Belgrad Ormanı kelleşecek...

“EĞER tüm insancıl faaliyetler, çıkarcı bezirgân oyununa dönüşürse...” der Jose Bove, “Kavga toplumun iki kavramı arasında yaşanır. Biri, pazarın kendi kurallarıyla toplumu oluşturmasına, bütün insani faaliyetleri, sağlığı, kültürü, eğitimi vb paranın kanununa tabi tutmasına izin verir, canlının metalaştırılmasını bile savunur. Diğerinde ise toplumu oluşturma gücünü elinde tutan vatandaşlardır, siyasi kurumlardır, yaşam alanıdır ve çevre gibi başka bileşenlerdir.”

Haberin Devamı

Ne yazık ki bugün dünyadaki pek çokları gibi biz de paranın kanununa tabi yaşıyoruz.

Ve en büyük bedeli doğaya ödetiyoruz. Doğaya ödetilen bedel aslında insanın ondan mahrum kalarak ödediği bedeldir, fark etmiyoruz.

*

İnsan için konutlar, yollar, köprüler, trenler... Bu çağda kaliteli ve hızlı ulaşım elbette önemli. Ama tüm bunları gereksinim olarak nitelerken, doğayı ihtiyaçtan saymamak hangi mantığa sığıyor, bilinmez.

Yol, köprü, konut yaparken, maden çıkarmak için toprağı feda ederken ulusal kaynakların ülke çıkarlarına uygun değerlendirildiği, bunda üstün kamu yararı olduğu söyleniyor.

Doğayı kemirmek, yok etmek ülke çıkarlarına veya kamu yararına nasıl hizmet ediyor, anlamak mümkün değil.

Zira insana her şeyden çok doğa lazım.

Hele de beton mezarlıklara dönen kentlerde yaşayan insanlara.

Haberin Devamı

“Ben demiştim” diyenlerden pek hazzetmemekle beraber, kusura bakmayın ama biz dedik!

3. köprü yapılırsa, 3. havalimanı projesi hayata geçerse, İstanbul’un Kuzey Ormanları’nın yavaş yavaş yok olacağını söyledik. “Bir yere yol götürmek ‘Gel buraya yerleş’ diye çağrıda bulunmaktır” dedik. Yani sorun, bu dev projelerin kendisinden çok, bağlantı yolları ve etraflarını dolduracak, İstanbul’un kalan son ormanlarını da yok edecek beton projelerdi.

Bugüne kadar İstanbul’a yapılan yeni köprü ve bağlantı yolları kenti büyütmüş ve kalabalıklaştırmıştı.

Yine aynısı olacaktı ve bunu kestirmek için Einstein olmak gerekmiyordu. Ortalama IQ yeterliydi.

*

Nitekim, hafta içinde Belgrad Ormanı’nda onlarca ağacın işaretlendiğini öğrendik. Kuzey Ormanları Savunması işaretlemelerin ‘Haliç-Kemerburgaz Dekovil Hattı’ için yapıldığını söylerken İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Raylı sistem güzergâhındaki ağaçlarda uygun bir yere taşıma işlemi yapılabilir” dedi.

Belgrad Ormanı bin yıl önce 10 bin hektardı. Şimdi 5 bin hektar ve giderek küçülüyor. Bir kapısı sayılabilecek Fatih Ormanı’nda 109 villalık bir konut projesi beklemede; şimdi de Belgrad Ormanı’nın içine tren yolu yapılacağı söyleniyor.

Bugün tren yolu, yarın konut alanı, ertesi gün yeni bağlantı yolları derken, böyle böyle Belgrad Ormanı diye bir yer kalmayacak.

Haberin Devamı

Ben bunu ilk 3. köprü için ormanın derinliklerinde kesilen ağaçların kütüklerini kilometrelerce uzanırken gördüğümde fark etmiştim. Toplu bir katliamı izler, ekosistemlerinin ortasına hançer saplanmış hayatta kalan ağaçların sessiz çığlıklarını duyar gibiydim. Sıranın kendilerine geleceğini biliyorlardı sanki.

Belgrad Ormanı’na günde 800 bin kişinin gittiği oluyor. Bu şehirde insanın nefes alabileceği birkaç yerden biri ve şüphesiz en güzeli.

Ama ne yazık ki, Belgrad Ormanı’na irili ufaklı müdahaleler sonucunda çok geçmeden burası kelleşecek, suyu daha da kirlenecek, aşırı baskıdan ötürü toplu ağaç ölümleri başlayacak. Yüzbinlerce kent sakini de çaresiz, refüjlerdeki süs çiçekleriyle teselli bulacak.

Haberin Devamı

Yazın bir kenara, “Dediydi” dersiniz.

Yazarın Tüm Yazıları