Paylaş
Ama sahiden gerek yok...
Soru çok basit...
Nasıl bir ruh hali insanı haldır huldur aprona dalıp birini ‘parçalamaya’ sürükler?
Nasıl ilkel bir dürtü?
Ya da ‘nasıl suni bir öfke’ mi demeliyim?
Fanatizminin dışında tutunacak hiçbir dalı olmayan insanlar bunlar belki de.
O zaman durup düşünmeli; bu insanların neden tutunacak başka şeyi yok?
Ya da tutunacak hiçbir şeyi olmayan her insan böyle mi davranır?
Elbette hayır.
*
Bu hiç şüphesiz, sağlıklı bir ruh hali değil.
Sözleri ne kadar incitici, üslubu ne kadar aşağılayıcı olursa olsun...
Bu, hiç kimseye bir diğerinin üzerine saldırma, hele de toplu halde saldırma hakkını vermez.
Bu aslında ilkokulda falan da değil, daha kreşte veya ailede çocuklara öğretilmesi gereken bir şey.
Can çekişen eğitim sistemimiz ne yazık ki memleketteki her yurttaşın bu farkındalıkla yetişmesine imkân sağlamıyor.
Üstüne, sadece bu dönemde değil, geçmişte de bize öğretilenler sonucu, homojen bir ulusta tek tip insanlar olduğumuz sanrısına kapılıyorduk, kapılıyoruz.
Sonra biz büyüyoruz ve bize benzemeyenden aslında pek de hoşlanmayan, ona karşı önyargılı veya ona karşı hep bir koruma kalkanı inşa eden insanlara dönüşüyoruz.
Bilinç seviyemiz daha düşükse, komşusunu ihbar eden, sokakta gözüne kestirdiğini döven, karısını ezen, apronda lince koşan insanlar oluyoruz.
*
Geçen yıl bu köşede ‘ifade özgürlüğüne dair hak ihlallerini’ yazarken ve bunların düzelmesini umut ederken, bir yılda nasıl bir yalpalamadır ki bu, gözaltından lince ışınladık ve lincin ne kadar kötü bir şey olduğunu konuşuyoruz?
Burada “Barbaros Şansal’ın lafları da kabul edilemez” gibi cümleler kurmak istemiyorum. Çünkü konumuz bu değil. Eğer o cümleyi kurarsam, ne kadar “Ama” dersem diyeyim, linci meşrulaştırmış olurum.
*
Sadece şunu söyleyeyim...
Ne yani, ben birinin sözüyle mi ülkemi sevmekten vazgeçeceğim? Bu ülkedeki diğer yurttaşlar, Barbaros Şansal’ın sözüyle mi gaza gelecek, birbirlerine düşmanlık, ülkelerine nefret besleyecek?
Ülkesini sevmeyen sevmiyordur zaten; seven de başkalarının lafıyla ülkesini sevmekten vazgeçmez. Memleket sevgisi öyle bir şey değil.
Başka birisinin sözleriyle diğer yurttaşlar üzerinde böyle bir etki bırakabileceğini düşünmek yurttaşların memleket sevgisini hafife almak olmuyor mu bir anlamda?
*
Barbaros Şansal’ın sözlerini ve tavrını ayrıca tartışabiliriz.
Ama burada konumuz linç ise, onun veya başka birinin ne dediği bizi ilgilendirmemeli. Çünkü hiçbir sözün karşılığı linç olamaz.
Şansal’ı linç sosyal medyada başladı; birileri hedef gösterdi, sonra bundan kendine vazife çıkaran bir grup da havalimanına lince koştu.
Ha, tepki göstermek isteyen yine gösterir. Gider havaalanının kapısında pankart açar, basın açıklaması yapar vs. Malum, demokrasilerde çare tükenmez.
Ama her koşulda, söze sözle karşılık verilir...
Vahşi doğadaki canlılar gibi davranarak değil.
Kaldı ki, o ‘vahşi’ dediğimiz canlılar bile, birbirini hayatta kalmak için parçalar; zevkten veya nefretten değil.
Paylaş