Paylaş
Son olarak Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) ile dayanışma çerçevesinde Türkiye’ye yaptırım uygulama hazırlıklarını hızlandırdı.
AB’nin üyesi olan GKRK’nin haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle dayanışma çerçevesinde atmaya hazırlandığı adım, Brüksel-Ankara ilişkilerini daha da germe potansiyeline sahip. Bu nedenle AB’nin yaptırım ve uyarılar yerine, çözüm öneren yollar göstermeyi tercih eden bir yaklaşım benimsemesi daha yapıcı bir girişim olurdu.
HATALARI TEKRARLAMAK
DOĞU Akdeniz’de gerilimin bu noktaya kadar gelmesinde aslında Avrupa Birliği’nin attığı tek taraflı hamlelerin de etkisi olduğunu hatırlamakta fayda var.
Bunların en başında da 2004 yılında Kıbrıslı Türklerin Annan çözüm planını kabul etmesine rağmen söz konusu planı reddeden Kıbrıslı Rumların tek taraflı olarak Avrupa Birliği’ne alınmasıdır.
İleriki yıllarda başta İsrail ve Mısır olmak üzere bölge ülkelerinin bulduğu hidrokarbon rezervleri Doğu Akdeniz’i uluslararası aktörler için bir cazibe merkezine dönüştürürken İsrail, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi arasında Türkiye’yi bölgeden dışlamaya yönelik çabalar giderek dikkat çekmeye başladı.
Ve anlaşılan o ki, Türkiye’nin iki sondaj gemisiyle sahaya çıkması birçok uluslararası aktörü epey rahatsız etti.
ÇIKAR ALANLARI ÇAKIŞIYOR
HALİhazırda 12 bin metre deniz sondaj kabiliyetine sahip Fatih sondaj gemisi, Kıbrıs adasının yaklaşık 60 km batısında, Türkiye’nin Antalya ilinin Alanya açıklarında kazılarını sürdürüyor. Yavuz gemisi ise KKTC’nin ruhsatlandırdığı Magosa Körfezi’nde bulunan Karpaz-1 kuyusunda sondaj çalışmalarına başlayacak.
GKRK, Doğu Akdeniz’i tek taraflı olarak 13 parsele ayırıp aralarında ABD’li Exxon Mobil ve Nobel, Fransız Total, İngiliz BG, İtalyan Eni, Katar Petroleum’un da bulunduğu şirketlere kiralamıştı.
Türkiye ve KKTC, Ada’da çözüm olmadan Kıbrıs Rum Kesimi’nin tek taraflı olarak ekonomik münhasır alan ilan edip şirketlere ruhsatlandırmasına karşı çıkıyor. Ayrıca Türkiye’nin ve KKTC’nin hak talebinde bulunduğu bazı bölgeler, Rumların hak iddiasında bulunduğu bölgelerle çakışıyor.
ABD DE KARŞI ÇIKIYOR
DOĞU Akdeniz doğalgazı, ABD tarafından ileride Avrupa ülkeleri için Rusya’ya enerji bağımlılığını kıracak bir alternatif olarak değerlendiriliyor.
İsrail, Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan arasında yapılacak ortaklıkla EastMed boru hattı üzerinden bu doğalgazın Avrupa’ya taşınması hedefleniyor. Doğalgazın çıkarılmasından, taşınması ve pazarlanmasına kadar çözülmesi gereken birçok konu var.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi almasına karşı çıkan ABD de Doğu Akdeniz’de dörtlü işbirliğinden yana tavrıyla dikkat çekiyor. Nitekim, Yavuz gemisiyle ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanlığı, ‘derin endişe duyuyoruz’ diye açıklama yaptı. Geçen ay da ABD Senato Dışişleri Komitesi’nde ABD, İsrail, Yunanistan ve GKRK arasında enerji işbirliği için ABD-Doğu Akdeniz Enerji Merkezi kurulmasını destekleyen bir tasarı kabul edilmişti.
Aslında bölgede yaşanan gerilim, sorunun tırmandırılmasını değil, masaya oturup adil ve kalıcı bir çözüm ile paylaşımın bulunmasını gerektiriyor. Çünkü eleştiri ve kınama mesajları, Türkiye’nin coğrafi olarak bölgede olduğu, Kıbrıslı Türklerin garantörü olduğu ve hakları bulunduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
Paylaş