduğunu anlamış olduk.
Her birine minnettarız.

Maskesi çenesinde!

İşi olmadığı halde fıldır fıldır gezen, sosyal mesafenin s’sine uymayan insanlar var.
Maske takıp burnunu dışarıda bırakan insanlar var.
Maskesini çenesinde dolaştıran insanlar var.
Ve hatta birbirinin maskesini kullanan insanlar da var.
“Maskeni versene şu eczaneden bir şey alacağım, markete gireceğim” diyenini duyduk.
Tam bir “atın ölümü arpadan olsun” modu.
Başkalarını tehlikeye atmıyor olsalar, kendi tercihleri bana ne diyeceğim ama öyle değil işte.
Kurallara uyan, dikkat eden, çaba harcayan insanlara resmen hakaret ve tehdit bunlar.
Ve bence hiç çekinmeden sürekli uyarılmaları gerekiyor.

Tayvanlılar gibi olmak

Uzak Doğu’da özellikle Tayvan’da hem sosyal mesafeyi hem de maske takma işini çok iyi yapıyorlar.
Onlar kurallarla yaşamaya hem de kurallara uymaya alışık.
Bu nedenle kimse kimseyi uyarmak zorunda kalmıyor.
Biz ise maske takma ve sosyal mesafe sınavı vermekteyiz.
Çok başarılı olduğumuzu söylemek tabii ki mümkün değil.
Oysa bu bir yandan da sağlık sınavı.