Paylaş
- Karabük’ün hücum için organize olamamasına rağmen, Fenerbahçe’nin topu bir türlü ileriye, gol bölgesine taşıyamıyor olması, sezon başından beri bildiğimiz bir nedene dayanıyor: Orta sahası yaratıcı değil.
Böyle maçları çözecek olan yaratıcı oyuncular olabilir ama Fenerbahçe’de de bu sezon Lens’ten başka yaratıcı bir oyuncu yok. O da Türkiye ligine alıştı, topu alıp gitmek isterse faul alacağını, sarı kart göstertebileceğini öğrendi, sanki sadece buna oynuyor gibi.
İkinci yarıya Karabük iki forvete dönerek başladı.
- Eğer Fenerbahçe orta sahası top kullanabilecek yapıda olsaydı bu bir avantaj olurdu ama tersi oldu, Karabük oyunun hakimi oldu.Advocaat’ın değişiklik yapması için bu kadar beklemesi de ilginçti.
Rakip, oyunu değiştirmiş, hakim olmuş ve sen kenarda seyretmeye devam ediyorsun. Kolayca açıklanabilecek bir durum değil.
FAUL BEKLEYEN OYUNCULAR
- Türkiye Süper Ligini bir tek cümle ile tarif edecek olursak şöyle diyebiliriz: Faul bekleyen oyuncular oyunu!
Bu sonucu yaratan da hakemlerimizden başkası değil. Ellerinde düdük, çaldıkça çalıyorlar. Dün hakem Yıldırım’ın çaldığı düdüklerin yarısı İngiltere’de, İspanya’da çalınmazdı.
Hele sarı kart göstermek için 38. dakikada kestiği bir karşı atak vardı ki “acelesi ne” diye düşündüm. Ancak benim için en ilginç pozisyon, 14. dakikada Karabük ceza sahası içinde yaşandı.
- Fenerbahçe korner attı, korner öncesi itiş kakış elbette vardı. Normal olarak hakem bunu atışı durdurup, oyuncuları uyarır. Skrtel ile Paul Papp arasında böyle bir itiş kakış oldu, ama Yıldırım atışı yaptırdı ve o sırada Papp, bir karakucak güreşçisi gibi Skrtel’i indirdi. Faullü hareketlerin ceza sahası içinde tek sonucu olmalı: Penaltı.
- Ama sahanın her hangi bir yerinde düdüğü ağzından düşmeyen hakemlerimiz, aynı hareketleri ceza sahası içinde cezalandırmaya korkuyorlar.
Mesela Kjaer’in top-kol pozisyonu, orta sahada olsaydı, devam ettirir miydi, hentbol kararı mı verirdi?
Paylaş