Stockholm Sendromu (1)

23 Ağustos 1973 günü İsveç’in başkenti Stockholm’de soyguncular bir bankayı soymak için basarlar. Bankada dört banka görevlisini altı gün boyunca rehin tutarlar. Soygun girişimi bittiğinde rehineler soygunculardan şikâyetçi olmadığı gibi onları savunmaya geçerler.

Haberin Devamı

Bu olay, literatüre “Stockholm Sendromu” olarak girer.

Stockholm Sendromu, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda empati ve sempati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumdur.

AVRUPA’DA PKK’YA TERÖRİST DİYEN İLK LİDER

Yazıma bu bilgileri vererek başlamamın nedeni İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin Twitter hesabından yayınladığı şu mesaj oldu: “İsveç ve PKK hakkında geniş çapta yayılan dezenformasyon nedeniyle, PKK’yı terör örgütü listesine Türkiye’den sonra ilk ekleyenin 1984’te Olof Palme hükümetinin olduğunu hatırlatmak isteriz. Aynı adımı AB 2002’de attı. Bu tutum değişmedi.”

Stockholm Sendromu (1)
Stockholm Sendromu (1)

Haberin Devamı

Bugün yine İsveç’te yaşanan bir Stockholm Sendromu vakasıyla karşı karşıyayız. 1984 yılında İsveç güvenlik birimleri, PKK’yı terör örgütü olarak ilan eden İsveç Başbakanı Olof Palme’nin “misilleme ile karşılaşabileceği” uyarısında bulunmuştu.

Nitekim Palme, 28 Şubat 1986 günü eşi Lisbet Palme ile sinemadan çıktıkları esnada arkadan gelen kişi ya da kişiler tarafından 357 MAGNUM tabanca ile ateş edilerek öldürüldü.

İSVEÇ, PALME’NİN KATİLİ PKK’YA YARDIM EDİYOR

Palme’nin öldürülmesinden tam 36 yıl sonra İsveç’teki manzara şu; Olof Palme suikastının arkasında olduğuna dair birçok ifade bulunan PKK, İsveç devleti tarafından korunup kollandı. PKK elebaşı Öcalan’ın posterleriyle rahatlıkla gösteriler yapılıyor. PKK’ya bağlı sivil toplum kuruluşları faaliyet gösteriyor, medya organları teröristlerin propagandasını yapıyor. Para toplayıp teröristlere finansman sağlıyorlar.

İsveç devlet yetkilileri de PKK terör örgütünün Suriye kanadı PYD/YPG temsilcileriyle görüşmeler yapıyor.

Bizzat İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin PKK/YPG terör örgütü temsilcileriyle buluşma fotoğrafları basına yansıdı. Bununla da kalmıyor, İsveç’in PKK/YPG’ye yılda 376 milyon dolar yardımda bulunduğu basına yansıyan haberler arasında.

Haberin Devamı

BAŞBAKAN’ININ KATİLİNE ÂŞIK ÜLKE

Yani, İsveç Dışişleri Bakanı başta İsveç devlet ve hükümet yetkilileri, 28 Şubat 1986 yılında öldürülen başbakan Olof Palme’nin katili olduğuna dair birçok delil bulunan PKK’nın ülkelerinde faaliyet göstermesine izin verirken, PKK’nın Suriye kanadı PYD/YPG ile de temas kurup maddi destek sağlıyor.

Kısacası, İsveç Başbakanı Olof Palme’nin katili olduğuna dair birçok iddia ve ifade bulunan PKK terör örgütüne ülkesini açan, PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye siyasi ve maddi destek veren İsveç hükümeti sanki yine Stockholm Sendromu yaşıyor...

OLOF PALME SUİKASTINDA PKK ŞÜPHESİ

PALME suikastı ile ilgili olarak polis 1988 yılında Christer Pettersson isimli kişiyi gözaltına aldı, 1970 yılında bıçakla adam öldüren Pettersson’un eşkali uyduğu için tutuklandı. Pettersson 1989 yılında yargılandığı mahkeme tarafından suçlu bulunarak müebbet hapse mahkûm edildi. Ama suikastı gerçekleştirdiğine dair hiçbir delil yoktu. İtiraz üzerine mahkeme o zamana kadar üç ay hapis yatmış olan Pettersson’u serbest bıraktı. Palme suikastı dosyasının başsavcısı 2020 yılında bir açıklama yaptı. Katil zanlısının 2000 yılında ölen Stig Engström olduğunu, Engström’ün cinayeti tek başına işlediği sonucuna vardıklarını belirten başsavcılık ölen katil zanlısını sorgulama ihtimalleri kalmadığı için artık dosyayı 34 yıl sonra kapatmak durumunda kaldıklarını duyurdu.

Haberin Devamı

YENİ DELİLLERLE SORUŞTURMA

Ancak Palme suikastı ne zaman gündeme gelse arkasındaki PKK bağlantısı hep öne çıktı. Nitekim 2015 yılında İsveç’in Aftonbaldet gazetesine konuşan Palme Cinayeti Araştırma Grubu Şefi Hans Melander, suikastın arkasında terör örgütü PKK’nın bulunduğuna dair onlarca delil ve şahit bulunduğunu, son günlerde yeni delillere ulaştıklarını açıklamıştı.

PALME, PKK’NIN HEDEFİNDEYDİ

1980’li yılların başında Avrupa’da suikastler gerçekleştiren PKK terör örgütünün kuruluş aşamasında yer almış ve zamanla fikir ayrılıkları sebebi ile ayrılan terör örgütü üyeleri İsveç’e sığınmışlardı. Öcalan da Suriye’den çıkıp PKK’nın merkezini İsveç yapmak istiyordu. Böylece tüm dünyaya propagandasını daha iyi yapabilecekti. Nitekim birçok PKK’lı gibi eşi Kesire Öcalan da İsveç’e kaçmıştı. Başbakan Olof Palme İsveç’teki Kürt kökenli siyasilere sempatiyle bakıyor, terörle ilişkisi olmayan hatta PKK’nın da hedefinde olan Kemal Burkay gibi siyasetçilerin faaliyetlerde bulunmasına izin veriyordu.

Haberin Devamı

Öte yandan Suriye’den İsveç’e geçmek isteyen PKK elebaşı Öcalan’ın oturma izni ve vize talebini reddetmişti. Terör örgütü ilan edilen PKK üyelerinden bazılarının Türkiye’ye iade edilmesi konuları PKK toplantılarına yansımıştı.

Nitekim 1984 yılında yapılan toplantılarda; PKK mensuplarının Avrupa’ya gönderileceği buradaki her türlü örgütsel ve propaganda faaliyetlerine ağırlık verileceği bildiriliyordu. Öcalan, İsveç’teki gelişmelerin ve İsveç hükümetinin örgüt aleyhindeki tutumunu sürekli dile getiriyor, özellikle İsveç’e görevlendirilmesi planlanan kişinin eylemci özelliklerinin olmasının gerektiğine dikkat çekiyordu.

Bu konuya devam edeceğim...

 

Yazarın Tüm Yazıları