Tele vurguna geçit verme

DİKKAT DİKKAT YİNE DİKKAT

Haberin Devamı

 “Telefonda kendisini polis, savcı, asker olarak tanıtıp, (adınız veya banka hesabınız FETO/PDY terör örgütüne karıştı) diyerek para veya altın isteyenlere inanmayınız.”

 

Polisten cep telefonlarına yine bu uyarıcı mesaj geldi. Birkaç gün sonra da gazetelerde bir haber: “Konya’da 90 yaşındaki, yürümekte güçlük çeken bir kadını telefonla arayıp, kendilerini polis olarak tanıtanlar, bankalara götürüp tam tamına 480 bin lirasını çektirip almış.”

 

Yinelemekte yarar var

Cep telefonuma mesaj gelip bir de bu haberi okuyunca,  daha önce bu konudaki yazdıklarımı özetleyip önerilerimi yinelemeye karar verdim. Yinelemekten de bıkmayacağım.

 

Haberin Devamı

“15 Temmuz öncesi, özellikle telefonlar aracılığıyla,  ‘Terör örgütü hesaplarınıza girdi, temizlemek için operasyon yapacağız’ gibi, ‘polis savcı, asker’ imzalı aldatmacalarla çok kişinin canı yandı. Binler, hatta bazen milyonlarca lira dolandırıldı. Polis vatandaşı uyarmaktan bıkmadı. Cep telefonlarına mesaj çekildi, elektrik faturalarına ‘DİKKAT! Telefonda kendilerini polis, asker, savcı olarak tanıtan ve sizden para, altın isteyen şahıslara inanmayın. 155 Polis İMDAT’  notları konuldu, bazı yerlerde pankart bile asıldı.

 

Yöntemi değiştirdiler

Ve 15 Temmuz sonrası dolandırıcılar yöntem değiştirdi. Bu kez, yine telefonlardan, kendilerini polis, savcı, asker olarak tanıtanlar,  ‘Adınız, hesabınız FETÖ/PDY terör örgütüne karıştı ‘ aldatmacası ön plana çıktı, para istenmeye başlandı.. Maalesef yine çok kanan oldu, binlerce lira kaptırıldı, evler satıldı. Bazı olaylar medyaya yansıdı. Bazı kurbanlarsa sessiz aldı. Son olaraksa bu kötü niyetliler, 15 Temmuz şehitlerini kullanmaya başladı. Şehit ailelerine yardım bahanesiyle para toplama çabasına girdi. İzmir’de Valilik ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı vatandaşları uyardı. Yeter mi? Bana göre yetmez. Bu nedenle dolandırıcılara karşı seferberlik öneriyorum, aklıma gelen önlemleri sıralıyorum:

 

Haberin Devamı

Seferberlik önerisi

-Polis, jandarma cep telefonlarına uyarıcı mesajları, arttırarak sürdürmeli.

-Elektrik, su faturalarına uyarıcı yazılardan vazgeçilmemeli.

-Camiler de devreye sokulmalı, örneğin cuma hutbelerinde vatandaş uyarılmalı. (Uyarı yapılıyorsa, sıklaşarak sürdürülmeli)

-Uygun yerlere (Meydan, çarşılar, AVM’ler gibi) uyarıcı yazılar asılmalı.

-Gerekirse billboardlardan yararlanılmalı.

-Muhtarlıklara da uyarılı yazılar konulmalı.

-Esnafa, hatta evlere el ilanları dağıtılmalı.

-Toplu taşım araçlarına da uyarı levhaları asılmalı.

(Bu uyarı yazılarında, el ilanlarında başvurulacak yerle ve telefon numaraları mutlaka bulunmalı)

-Belediyeler de bu konuda devreye girmeli, uyarı önlemleri almalı.

Haberin Devamı

-Televizyonlarda uyarıcı kamu spotları yayınlanmalı.

Öneriler çoğaltılabilir. Dolandırıcı kurbanlarına çok üzülüyorum. Birçok insan evinden, barkından bile oluyor. Bu yüzden kötü niyetli fırsatçılara karşı herkes el ele vermeli. Bu dolandırıcılara göz açtırılmamalı. Dilerim bu kötü niyetlilerin can yakması son bulur.”

Dedim ya… Bu konuda yazmaktan bıkmayacağım. Herkes yakınlarını uyarmalı, bu fırsatçılara kanmamalı. Aman DİKKAT!

 

İÇ RAHATLATAN SÖZLER

Güvenli bir şehrin emniyet müdürüyüm

“Güvenli bir şehrin emniyet müdürüyüm. İstatistiklerle, İzmir’in güvenli bir kent olduğuna dair resmi bir yazı verebilirim.”

İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın sözleri bunlar. Milliyet Ege’deki habere göre İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, yeni müdür Aşkın’ı ziyaretinde, kruvaziyer gemilerin güvenlik gerekçesiyle İzmir’e gelmediğini söylemiş. Aşkın da yukarıdaki yanıtı vermiş ve eklemiş:

 

Haberin Devamı

En üst seviyede hizmet

 

“İzmir, terörden en az etkilenen metropol. Terörle mücadele açısından çok ciddi operasyonlar yaptık. Bu operasyonlarımız devam edecek. Hiçbir boşluk vermemeye çalışıyoruz. Ne kadar risk varsa ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İzmir halkına en üst seviyede güvenlik hizmeti sunmaya çalışacağız. Artık halkımızın yoğun oluğu yerlerde yürüyen polisler göreceksiniz.”

Bir kentin güvenliğinden sorumlu bir kişinin bu sözleri, o kentte yaşayanları rahatlatır elbette. Aşkın ve ekibine başarılar diliyor, “Kolay gelsin” diyorum…

 

SÖZ SİZİN

Gece çalışma izni

neden verilmiştir

Belediyeye tabii ki başvuruda bulunduk. Sizin aracılığınızla da sıkıntımızı okuyuculara duyurduk. Ancak benim anlam veremediğim; bu izni veren kişi ya da makamın nasıl böyle bir izin verdiği? Neye dayalı olarak bizlerin bu şekilde rahatsızlık içinde kalmamıza sebep olduğu? Nedir gece çalışmaya sebep? Bu sorularımın yanıtını almak istiyorum.

 

Haberin Devamı

Yanıt bekliyorum


Daha çoğaltabilirim sorularımı? Yeter ki açıklayıcı ve ikna edici bir yanıt alabileyim.
Hepimizin ortak sebepleri yok mu? Hepimiz huzurlu, mutlu, yaşanılası bir şehir demiyor muyuz ? Öyleyse neden yanlışlar yapmaya devam ediyoruz?
Yapılan bir yanlış var, düzeltilmesini rica ediyorum.

Pınar Amon

 

BİR ALINTI

 

Erkan Sevinç’ten: Kötü günler de yaşayacağız elbet. Yaşayacağız ki, iyi günlerimizin bir anlamı olsun.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları