Paylaş
Önlem alınmazsa 21’inci yüzyıl sonunda artış 2 ila 6.4 dereceyi bulacak ve 2070’te tüm buzullar eriyecek.
Bu bilgiyi paylaşıyorum, çünkü su rezervlerimizi korumak, suyu bilinçli ve akıllıca kullanmak bu yüzden önemli.
Enerji Yönetimi ve Enerji Verimliliği Danışmanı Mahmut Selekoğlu ülkemizde suyun tüm sektörlerde, özellikle de tarımda, bilinçsiz ve savurganca kullanıldığını söylüyor. Çok yakında savaşların ‘sudan sebeplerle’ olacağının da altını çiziyor.
“Kullanılabilir su kaynaklarımızın yüzde 75’ini tüketen tarım sektörü tam bir kara delik. Çünkü hâlâ ilkel salma sulama yöntemi (vahşi sulama) kullanılıyor” diyor.
*
‘Salma sulama’nın verimi yüzde 25-35. Suyun yüzde 65-75’i boşa gidiyor.
‘Yağmurlama sulama’nın verimi yüzde 75-85. Suyun yüzde 15-25’i boşa gidiyor.
‘Damlama sulama’nın verimi yüzde 90-98. Suyun sadece yüzde 2-10’u boşa gidiyor.
Vahşi sulamada toprağın alüvyon katmanının bir bölümü de süpürülüyor. Toprak çoraklaşıyor, verimi düşüyor.
Özellikle Güneydoğu’da geniş arazileri sulamak için güçlü pompalarla yeraltı suları çekiliyor, aşırı miktarda su toprağın verimli üst katmanıyla birlikte sınırdan öteye akıyor. Böylece, yeraltı suyumuz ve yerüstü toprak kaynağımız sürekli kayboluyor.
Devletin acilen verimli sulama yöntemlerini teşvik ederek zorunlu hale getirmesi gerekiyor.
*
Su kıtlığıyla mücadelede makine mühendisi İbrahim Pehlivan’ın önerileri şöyle:
-Su fiyatları bina metrekaresi başına kademeli olmalı, aşırı su tüketenler ciddi farklar ödemeli.
-Su aboneliği tüketim kotalı olmalı. Tasarruflu projelerin önü açılmalı.
-Yüksek miktarlarda su tüketen teknolojiler ile üretim yapan fabrikalar büyükşehirlerin dışına taşınmalı.
-Su tasarrufu yaptıracak projeler teşvik kapsamına alınmalı.
-Kuyu ve artezyenlerden su çekilmesi kontrol altına alınmalı.
-Aç-kapa şeklinde çalışan bataryalardan vazgeçilmeli, kullanacağımız suyu daha iyi kontrol eden volanlı armatürler geliştirilmeli.
-Yağmur suyu, drenaj suyu ve diğer su geri kazanım teknikleri teşvik edilmeli, belediyelerin verdikleri ruhsatlarda bu konuların farkında olmaları sağlanmalı.
-İş merkezleri ve büyük üretim alanlarına bölgesel sayaçlar konulmalı ve su kaçakları takip edilerek tedbir alınmalı.
*
Bir ülkenin gelişmişliği sadece yolla, köprüyle değil, aynı zamanda suyu kaç kere kullandığıyla ölçülür. Elimizdeki teknoloji ile aynı su art arda 3 kez kullanılabilir.
Ülkemizde ikinci el suya sıcak bakılmadığını söyleyen kimya mühendisi Melek Yıldız, ikinci kez aynı suyu tüketmenin taze su tüketimini yarı yarıya azalttığını söylüyor. Bu sistem ticari binalarda da, evlerde de uygulanabilir. Belediyeler bunu teşvik edebilir.
Yıldız, atık su arıtma tesislerinden çıkan suyun bazı ileri arıtma yöntemleriyle sulama suyu haline getirilebileceğini anlatıyor:
“Atık suyun yüzde 95’i geri dönüştürülebilir. İstanbul’daki atık su arıtma tesislerinden çıkan suyu geri kazanabilseydik, Melen Çayı bağlantısına gerek kalmazdı. Atık suyu geri kazanmak yüksek bütçeli bir iş değil.”
Paylaş