Paylaş
“Ülkemize karşıt tutumlarıyla AB’nin içini boşalttılar. Bundan sonra ne AB’nin, ne de herhangi bir Avrupa ülkesinin kimseye demokrasi, özgürlük, adalet, hukuk dersi verme hakkı kalmamıştır. Faşizmin ruhu Avrupa sokaklarında kol geziyor.”
Bu sözlerinde bir sevinç de sezmiyor değilim.
“Oh rahatladık artık, Avrupa’nın demokrasi konusunda vıdı vıdısından kurtulacağız” gibi bir sevinç sanki.
Ve yersiz bir sevinç de sayılmamalı, çünkü Avrupa’ya demokrasi dersi verirken, içerideki kendi demokrasi karnemiz hiç de parlak değil.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin “Toplantı ve Gösteri Hakkı İzleme Raporu”, Türkiye’de 15 ayda 264 barışçı gösteriye müdahale edildiğini ortaya koyuyor.
“Müdahale” dediysem, “Durun arkadaşlar,
yapmayın” şeklinde bir müdahale değil bu.
Biber gazı ve tazyikli su eşliğinde, polis copuyla müdahaleden söz ediyoruz. Kalkanla itme, yere düşeni tekmeleme de var tabii.
Müdahale edilen gösterilerin 160’ı basın açıklaması, oturma eylemi, gösteri yürüyüşü. 28’i kutlama, 16’sı anma, sekizi stant açma, bildiri dağıtma, çadır kurma, beşi karşıt gösteriler ve beşi de diğer gösterilerdi.
32 etkinlik müdahaleye rağmen gerçekleştirildi, 183’ü ise yapılamadı.
Bu araştırmanın referandum nedeniyle düzenlenen ve seçmeni “hayır” demeye yönlendiren toplantı ve gösterileri kapsamadığını da belirteyim.
“Hayır” toplantılarına müdahale ve engelleme de şimdiden 100’ü geçmiş bulunuyor.
Mesela CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke’nin, Boğaziçi Liderler Zirvesi’nde yapacağı konuşma, üniversite rektörlüğü tarafından programdan çıkarıldı.
CHP’nin Sirkeci Meydanı’na koymak istediği kampanya TIR’ı da belediyece engellendi.
Mesela referandumda “hayır” vereceğini açıklayan Saadet Partisi’nin gençlik kolları durumunda olan Anadolu Gençlik Derneği’nin hiçbir toplantısına salon verilmiyor.
Valilikler ve kaymakamlıklar, derneğin toplantılarını iptal ediyorlar.
Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin, Sincan’da yarın düzenleneceği açıklanan Anayasa ve Başkanlık paneline de izin verilmedi.
MHP’li muhaliflerin toplantılarını engellemek, olmadı basılıp dağıtılmasına göz yummak da bir başka yöntem.
Neresinden bakarsanız bakın, karne hiç parlak değil.
İstiyorlar ki referandum kampanyaları “tek kale maç” olsun, top da hep onlarda kalsın.
Propaganda konuşmalarına bazı Avrupa ülkeleri, Avrupa değerlerini hiçe sayarak engel olunca buna faşizm adını veriyorsak, bizim memleketteki engellemelere ne isim vermeliyiz?
KPSS SAVCISI NEDEN GÖREVDEN ALINDI?
FETULLAHÇI çetenin devleti ele geçirme planının önemli ayaklarından biri de KPSS sorularını çalıp kendi adamlarına dağıtmaktı. Hükümet ile araları iyiyken, bunu engellemek için hiçbir çalışma yapılmadığını biliyoruz.
2010’daki sınavda kopya çekildiği anlaşıldıktan sonra gözaltına alınıp sorgulanan bir kişi, sınavın doğru yanıtlarını Fetullahçıların dağıttığını söylemişti, ama o tarihte hükümet ve savcılar bunun üzerine bilerek gitmediler.
15 Temmuz’dan sonra KPSS hırsızlığı ciddiyetle soruşturulunca, her şey gözler önüne serilmişti.
Ancak geçenlerde KPSS dosyasına bakan Ankara Cumhuriyet Savcısı’na dosyadan el çektirildi.
Dosyadan neden el çektirilmiş olabilir?
Nedeni basit, belli ki savcı, zülfüyâre dokunacak sonuçlara ulaşmış.
Nitekim ikisi profesör, beş kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı rapora göre, soruları çalanlardan birisi, şu anda anayasal suçları araştırmak ile görevli bir savcı, diğeri ise bir bakanın özel kalem müdürü.
Ve şimdi biz bu iktidarın, darbeci FETÖ’cüler ile ilgili soruşturmaları düzgün şekilde neticelendireceğini bekleyeceğiz, öyle mi? FETÖ’nün siyasi ayağının neden bir türlü ortaya çıkarılmadığını da böylece daha iyi anlamış bulunuyoruz.
Ucu AKP’ye giden hiçbir soruşturmanın tamamlanmasına izin verilmeyecek belli ki.
BAŞKANLIK SİSTEMİNDE İŞSİZLİK
HÜKÜMET sözcülerine bakarsanız başkanlık sistemi gelince Türkiye uçacak, ekonomi düzelecek, terör bitecek, işsizlik azalacak.
Bakın dünyada başkanlık sistemini uygulayan ülkeler şunlar:
Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Azerbaycan, Belarus, Bolivya, Brezilya, Dominik, Endonezya, Ermenistan, Ekvador, El Salvador, Filipinler, Guatemala, Güney Kore, Haiti, Honduras, İran, Kazakistan, Kenya, Kıbrıs (Güney), Kolombiya, Kosta Rika, Liberya, Meksika, Nikaragua, Nijerya, Panama, Paraguay, Peru, Seyşeller, Sierra Leone, Sri Lanka, Sudan, Surinam, Şili, Tanzanya, Uganda, Uruguay, Venezuela, Zambiya, Zimbabwe, Güney Afrika.
Bu listede sorunlarını çözmüş, ekonomisi güçlü, işsizliği az bir tek ülke var: ABD.
Onlardaki sistem ile bize getirilmek istenen başkanlık sistemi siyah ile beyaz kadar farklı.
ABD dışındaki başkanlık sistemi ülkelerinin hepsinin ciddi ekonomik sorunları var, yüksek işsizlik oranlarına sahipler.
Prof. Dr. Hurşit Güneş’in bir çalışmasına göre başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerin ortalama işsizlik oranı yüzde 17.1.
Yarı başkanlık ülkelerinde işsizlik oranı yüzde 17.2.
Buna karşılık parlamenter sistem ile yönetilen ülkelerdeki ortalama işsizlik oranı 9.9.
Sembolik monarşi ve parlamenter sisteme sahip ülkelerin işsizlik oranı ise yüzde 5.9.
Nasıl olacak da bizim başkanlık sistemimiz işsizliği azaltacak?
Paylaş