Paylaş
DENİZLERİMİZDE 50’nin üzerinde sahibi belli olmayan hayalet gemi büyük risk oluşturuyor. 160’ın üzerinde batmış ancak sigortası olmadığından çıkartılamayan gemi de tehlike saçıyor. Bu girişten sonra önce kısa bir bilgi vereyim ki, tehlikenin boyutu daha iyi anlaşılsın, ardından da konunun detayına gireyim.
Son birkaç yıldır sürekli trafik sigortasını, sigortadaki fiyat artışını, trafikte dolaşan sigortasız araçları konuşuyor. Oysa bir de deniz araçları ve deniz trafiği var ki, orada durum daha da vahim. Nasıl ki, trafikte, sürücülerin, başkalarına karşı verecekleri maddi ve bedeni zararlara karşı zorunlu trafik sigortası yaptırılıyorsa; deniz araçları da zorunlu sigortalanıyor. İster küçük olsun ister büyük, yolcu taşıyan tüm deniz araçları, hem yolcuların uğrayacağı bedeni zararlara hem de başka deniz araçlarına verecekleri maddi zarara karşı sigorta yaptırmak zorunda. Gemiler ise bunun üzerine bir de çevreye verecekleri zararlara karşı sigortalanmak zorunda.
ZARARI KİM KARŞILAYACAK
Bir-iki örnekle anlatayım ki, daha iyi anlaşılsın. İstanbul Boğazı’nda iki yaka arasında yolcu taşıyan motorlar çarpıştı. Kazada ölen ve sakat kalan varsa devreye sigorta giriyor ve ölenlerin yakınlarına vefat tazminatı, sakat kalanlara da sakatlık tazminatı ödüyor. Ya da tehlikeli madde taşıyan iki gemi çarpıştı ve tehlikeli madde –geminin yakıtı da olabilir- denize döküldü. Sigorta gereken müdahaleyi yapıp çevre kirliliği için tüm masrafları ödüyor. Öyle az buz rakamlardan bahsetmiyoruz; çevre temizliği dediğiniz, milyon dolarlar tutuyor.
Gelelim, sahibi belli olmayan, terk edilmiş hayalet gemi konusuna. Geçen sene Aliağa açıklarında bir kuru yük gemisi fırtınada sürüklenerek Foça’da karaya oturdu. Evvelki sene ise yine terk edilmiş bir kuru yük gemisi, sürüklenerek hem başka gemilere zarar verdi hem de karaya oturduğu sırada sızan yakıt, denize yayıldı.
HER AN FACİA YAŞANABİLİR
Uzatmayayım, özellikle; İzmir Körfezi, Marmara Denizi’nde böyle terk edilmiş 50’nin üzerinde gemi bulunuyor ve bunlar sahipsiz olduğundan, sigortası da yok. Hal böyle olunca bu gemilerin başka gemilere ve çevreye verecekleri zararları karşılayacak bir sorumlu da yok.
Açıkça söyleyeyim, bu işin şakası yok. Bugüne kadar yaşanmadı ama hayalet gemilerden biri sürüklenip, turistik bir yerde karaya otursa, içindeki yakıtta denize sızsa; aylarca sürecek ve milyar doları bulacak temizlik çalışmasını kim karşılayacak? Durum bu kadar vahim. Daha da vahimi, hiçbir kurumun bu konuda girişimde bulunmaması. Sözün özü, sayıları her geçen gün artan terk edilmiş gemilerin, denizlerimizden temizlenmesi gerekiyor. Gerekiyor ki, büyük bir facia yaşanmasın.
SİGORTASIZ BATIK 160 GEMİ ÇIKARILAMIYOR
GEÇTİĞİMİZ hafta Tanzanya bayraklı Bereket isimli gemi Zeytinburnu’nda battı ve çevre kirliliğine neden oldu. Bu gemi de 3 yıldır hacizli, sahibi belli olmayan gemilerden biri ve 3 yılın sonunda kendi kendine battı. Sigortası olmadığı için de su altından çıkartılamıyor ve uzmanlar, sigortasızlıktan İstanbul denizinin ortasında batık bir geminin yıllarca su altında kalacağını, çevreye ciddi zarar vereceğini söylüyor. Uzmanlar, batan ve sigortasız olduğu için çıkartılamayan 160 gemi olduğunu vurguluyor.
ÇOĞU ZORUNLU SİGORTAYI YAPTIRMIYOR
AĞIRLIKLARINA ve kullanım amaçlarına göre toplam 14 bin 500’e yakın deniz aracı bulunuyor. Balıkçı teknesi, yatlar, yolcu gemilerinin de içinde bulunduğu 100 gros tona kadar olan gemilerin çoğu sigorta yaptırmıyor. 300 gros tona kadar olan gemilerin (gezinti teknesi, ticari yat, yolcu motoru) yarısı zorunlu sigortayı yaptırıyor. Üç bin gros tona kadar olan deniz araçlarının (kuru yük gemisi, yolcu gemisi, feribot, tanker) tamamına yakını zorunlu sigortayı yaptırıyor. İç denizlerde 3 bin 236 adet su aracının ise tamamına yakını zorunlu sigortayı yaptırmadan, kaçak seyrediyor. Özetle, 14 bin 500 deniz aracının sadece yarısı zorunlu olan sigortayı yaptırıyor, yarısı; başkalarına verecekleri hem maddi hem de bedeni zararlara karşı teminatsız.
HAYALET GEMİ NEDİR?
DENİZLERDE hacizli olan ya da sahipsiz, terk edilmiş gemilere hayalet gemi deniyor. Sayıları 50’nin üzerinde olan bu gemiler, özellikle İzmir, Körfez ve Marmara’da bulunuyor. Sahipleri Türk, ancak vergisel avantajlar nedeniyle yabancı bayraklı gemiler. Bir kısmı da offshore şirketler üzerine kayıtlı ve merkezleri belli değil. Sigortalarının süresi ise ya dolmuş oluyor ya da Türkiye’ye girdiklerinden geçerliliği bitiyor. Bu gemiler Aliağa, Eskihisar ve Yenikapı’da demirleniyor ve terk ediliyor. Sigortasız olduklarından hem çevre kirliliği açısından hem de diğer gemilere ve yolcu gemilerine verecekleri zararlar açısından da büyük tehlike oluşturuyorlar.
Paylaş