Paylaş
2016’da Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde kız-erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda eğitim görmesi için karar alındı. Bir öğrenci, “İlahiyat okuyan bir insanın fıtratı karma bir eğitim ortamını kabul edemez” derken, başka bir öğrenci de “Sınıfla başlayan bu uygulamanın toplumun birçok alanına taşınmasının mümkün olabileceğine inanıyorum” diye konuştu.
2017’nin başında, Mersin’de bir ortaokulun müdürü, kız ve erkek öğrencilerin birlikte oturmasını yasakladı. Müdür, 62 öğretmenin katılımıyla gerçekleşen kurul toplantısında “Kız ve erkek öğrenciler kesinlikle yan yana oturtulmayacak. Hangi veli ve öğrenci itiraz ederse, ’Müdür beyin talimatıdır’ denilecek” dedi. Bazı veli ve öğretmenlerin sosyal medyadan tepkisi üzerine okul müdürü görevden uzaklaştırıldı.
Geçtiğimiz bahar, Denizli’deki Pamukkale Belediyesi 11’inci sınıf öğrencileri için ‘Gençlik Ecdadın İzinde’ adıyla İstanbul’a düzenlediği moral gezisini kızlar ve erkekler olarak ayrı gruplar halinde gerçekleştirdi.
Konya’da bir Anadolu lisesinin internet sitesinden ‘2017 yılından itibaren kız-erkek öğrenciler ayrı sınıflarda eğitime devam edecek’ duyurusu yapıldı. Sosyal medyadaki tepkiler üzerine okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldı.
En son, Kartal’da bir devlet okulunda, kız ve erkek öğrencilerin pembe ve mavi panolar altında ayrı ayrı sıraya girdikleri bir kantin açıldı. Okul müdürü “Kız öğrenciler alışveriş yaparken rahatsız olmasın diye” dedi.
KARMA YURTLAR YASAKLANDI
Yine bu yıl, karma öğrenci yurtlarının mevcut haliyle faaliyetlerine devam edemeyeceklerinin belirtildiği yeni bir yönetmelikle kız ve erkek öğrenciler için ayrı ayrı hizmet kararı verildi. Binalarını buna uygun hale getirmeyen özel öğrenci yurtlarının da kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği açıklandı.
SUSPUS OTURUP İTAAT ETMEK KADININ FITRATINDA YOK
Iğdır Üniversitesi’nde kız öğrencilerin sınıfların cinsiyete göre ayrılmasından duydukları memnuniyeti dayandırdıkları nokta epey sıkıntılı geldi bana. Şöyle diyor kız öğrenciler: “Erkeklerle aynı ortamda kendimizi yeterince ifade edemiyorduk, çekiniyor, konuşmamayı tercih ediyorduk.”
Bizim bu ülkede en büyük sıkıntımız toplumsal cinsiyet eşitsizliği; kadınları susturup erkekleri konuşturan düzen.
Kadınların toplumsal hayata daha eşit ve özgür şekilde katılabilmesinin yolu, onları küçük yaşlardan itibaren erkeklerden ayırmaktan değil, onlarla aynı ortamda, aynı seviyede var olabileceklerini göstermekten geçer. Keskin farklılıkları olan bu iki cinsin birbirlerinden öğrenecek çok şeyi var. Birbirlerini tanıyarak gelişir, özgüven geliştirir ve evrimleşirler.
Kızları ve erkekleri okullarda, yurtlarda, kantinlerde ayırmaya çalışanlar, toplumdaki cinsiyet ayrımcılığını keskinleştiriyorlar. Kadınların toplumsal varoluşu adına çok yanlış işler yapıyorlar.
Kadınlar itiraz etmeyi, kendilerini koruyabilmeyi ancak erkeklerle aynı ortamda büyüdüklerinde öğrenebilirler.
Ayrı ortamlarda büyümüş kadın ve erkeklerin bir gün aynı evde ya da ofiste sağlıklı iletişim kurabilmeleri nasıl beklenir?
Eğer bir sınıfta kızlar konuşmaktan imtina ediyorsa, hatayı eğitimde veya öğretmende aramak gerek. Çünkü doğal olan bu değildir. Bir köşede suspus oturup itaat etmek kadınların fıtratında yoktur.
Tarihin başlangıcından beri birileri hep bunun için uğraştı ve uğraşacak.
Ama engelin her türlüsüne rağmen, bir gün bu ülkede kadınların da sözü erkekler kadar dinlenecek. Görürsünüz.
Paylaş