Paylaş
Batılı ülkeler ve NATO temsilcileri, istihbarat örgütlerinin raporlarının doğrulandığını söylese de Putin’in planının topyekûn işgal değil, safha safha genişleme olduğu görülüyor.
NATO müttefiki Amerikalı askerler PKK’lı teröristlere kesintisiz eğitim veriyor.
İKİNCİ YUMRUK!
Rusya Devlet Başkanı Putin ilk adım olarak, yıllar önce söylediği “Kavga kaçınılmazsa ilk yumruğu sen atacaksın” şeklindeki stratejiyi Donetsk ve Lugansk’ın bağımsızlığını tanıma kararı imzalayarak uygulamaya soktu.
Daha ilk yumruğun etkisi geçmeden ikinci yumruğu atıp Ukrayna’da bazı hedeflere yönelik saldırı gerçekleştirdi. Evet, Rusya silaha sarıldı ama bu, Batılı istihbarat örgütlerinin medyada yayınladığı raporların tersine topyekûn bir savaş ve işgal değil, dalga dalga gelişecek bir çatışma süreci olarak yaşanacak gibi görünüyor.
BIDEN’IN ‘AMERİKA DÖNÜYOR’ PLANI...
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin mimarı olan ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler bu duruma karşı kınama üzerine kınama yayınlayıp tepkilerinin yaptırımlardan öteye geçmeyeceğini gösteriyor.
Batı’nın tepkisizliğini de gören, sonuçlarını da göze alan Rusya’nın, zamana yaydığı planı ile Ukrayna üzerinde askeri baskısını artırmak yanında siyasi yapıyı da değiştirmeye yönelik çaba göstereceği planını uygulayacağı yorumları yapılıyor.
Böylece Biden’ın başkan seçildiğinde “Amerika geri dönüyor” diye ifade ettiği, NATO’yu da yanına alarak Ukrayna üzerinden Rusya’yı sıkıştırma planı bu anlamda geri tepmiş oluyor. Biden yönetiminin planı, Afganistan’dan çıkma kararından sonra bu kez de Rusya duvarına çarpmış oldu.
IRAK VE SURİYE İŞGALİ
Kınama açıklamalarında ise Rusya’nın “işgali” eleştirilirken sürekli “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü” vurgusu yapılıyor.
İlginç olan, söz konusu “toprak bütünlüğü” Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği Irak ya da Suriye’de gerçekleşen “işgal” sırasında hiç kimsenin aklına bile gelmedi. Hâlâ da gelmiyor.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İngiltere, Almanya başta olmak üzere Batılı ülkeler, Amerika’nın “fiili işgal” operasyonları hakkında hep kâğıt üzerinde “toprak bütünlüğü” vurgusu yaptılar.
Ancak bu tutumları fiili işgali engellemedi, Amerika “işgali” zamana yayarak herkese kabul ettirdi. Irak’ın kuzeyinde oluşturulan bölgesel yönetim böyle meydana geldi. Suriye’de ise aynı projeyi terör örgütü PKK/PYD aracılığıyla gerçekleştiriyor.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İLE İŞBİRLİĞİ
Bugün Rusya’nın Ukrayna’ya operasyonunu “işgal” olarak değerlendiren Amerika, terör örgütü olarak tanıdığı PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile işbirliği yapmaktan kaçınmıyor.
Dahası terör örgütünün Suriye kolu, Türkiye’nin de toprak bütünlüğünü hedef alıp NATO üyesi Türkiye’nin askerlerine saldırırken Amerika ve Batılı ülkeler seyirci kalıyor.
Bununla da yetinmiyor, PKK/PYD terör örgütüne maddi destek ve silah yardımı yapıyorlar. Amerika başta, NATO üyesi ülkelerin askerleri Türkiye’yi hedef alan terör örgütü üyelerine askeri eğitim vermekten geri durmuyorlar.
Öyle ki teröristler, Amerika başta olmak üzere NATO üyesi ülkeler tarafından verilen silahları NATO üyesi Türk askerine karşı kullanıyorlar. NATO ülkeleri tarafından verilen füzelerle Türkiye’yi vururken olan biteni seyrediyorlar.
Ukrayna’da “toprak bütünlüğü” vurgusu yapan Amerikalı siyasetçiler, başkent Washington’da ağırladıkları terör örgütü temsilcilerine Suriye topraklarındaki “özerklik” taleplerini de desteklediklerini açıklıyorlar.
TÜRKİYE’NİN TUTARLILIĞI
Tüm bunlar olurken Türkiye, sadece ulusal çıkarlarını değil, uluslararası hukuku ve ahlaki tutumu elden bırakmıyor. Bir yandan NATO üyeliği yükümlülüklerini yerine getirirken diğer yandan Rusya ve Ukrayna arasında bir tercih yapmadan, diplomasi yolunun açık tutulması konusunda tutarlı politikasına devam ediyor. Asıl önemlisi, ikiyüzlü emperyalist ülkelerin tersine, Irak ve Suriye’de olduğu gibi Ukrayna dahil tüm ülkelerin egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı bir tutum içinde davranıyor.
Çünkü 10 bin kilometre uzaktan Amerika’nın çıkar çatışmalarının alanı olan Irak, Suriye, Afganistan ve Ukrayna’nın hali herkese acı bir örnek olarak ortada duruyor.
Paylaş