Bir kişi geldi ve…
Bir tını, bir melodiyle başladı her şey.
Ve işte o an coştu duygularım…
Bir kıvılcımla ateşlendi, kaynadı tutkularım…
Canlandı ruhum.
Aklımda filizlenen yeni düşünceler başka bir pencereye açtı ufkumu.
Bir ara tutuldu nutkum.
Nerden başlasam, nasıl anlatsam…
Meydan insan seli...
Ve inadına demokrasi örneği...
Canlar sıkkın, moraller bozuk ama gurur ve umut verici,
Her şeye rağmen insanların direnişi.
Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘Bir ağaç kesildi, bir millet uyandı.’
Benim ülkem uyandı, bulutlar arasında.
Mutluluktan uçtukları bulutların değil, gaz bulutlarının arasında.
Piyanosunu 2150 metrede Nemrut Dağı’na taşıyarak, doğu ve batı kültürlerinin kardeşliğini vurgulayan piyanist-besteci Tuluyhan Uğurlu, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, 2000 yıllık tarihi Zilkale’de “bulutların arasında” konser verecek.
Rize Valiliği’nin himayelerinde, Çamlıhemşin Kaymakamlığı tarafından 31 Mayıs Cuma akşamı gerçekleşecek konser, gün batımında başlayacak.
Tuluyhan Uğurlu konserde Karadeniz insanın doğa ile zorlu mücadelesini ve uyum içinde yaşayışını anlatacak.
ÜZERİNE KAR YAĞAN ÇAY TARIMININ YAPILDIĞI DÜNYADAKİ TEK ÜLKE!
Karadeniz’in cennet sahilindeki yeşilin ve mavinin tüm tonlarını dört mevsim görebileceğiniz, üzerine kar yağan çay tarımının yapıldığı dünyadaki tek ülke olarak bilinen, Yağmur ve Bulutların Ülkesi Rize’deki 2000 yıl öncesinden bugüne ulaşan 750 metre yükseklikteki gözetleme kalelerinden, çevresi dağlar ve ormanlarla kaplı saklı bir cennetin içindeki sığınak olan Zilkale, 31 Mayıs Cuma akşamı gün batımında çok önemli bir sanatsal etkinliğe hazırlanıyor.
Müziğinin temeline Anadolu kültürünü koyan, Anadolu’nun değerlerini kitlelerle paylaşmak için piyanosunu dağların zirvelerinden, yeraltındaki mağaralara kadar taşıyan Tuluyhan Uğurlu, Çamlıhemşin Zilkale’de vereceği konser heyecanını şu cümleleriyle paylaşıyor.
Bizler onu durduramıyoruz.
Geçemiyoruz.
Yenemiyoruz.
Yenmek ne haddimize.
N’apacağız o zaman?
Onu en iyi şekilde değerlendireceğiz.
Yoksa o bizi öğütecek, şu anda da, her an, her saniye öğüttüğü gibi...
Onu en iyi şekilde kullanacağız.
25 Mayıs 2013 Cumartesi saat 20:00’de, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sahnelenecek olan; sevgi, dostluk, güven ilişkilerinin, paranın belirlediği düzen ve işleyiş karşısındaki olumsuz yanını sorgulayan, 1940’lardan günümüze paranın olumsuz yüzünü sahneye taşıyan ‘Para’ adlı oyunu Engin Gürmen yönetecek.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Avrupa’ya tahsile gönderilen ilk Cumhuriyet talebelerinden…
26 Mayıs 1904’te, Perşembe günü, İstanbul’da büyük bir konakta doğdu. Heybeliada’daki Bahriye Mektebi’ni ve İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Avrupa’ya tahsile gönderilen ilk Cumhuriyet talebeleri arasında yer aldı ve Paris’e gitti. Sorbon Üniversitesi Felsefe Bölümüne girdi. Sorbon’daki öğrenimini yarıda bırakarak yurda döndü.
Ben, ben gibi olmayacaktım yani.
İstediğim gibi davranamayacaktım.
İstediğim gibi giyinemeyecektim.
Mini elbise, pantolon, şapka…
İstediğim okulda okuyamayacaktom.
İşim olmayacak, çalışamayacaktım.
Düşüncelerimi paylaşamayacaktım.
Geceleri rahat dolaşamayacaktım.
Onlarca kişi hep beraber şarkılar söyleyecektik.
Ama daha çok,
Ona eşlik edecektik.
Yerimizde duramayacaktık.
Şarkıları söyleyecek olan kişinin ilk heyecanına ortak olacaktık.
İlk albümünün ilk konser heyecanına…
Siz onu daha çok dizilerden tanıyorsunuz.