Paylaş
Advocaat, aslına bakarsanız pek de beklemediğim bir kadroyla saha çıktı. Alper ve Salih’in, ikisinin bir arada ilk 11’de olmasını beklemiyordum ama benim beklemediğim şey işe yaradı.
Başakşehir mükemmel bir takım. Oyunlarına karşı bir plan geliştirmek çok zor, deneyebileceğiniz her şeye karşı bir çözüm bulmaları da çok zaman almıyor.
İLGİNÇ ANLAR...
Ancak büyük bir disiplinle oynayan Fenerbahçe’ye karşı bir çözüm de üretemediler.
Dün maçın hakemi, söylediğim gibi kucağında bir bombayla sahaya çıktı ve gereksiz bir çok düdük çaldı.
Sarı kartlarına diyebileceğim bir şey yok, haklıydı. Ama yanından geçen topun hızıyla yere düşenlere bile düdük çaldı ki, futbol böyle bir şey değil.
Gündüz seyrettiğimiz İngiliz maçlarında hakemlerin dönüp bakmayacağı pozisyonlarda bile düdük çaldı, Lens’in her düdükten sonraki yüz ifadesinde görüldüğü gibi bunları anlamamış olmasından daha doğal bir şey yok.
Ve bu “mücadele” oyununda ilk yarıda kaleyi tutan tek şutun gol olması da ancak taraftarların yaptıkları büyü ile açıklanabilir.
Penaltıyı kalecinin yatacağı yere atmak bir profesyonel futbolcu için pek akıl almayacak bir şey ama yapabiliyorlar, Fernandao da onu yaptı. Karavaiev’in adeta boş kaleye dışarı vurması da ilginç bir pozisyondu.
GELiŞEN OYUNCULAR
İkinci yarı Fenerbahçe’nin istediği gibi bir oyun oldu, daha önce Beşiktaş ve Galatasaray’a karşı oynadıkları gibi: Topu rakibe bırakıp beklediler, pozisyon vermediler, biri penaltı, iki pozisyon daha yakaladılar ama atamadılar.
Advocaat, oyuncularını giderek geliştiriyor. Salih’in artık kendine yer bulması, Ozan’ın kendine güveninin gelişmesi, Karavaiev’in lige alışması önemli.
Fenerbahçe bu tür maçları iyi oynuyor. Ancak, topu Fenerbahçe’ye bırakıp, beklemeyi bilen baş altı takımlarına karşı da bir plan geliştirebilmeleri gerek.
Paylaş