Paylaş
Bu karar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın anayasa değişikliğini halk oylamasına sunma doğrultusundaki Meclis kararını onaylamasından önce alındı, yani iki aylık Evet-Hayır kampanyasında da geçerli olacak.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu buna Twitter hesabı üzerinden şöyle tepki gösterdi:
“Çıkarılan yeni düzenlemeyle referanduma kadar sadece kendi boruları ötecek, televizyonlar sadece bir taraf lehine özgürce yayın yapabilecek”.
Kılıçdaroğlu “Kendi savunduklarının doğruluğundan bu kadar şüphe duyan bir iktidar daha önce görülmemiştir” diye de eklemiş.
Yani Kılıçdaroğlu, “Yalnızca ‘Evet’ deme özgürlüğü var” demek istiyor.
Aslına bakarsanız KHK’da “Evet” propagandasının istenip, “Hayır” propagandasının istenmediğine dair bir cümle yok. Yine de günümüz Türkiye’sinde herkes kendisine göre gereken sonucu çıkarabiliyor.
Düşünün ki, Başbakan Binali Yıldırım, onlar da “Hayır” diyor noktasından hareketle, mesela CHP’nin terör örgütleriyle, PKK ile FETÖ ve DHKP-C ile aynı safta olduğunu iddia ediyor sürekli olarak. O söyleyince AK Partili bakanlar da tekrarlıyor. Bu sözler sürekli olarak radyo ve televizyonlarda yayınlanıyor, gazetelerde basılıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ daha dün “Hayır” verecek herkesi de terörist olarak görmediklerini söyledi.
Öyle anlaşılıyor ki “Evet kampanyasına” Cumhurbaşkanı Erdoğan önderlik edecek, kampanya da AK Parti-MHP ortaklığıyla Meclis’ten geçen referandum imzalandıktan hemen sonra başlayacak.
Şimdi, önümüzdeki haftadan itibaren şöyle bir senaryo görmemiz muhtemeldir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım muhtemelen ayrı ayrı noktalarda konuşacaktır.
Konuşmaların, hemen hemen bütün televizyonlar –ve radyolar- tarafından canlı yayınlanması beklenecektir.
Yine muhtemelen Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konuşmalarının ayrı saatlerde yapılmasına, böylece birbiriyle çakışmamasına, dolayısıyla ikisinin de yayınlanabilir olmasına özen gösterilecektir.
MHP lideri Devlet Bahçeli belki Erdoğan ve Yıldırım kadar sık çıkmayacaktır meydanlara ama, onun konuşmalarının da, üstelik “muhalefet” kontenjanından yayınlanması beklenebilir.
Muhtemelen seçim bölgelerinde televizyonlara, muhtemelen geri kalan saatlerde “özel mülakat” vermeyi “kabul edecek” bakanları hiç saymadan söylüyorum.
HDP’yi de katmıyorum, zaten eş-başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ PKK propagandasına yardım ettikleri, bağlantılı oldukları iddiasıyla hapisteler.
Diyelim ki CHP lideri kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması Cumhurbaşkanı ya da Başbakanın konuşması ile çakıştı. Kimin önceliğe sahip olacağı konusunda zihninizde bir tereddüt var mı?
Üstelik yayıncı kuruluşların gayet mantıklı bir gerekçesi de olacaktır bunun için: Cumhurbaşkanı ve Başbakan konuşmalarında sadece anayasa değişikliği ve getireceklerine değil, dış politika, güvenlik, ekonomi gibi konular üzerine gerçekten haber değeri de bulunan açıklamalar yapabilir.
İşte bu tablo fiilen eşit koşullarda yarışmayı en azından medya boyutunda etkileyen bir durumu ortaya çıkarmaya aday, özellikle son KHK ardından.
Halkoylamasında “Evet” oyu kullanmak kadar, “Hayır” kullanmak da serbest…
Aynı şekilde seçim sürecinde “Evet” demek kadar “Hayır” demek de serbest; ama iş o sesi duyurmaya gelince, işte o ayrı bir mesele.
Paylaş