Paylaş
Savcılıklar ve Emniyet birimleri Türkiye genelinde FETÖ’nün güncel yapılanmasıyla ilgili soruşturmaları sessiz ve etkili biçimde yürütüyor. Milli İstihbarat Teşkilatı da görev ve yetkileri çerçevesinde önemli görevler yapıyor. Sonuncusu, geçen hafta Ankara’da gerçekleşti. MİT’in, FETÖ’nün “güncel faaliyetlerinin ve yeniden toparlanma girişimlerinin” deşifre edilmesine yönelik istihbarat çalışmaları sonucu gözaltına alınan iki kişi, “FETÖ adına bakanlıklarda ve kamu bürokrasisi içerisinde halen aktif kripto örgüt üyelerinin isimleri ve faaliyetleri” hakkında bilgiler verdi.
İNGİLTERE’DEKİ FETÖ ÜYELERİ İLE TEMASTA
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ankara TEM Şube Müdürlüğü, çoğu kamu bürokrasisinde iç denetçi ve uzman olarak görevli örgüt üyelerini tek tek belirledi.
Teknik takip sonucu, Milli Eğitim Bakanlığı’nda iç denetçi olarak çalışan Ö.K.’nın İngiltere’de bulunan örgüt üst düzey sorumlusu ile irtibat kurduğu tespit edildi. Kaçış planı içinde diğer örgüt üyelerinin de kaçmasını engellemek amacıyla gözaltına alınan Ö.K., mahkeme tarafından tutuklandı.
Diğer örgüt üyelerine yönelik istihbarat ve delil toplama çalışmalarına devam edilirken, bir kısmının halen aktif kamu görevlisi olarak örgütsel faaliyetlerini sürdürdükleri belirlenen 2 aktif kamu kurumu iç denetçisi, 1 aktif icra müdür yardımcısı, 2 aktif kamu kurumu müfettişi, 1 aktif kamu kurumu müfettiş yardımcısı, 1 aktif kamu kurumu uzmanı, 1 ihraç bakanlık müfettişi, 1 özel şirket çalışanı gözaltına alındı.
İTİRAFTAKİ ŞOK AYRINTILAR
Bu bilgileri, FETÖ’nün bürokrasi içinde halen aktif olduğunu anlatmak için veriyorum. Evet aktif olduklarını biliyoruz ama nasıl rahat olduklarına ilginç bir örnek olsun diye bu operasyonda gözaltına alınan Tarım ve Orman Bakanlığı’nda İç Denetçi olarak görev yapan Y.C.’nin 24 Kasım 2021 tarihindeki ifadesinde bulunan itiraflarından söz etmek istiyorum. Siz de okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız:
“Lise son sınıfta Mersin’de bulunan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne ait Işık Dershanesi’ne gittim. 1997 yılında Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandım. 2003 yılı Mart ayında üniversiteden mezun oldum.
2011 yılında iç denetçilik kursundan tanıdığım R.S. ve YÖK’ten tanıdığım H.Ç. isimli şahıslar bana Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na iç denetçi alınacağını, istersem benim de başvuru yapabileceğimi, başvurular arasından Müsteşar Bey’in mülakat yapacağını, mülakatı başarılı olanların göreve alınacağını söylediler. Mülakata sadece üçümüz girdik ve kazandık. Bu mülakatı bizim için ayarlayan Müsteşar Bey’in akrabası olan Mustafa Hakan Helva isimli şahıstır... H.Ç. bu bakanlıkta göreve başlamadı. Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başladı.
R.S. iç denetçi olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda çalışıyordu. Z.T. ile yaptığımız örgütsel toplantılara katılan şahıslardan biridir. Daha sonra müsteşar danışmanı olarak altı ay kadar görev yaptıktan sonra ‘Müsteşar Özel Kalem’i oldu. “Rıza” kod adını kullanıyordu. Bu şahıs 2013 yılı Mayıs ayından itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı’nda İç Denetim Başkanı olarak görev yapmaktadır. 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra da örgütsel temaslarını devam ettirdi. Zafer T. isimli şahıstan sonra bizimle görüşen “Yunus” kod adlı/isimli şahıs ile sıkça görüşürdü. Himmet parasını “Yunus” kod adlı şahsa verirdi. “Yunus” isimli şahıs ile grup halinde görüşmelerimiz dışında özel olarak da on beş günde bir ya da ayda bir görüşürdü. Benim bildiğim en son görüşmeleri 2020 yılı başlarında olmuştur.
SORU ÇALMA SORUŞTURMASI
15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden sonra Teftiş Kurulu bu şahsı ifadeye çağırdı. Kendisinden öğrendiğim kadarıyla 2010 KPSS sorularının çalınması ile alakalı soruşturulduğunu, Kurul’a gerekli açıklamayı yaptığını ve konunun kapandığını söyledi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra KHK ihraçlarının yaşandığı dönemde, kendisi ile yaptığım bir görüşmede bizimle alakalı bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Kendisi de bana benimle alakalı bir sıkıntı olmadığını, kendisinin beni koruduğunu söyledi.
‘GRİ LİSTEDESİN...’
Bu görüşmelerde yine maneviyat yapmaktan vazgeçmezdi. Örgüt elebaşına “dayı” diye hitap ederek ondan gelen son notları bana okurdu. Vaazlarını telefon kulaklığını bana vererek dinlememi isterdi. Beni motive etme amaçlı örgüt elebaşını kastederek dayının FETÖ’den cezaevinde olan şahısların yakında çıkacaklarını ve her şeyin eskisi gibi olacağını söylediğini bana anlatmıştı. Benim örgütten kopmamam için bana gri listede olduğumu, eğer kendisi ile görüşmelere devam etmezsem benim için hazırlanan dosyanın işleme konulabileceğini imalı bir şekilde söyledi...”
FETÖ, 15 Temmuz sonrası tamamen yeraltına geçti ama öğrenci evleri açıyor, esnaflardan himmet topluyor, örgüt aidatını canlı tutmak için para dağıtıyor, örgüt bağlantısı tespit edilemeyen ailelerin çocuklarını devlete sızdırıyor, irtibatı kopanlarla iletişime geçiyor, bürokrasideki deşifre olmamış varlığını canlandırıyor, bazı siyasetçileri korkutuyor bazıları ile işbirliği yapıyor, puslu havayı kolluyor...
Paylaş