Zor hayatlar

Fransa, Avusturya’nın Türkiye’ye karşı AB müzakerelerinin sona erdirilmesi, yaptırımların uygulanması konusundaki isteklerine Almanya hayır diyerek noktayı koydu...

Almanya Başbakanı Merkel gerginliğin ‘barışçıl bir şekilde çözülmesini’ teklif ederek tartışmaya kapattı...

*

AB liderleri eşitsizliğin ve adaletsizliklerinin faturasını Türkiye’ye çıkarmaya uğraşıyor...

Ve içerideki siyasi güçlerini koruyabilmek uğruna dışarıdaki sorunları derinleştirerek kendi kamuoyunu oyalamakla ekonomik krizlerini yönetiyor...

Yunanistan, Rum kesimine olağanüstü silah, uçak satışları yapıyorlar...

Doğu Akdeniz’de girdikleri ittifaklarla petrol ve gaz kaynaklarına ortak olmaya çalışıyorlar...

*

ABD dahil dünyanın birçok ülkesinde tehlike altında bir demokrasi sürecinden söz ediyoruz...

Büyük durgunluktan çıkabilmenin farklı senaryoları yazılıyor...

Virüs ile evlerine çekilen dünyanın büyük kalabalıkları bireysel sorunlarıyla, işsizlikle savaşıyor...

Ekonominin yavaşlayan ve bazı ülkelerde ise hiç dönmeyen çarkları yüzünden ülkelerdeki siyasi iktidarlar zor günler yaşıyor...

Demokratik siyasal süreçlerin zayıflamasıyla demokrasiyi kendi amaçları doğrultusunda kullanmayı tercih eden küresel iktidarlar başka ülkelerin sistemlerini güçsüzleştirebilmek için yasadışı yolları deniyor...

*

Suriye’deki PKK’lıların Ermenistan’a geçişiyle başlayan Azerbaycan’a saldırıların perde arkasında da yine ekonomik bir hesap var...

Doğu Akdeniz’deki gerginliğin de...

ABD, Ortadoğu’yu ve aklındaki farklı yerleri yeniden dizayn ediyor...

Rusya ise İran üzerinden Ermenistan’a her türlü silah ve malzeme yardımı yapıyor...

İran’da yaşayan Türkler bu sorumsuz tavra isyan ediyor...

*

Büyük devletler piyasa başarısızlıklarına karşı kendilerine yeni ittifaklar, savaşlar, yeni pazarlar arıyor.

Her zaman galip geleceklerine inananlar yıllar sonra adil olmayan savaşların faturasını da kendi halklarının ödeyeceği gerçeğini unutuyorlar...

“Bugünün bölünmüş toplumu geleceğimizi nasıl tehlikeye atıyor?” sorusuyla dünya kamuoyunun dikkatini çeken Prof. Joseph E. Stiglitz ‘Eşitsizliğin Bedeli’ kitabında gelinen noktayı şöyle özetliyor:

Her sabah, ABD’nin her yerinde öğrenciler ülkenin bayrağına ve “herkes için özgürlük ve adalet ile bir ulusu temsil eden cumhuriyete” bağlılık yemini ediyor...

*

Anlıyoruz ki, sadece kendileri için özgürlük ve adalet diyorlar...

Bu anlayış da dünyanın her yerinde zor olan hayatları daha da zorlaştırıyor...

Siyasi yönetimlerin gittikçe delileşen, agresif politikalar üreten, savaşların kapılarını zorlayan, silah satışlarıyla ekonomik krizlere çare arayanların artık değiştirilmesine ihtiyaç var...

Barış, adalet ve eşitlik prensipleriyle yola çıkmayan, uygulamayan her siyasi iradeden de uzak durmaya...

Ve olası tüm savaş kapılarının kapanmasına da...