Paylaş
Aralarında medya üzerinden bir savaş var. Ancak, İmamoğlu doğrudan değil kendisine yakın gazeteci ve yazarlar aracılığıyla konuşuyor.
Kılıçdaroğlu’nun neden aday olmaması gerektiğini yazıp söyleyerek İmamoğlu’nu öne çıkarıyorlar. AKP’lilerin, kolayca yeneceği için Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istediğini söylüyorlar. İyi de, Kılıçdaroğlu aday olursa oy verecek kesim, CHP, İP, SP, DP yanında Davutoğlu ve Babacan ile HDP seçmenleri değil mi? Aday olursa Kılıçdaroğlu’nun başarısı bu 7 parti seçmenin vereceği desteğe bağlı olmayacak mı?
Neden birileri Kılıçdaroğlu aday olursa bu partilerden yeterli desteği alamayacağını düşünüyor?
HER İKİSİ DE BİRBİRİNİN AYNISI
Peki neden, nedir onların gözünde İmamoğlu’nu Kılıçdaroğlu’na göre öne çıkaran faktör. Ya da nedir, Kılıçdaroğlu’nun eksiği...
Bana sorarsanız, ikisinin de birbirinden farkı yok. Hangisi aday olursa olsun bir eksik bir fazla oy almaz.
Bakmayın siz “demokrasi, adalet, insan hakları” etiketiyle süslenmiş ittifak modeline. Yedi birbirine benzemezin bir araya geldiği Millet İttfakı’nın ne olduğunu en iyi İP Genel Başkanı Meral Akşener anlatmıştı:
“Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı’nı karıştırıyorsunuz. Cumhur İttifakı et-tırnak, mezara kadar, kader birliği... Bizimki öyle değil ki, bizimki proje bazlı bir ittifak.”
Yani proje gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin herkesin yolu ayrı...
HEDEF AKP DEĞİL, ERDOĞAN!
Projenin adı ise “Seçimlerde Erdoğan’ı devirmek”, bunda da bir anormallik yok, siyasetin amacı da budur zaten.
O yüzden, ittifakın amacı “proje”, projenin hedefi de kişi odaklı olunca, siyaset, ilke, ideoloji, program unutuluyor. Yoksa, normal şartlarda PKK’nın siyasi kolu HDP ile bu partilerin bir araya gelmesi mümkün mü?
Yalnız bir ayrıntıya dikkat; hedef AKP değil, sadece Erdoğan. Eğer hedef alınan AKP ve AKP’nın politikaları olsaydı Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı adayı olarak pazarlanmaya kalkarlar mıydı?
Ya da AKP’nin Başbakanı Davutoğlu ile, Ekonomi Bakanı Babacan ile bu kadar içli dışlı olurlar mıydı?
O yüzden AKP’yi eleştirirken de, Davutoğlu, Babacan’ın görev yaptığı dönemleri es geçip Erdoğan üzerine yoğunlaşıyorlar.
Bu nedenle, Akşener’in “Proje” dediği şeyin adı “Seçimlerde Erdoğan’ı devirmek”tir. Bu amaca ulaşmak için de ilke, fikir, ideolojisine, geçmişine bakmadan herkesle işbirliğini mubah görüyorlar.
Bu nedenle, terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP’nin desteğine de muhtaç oldukları için, PKK üyeliğinden yargılanan HDP’lilere destek oluyor, suratlarına karşı “Kürdistan” diyenlere seslerini çıkartamıyorlar. HDP’nin, PKK ile ilişkisine gözlerini kapatıyorlar.
İTTİFAK ÜYELERİNDEN İTİRAZ
Dolayısıyla ortada siyaset değil, bir proje olduğu için cumhurbaşkanı adayının kim olduğunun da pek önemi kalmıyor.
Buna karşın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasına; biri gizli biri açık olmak üzere iki grup karşı çıkıyor. Gizli karşı çıkanlar, ittifak ortağı İP, SP gibi partiler.
İP Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığını değerlendirirken “Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz, sonuç odaklı düşüneceğiz” derken; SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, “Şu anda bir cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinin erken olduğu kanaatindeyim” diyerek tavrını belli etmişti.
‘İMAMOĞLU, YAVAŞ ÖNE ÇIKARTILIYOR’
Hiçbirisi de çıkıp, “Kılıçdaroğlu adaysa destekliyoruz” diyemiyorlar. Asıl karşı çıkan grup ise İmamoğlu’nun aday olmasını isteyen CHP’ye içinden isimler, onlara yakın gazeteci ve yazarlar.
Tekrar ediyorum, İmamoğlu da Kılıçdaroğlu da aday olsa ne bir eksik ne bir fazla oy alacaktır. Ama Kılıçdaroğlu’nun aday olmasına asıl itiraz edenler CHP’ye yakın kesimler.
Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı olmak istiyor musunuz?” yönündeki soruya “İttifak adına konuşamam ama ittifak da bunu kabul ederse bundan onur duyarım” dese de, “Sağ seçmenin oyunu alamaz” deyip duruyorlar.
Bir türlü dillerinin altındaki gerçek sebebi söylemiyorlar.
CHP içinden ve CHP’ye yakın kalemler, aralarında hiçbir fark yokken, neden Kılıçdaroğlu’nu değil de İmamoğlu’nu öne çıkarıyorlar?
Cumhuriyet’ten Mustafa Balbay da, Kılıçdaroğlu’na bu konuyu sormuş. Aldığı yanıt şu: “Cumhurbaşkanı, devlet deneyimi olan bir kişi olmalı, kritik bir süreci yönetecek. Sayın Yavaş ve İmamoğlu’nun ismi öne çıkarılıyor ama İstanbul ve Ankara’nın yönetimini bırakamayız. Seçmenimize anlatamayız.”
Kılıçdaroğlu’nun cümlesindeki Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş için “öne çıkarılıyorlar” ifadesi önemli. Onları öne çıkaranlar, Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması gerektiğini söyleyenlerle aynı kişiler.
AMA FARKLI BİR İSİM ADAY YAPILACAKTIR
Peki neden, aralarında hiçbir fark olmadığı halde Kılıçdaroğlu aday olmamalı, var mı dürüstçe cevap verecek birisi...
Ne onlar bunu açıkça söyleyebilir, ne de Kılıçdaroğlu onlara rağmen aday olabilir. Karşısındaki cephe geniş, ittifak ortağı partiler ve özellikle kendi partisi CHP’nin içindeki ve yakınındaki kişiler.
Peki ne olacak?
Evet siyasetçilerden tutarlılık beklemek doğru değil ama Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığına karşı olduğu açık. Kendisi de aday olamayacağına göre, farklı bir isim beklemek gerekiyor. O isim Abdullah Gül mü? Bence hayır...
Paylaş