Paylaş
“Evet” diyenler başbakanlığın kaldırılarak, hükümetin aynı zamanda parti başkanı olacak Cumhurbaşkanı tarafından yönetilmesini onaylayacaklar.
AK Parti ve MHP, CHP’nin bu değişikliğin anti-demokratik bir tek adam yönetimine yol açacağı eleştirisini reddediyor, tersine demokrasiyi güçlendireceğini, hükümet icraatını yargı ve yasamadaki prangalarından kurtararak hızlandıracağını söylüyorlar. MHP lideri Devlet Bahçeli bu ülküye o kadar inanıyor ki, partisinin birkaç yerden çatlamasını göze almış durumda.
Eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dâhil çok sayıda milletvekili yasadışı PKK ile bağlantı suçlamalarıyla hapiste olan HDP zaten fiilen sesini duyuramaz halde.
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’liler parlamento muhalefeti namına sesi çıkan tek odak durumunda.
Başbakan Binali Yıldırım halk oylamasında “Hayır” kampanyası yapacak CHP’yi PKK, FETÖ, DHKP-C gibi “terörist örgütlerle aynı safta” gördüğünü defalarca söyledi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, herhalde savunma avukatı günlerini de anımsayarak “Bütün hayırcıları terörist görmüyoruz” dedi. Bu sözleri CHP’den gelen “milyonlarca vatandaşı terörist ilan edemezsiniz” eleştirisi üzerine söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 12 Şubat’ta Bahreyn’e hareket ederken “Kimse sağa, sola çekmesin” vurgusuyla “Ve ‘hayır’ diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz’un bir yerde de yanında yer almaktır” dedi.
Yani yasal bir referandumda, halk oylamasında size tanınan oy haklarından bir tanesini kullandığınız için terörist, ya da darbeci saflarında ilan edilmeniz mümkün.
CHP’li Levent Gök ve Selin Sayek Böke dün, 13 Şubat’ta buna itiraz etti. CHP darbe girişimine de terörizme de karşı durmuş, darbe girişimi sonrası, mesela Yenikapı mitinginde AK Parti ve MHP ile birlikte saf tutmuştu. Milyonlarca seçmen oy kullandı diye teröristlikle, darbecilikle itham edilemezdi.
Bu itiraz aynı gün Bakanlar Kurulu ardından Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’a soruldu.
Kurtulmuş, ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakanın böyle bir şey ima ettiğini söyledi. Bütün vatandaşların evet demek gibi hayır deme hakları da vardı, tabii ki hepsini itham etmemişlerdi, sadece PKK ve FETÖ’nün de “Hayır” demesine dikkat çekmişlerdi.
Şimdi… Bir başka yasadışı örgütlenme kalkıp “Evet” kampanyasını desteklediğini açıklarsa, o zaman da benzeri şeyler söylenip söylenmeyeceği sorusunu sormuyorum. Bir hükümetin seçim yoluyla idaresinden sorumlu olduğu ülke nüfusunun bir kısmını diğer kısmına terörist, ya da darbeci diye bakmasına yol açacak sözlerini de sorgulamak istemiyorum burada. Eminim herkesin kendi sorusu vardır aklında.
Ama 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Hürriyet’i basan darbeci askerlere karşı meslektaşlarıyla birlikte direnen, darbe girişiminin kötülükleri konusunda yazan, yurt dışına anlatan, terör eylemlerine karşı aktif tavır alan bir gazeteci olarak, önüne konulmuş sandığa attığı oyun bir vatandaşı nasıl terörist, ya da darbeci saflarına düşürdüğünü anlamakta zorlanıyorum…
Belki de bendedir eksiklik, ama bunu anlayamıyorum.
Paylaş