Paylaş
Pek çok şey sayabilirsiniz.
Emin olun, tepelerde Antalya Altın Portakal Film Festivali ve ulusal yarışması yer alır.
54 yıldır yapılan, çoktan gelenekselleşmiş bir yarışmadan söz ediyoruz.
Hal böyle ama nedense Antalya Büyükşehir Belediyesi bu yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali ve ulusal yarışmaların kaldırıldığını açıkladı. 54 yıllık festival ve yarışma artık yok. Onun yerine artık Antalya Uluslararası Film Festivali olacak.
Bizim bu ülkede eğitimden sanata ve diğer hemen her alanda en büyük sorunumuz, kararların diğer paydaşların görüşlerine başvurmadan, tartışılmadan alınması.
‘Yaptık oldu’ ülkesiyiz şimdilerde.
Bu karar da sinema sektörüyle hiç temas etmeden alındı.
Bu ülkenin kültürel değeri haline gelmiş ulusal yarışma bir belediyeye mi aittir, yoksa onu besleyen koca bir sektöre, o sektörün emekçilerine, yani Türkiye sinemasına ve halka mı aittir?
Tabii ki ikincisi.
Bir belediye böylesine köklü bir mirasa sahip olmaktan ancak gurur duyar; onu yaşatmak, yeşertmek, büyütmek görevini üstlenir; normali budur. Sahip olduğu kültürel mirası yok etmek için belediyenin çabalaması görülmüş şey değildir.
Yine de aylardır, sektör temsilcileri her alanda yarışmanın devam etmesi gerektiğini dile getirdi ama yapıcı çağrı ve girişimlere yanıt gelmedi.
Bunun üzerine, Türkiye sinema sektörünün tüm meslek birlikleri, sendikalar, dernekler ve diğer örgütler siyaset üstü bir birliktelik göstererek, ulusal sinemamızı yok sayan Antalya Uluslararası Film Festivali’nin hiçbir etkinliğine katılmama kararı aldı. Yayımladıkları ortak bildiride dediler ki; “Sinema endüstrimizin ulaştığı gelişim seviyesini görmezden gelen, üretilen filmlerimizin seyirciyle buluşma imkânını ortadan kaldıran ve film üreten tüm kesimleri yok sayan Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yanlıştan vazgeçinceye kadar festivalin hiçbir etkinliğine katılmayacağımızı kamuoyuna bildiririz.”
Sinema Oyuncuları Meslek Birliği, Belgesel Sinemacılar Meslek Birliği, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği, Film Yapımcıları Meslek Birliği, Film Yönetmenleri Derneği, Kısa Filmciler Derneği, Film Yapımcıları Derneği, Oyuncular Sendikası, Görüntü Yönetmenleri Derneği, Senaryo Yazarları Derneği, Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği, Senaryo Yazarları Meslek Birliği, Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği, Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği, Sinema Emekçileri Sendikası, Sinema ve Televizyon Çalışanları Sendikası, Sinema Oyuncuları Derneği, Türkiye Sinema Vakfı, Anadolu Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği...
Sektörde kim var kim yok, bildirinin altında imzası var.
Yetmez, muhafazakârından solcusuna, sinemacıların da imzası var.
Demek ki ortada bir ortak akıl var ama bu festivalin karar alıcılarının bu ortak akılla işi yok! Onlar yapıyor ve oluyor.
Madem yerli sinemamız bu kadar gereksiz, o zaman Antalya Film Festivali’nin sosyal medyada yürüttüğü tanıtım kampanyasında neden ‘Muhsin Bey’den, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’a, ‘Masumiyet’ten ‘Gemide’ye Türk filmleri kullanılıyor?
Bir yandan ‘milli ve yerli’ diyorsunuz...
Diğer yandan, Türkiye sinema tarihinin en eski yarışmasını kaldırıyorsunuz.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Paylaş