Paylaş
Dünyadaki tüm Ermeniler, işgalci Ermenistan’a destek vermek için ayağa kalktı. Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, Avrupa ve Amerika’daki Ermeni diyasporası, lobi kuruluşları, yıllardır Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 20’sini işgal etmiş, binlerce insanı katletmiş, Hocalı’da olduğu gibi bir gecede 613 kişiye soykırım yapmış, işgal planlarını terör örgütleriyle uygulamış Ermenistan’a destek olmak için kolları sıvadı.
YALANLARLA PROPAGANDA
Bunların en ünlüsü, Ermeni kökenli Amerikalı Kim Kardashian oldu. Azerbaycan, Ermenistan’ın saldırısına karşılık verir vermez yalana sarılıp 27 Eylül günü Twitter hesabından “Ermenistan-Azerbaycan sınırında yaşananların çatışma olmadığını, Karabağ’daki Ermenilerin saldırıya uğradığını” yazdı. Yetmedi, işgalci terör örgütü PKK ile kol kola olan Ermenistan kuvvetleri için “Karabağ’ı korumak için hayatlarını tehlikeye atan cesur erkek ve kadınlar için dua ediyoruz” dedi.
Kardashian’ın kim olduğu, ne yaptığı zerre kadar umurumda değil, beni ilgilendiren sahip olduğu ünü yalan ve haksızlık için kullanması. Nitekim aynı gün “Ermenistan’ın sebepsiz saldırıların ve dezenformasyon kampanyasının kurbanı olduğunu” yazan Kardashian, “Gerilimin tırmanmasını ve yaşanabilecek trajedilerin önlenebilmesi için uluslararası siyasi ve diplomatik tedbirler çağrısında bulunması ve olayları araştırması için uluslararası gözlemcilere ihtiyacımız var” çağrısında bulundu.
Kardashian, yalanlarına, dezenformasyonu ve algı operasyonunu kattı. Tweet’leri kendisi paylaşıyor ama başkaları tarafından yönlendirildiği belli.
İŞGALCİLERE PARA BAĞIŞLIYOR
Ne Ermenistan, ne Azerbaycan ne de Türkiye’de yaşananlar hakkında en küçük bilgisi olmayan Kardashian, son tweet’inde “uluslararası analiz şahikasını” şöyle paylaşıyordu, “Bakü’ye saldırgan güç kullanımını durdurması için çağrı yapılmalı, Azerbaycan’a ABD askeri yardımı durmalı, Türkiye Bakü’ye silah ve savaşçı göndermemesi için uyarılmalı.”
Azerbaycan haklı ve güçlüydü, nitekim topraklarının bir kısmını işgalden kurtardı. Rusya araya girdi ve Ermenistan’ın istediği ateşkes ilan edildi. Ama ilk bozan Ermenistan oldu.
Peki, Kim Kardashian ne yaptı?
Ermenistan fonuna 1 milyon dolar bağış yaptığını açıklarken, “Ermenistan fonunu desteklemeye yönelik yürütülen uluslararası çabaların bir parçası olmaktan gurur duyuyorum” ifadeleri sonrası takipçilerini de bağış yapmaya çağırdı.
Bunu hatırlatmamın iki nedeni var: Birincisi, Kardashian’ın kendisi ne kadar ünlü ne kadar zengin olursa olsun, haksız bir işgali yalanlarla savunan biri olmaktan öteye gidemeyecektir.
İkinci olarak gelelim bizim ünlülere... Sayısı ve adı belli istisnaları hariç tutuyorum ama yurtiçinde ve dışında yaşayan yazar, çizer, oyuncu, şarkıcı takımını toplasan Kardashian’ın tırnağı etmiyorlar. O haksız bir işgali savunmak için yalana başvurup kampanya açıyor, bizimkiler Azerbaycan’ın haklı olduğu mücadelesi için parmaklarını oynatmıyorlar.
FETÖ’NÜN ENES KANTER’İ BİLE VAR
SOSYAL medyada herkesin bir ünlü sözcüsü var. Öyle ki Amerika topraklarında FETÖ’nün propagandasını yapan NBA oyuncusu Enes Kanter, akıl almaz yalanlarıyla gündem yaratabiliyor.
Yalnızca FETÖ hakkında değil, dünyanın en önemli haber kanalı CNN’e çıkıp Türkiye’nin Suriye’de terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlarını bile karalayabildi. Türkiye’nin Suriye’de kimyasal silah kullandığı, soykırım uyguladığı yalanını bile ortaya attı. Tüm dünya bunu izledi, hâlâ izlemeye devam ediyor.
PKK YAKIYOR, ONLAR SUSUYOR
TÜRKİYE’nin “ünlüleri” ise bırakın Azerbaycan’ın haklı mücadelesine destek olmayı, Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan, bunun için Türk-Kürt demeden masum sivilleri katleden; polis, asker, korucu, öğretmen, işçi, doktor şehit eden terör örgütü PKK’nın saldırılarına karşı da aynı sessizlik içindeler. Diyarbakır Anneleri’ne, Şırnak’ta şehit ailelerinin eylemlerine sessiz kalıyorlar.
Bazıları bırakın sessiz kalmayı, PKK’nın üstlendiği saldırılar konusunda açıkça yalanlar yazıp, kendilerini takip edenleri aldatmayı ihmal etmiyor. Tüm kaygıları imajlarını korumak; sözde demokrat, sözde muhalif görünmek amaçları, onları buna itiyor. Türkiye’nin haklı davalarından birine destek olurlarsa, “Hükümete destek veriyor” damgası yerlerse, yazdıkları kitapların, çıkardıkları albümlerin, bilet sattıkları konserlerin, oynadıkları filmlerin müşterilerini kaybetmekten korkuyorlar. Belki de PR’cıları onları böyle yönlendiriyor. Tezgâhları bozulsun istemiyorlar. Böyleleri için ölen, yaralanan masum insanların, terörle mücadele ederken can veren, kan veren insanların değil, bilet, kitap, sinema bileti sattıkları “müşterilerinin” önemi vardır.
Bu yüzden terör örgütünün medyası, en son Hatay’da ormanları yaktıklarını açıkladığında olduğu gibi, PKK’nın önceki saldırılarına da kulaklarını ve gözlerini kapattılar. Her biri “doğa âşığı” olan, yeri geldiğinde tepkileriyle tozu toprağı birbirine katan o ünlüler, PKK terör örgütü bebekleri havaya uçurduğunda, köyleri basıp insanları yaktığında sessizlik içinde oldular hep.
Ormanları yakan terör örgütünün uzantısı yeni açıklamasında, kentlerde işyerlerini, araçları, mahalleleri ateşe vereceğini ilan ediyor. Belli ki ileriki günlerde benzer saldırıları tekrarlayacaklar. Göreceksiniz, bizim “ünlüler” yine sessiz kalacaklar.
Çünkü sessiz kalan ünlülerin derdi, ünlerini korumaktan öteye geçmiyor ne yazık ki...
Paylaş