Yeraltı hikâyeleri

15 Temmuz akşamının ihanetinden kurtarılan Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde dahi buluşamıyoruz...

Haberin Devamı

Siyaset kırk parçaya bölünmüş...

Her kafadan farklı bir ses çıkıyor...

Oysa, o ihanet akşamında TBMM çatısı altında yaşanan birlik ve beraberliğe ve darbeye karşı direnişe gösterilen duruşu millet olarak alkışlamıştık...

Ya sonra?

Ne olduysa yine herkes kendi fildişi kulesine çekildi ve kendi türkülerini söylemeye başladı...

*

Yaşanan bu kadar ihanete birileri hâlâ ‘tiyatro’ diyebiliyor...

300 kişinin şehit olduğu, 1491 kişinin yaralandığı o ihanet akşamına tiyatro diyen anlayışa ve dezenformasyona karşı çıkan sanatçı Mustafa Üstündağ isyan edercesine demiş ki:

“Tiyatroda insanlar ölmüyor ama!”

*

Keşke, bu ülkenin bütün siyasetçileri, sanatçıları, aydınları, yazarları, gazetecileri, sporcuları, akademisyenleri 15 Temmuz akşamında yaşanan ihaneti lanetleyebilseydi...

Haberin Devamı

Bir arada yaşamanın hâlâ çok uzağında bir yerlerdeyiz... Doğrularda buluşamıyoruz bir türlü...

*

Esrarengiz olaylara karşı çok ilgiliyiz...

Ya da olayları esrarengizleştirmeye...

Yalanlara daha çabuk inanıyoruz...

İftirayı, yalanı ilk söyleyen ne hikmetse sürekli kazanıyor.

Adil olamıyoruz...

Ya suçluyoruz...

Ya da aklıyoruz...

Suç kesinleşinceye kadar kimse suçlu değildir ve ‘Masumiyet karinesi esastır’ diyoruz ama karar verilene kadar kamuoyu önünde elli defa yargılıyor, suçluyor ve infaz ediyoruz.

Suçsuz bulunanlar hakkında yargı kararını açıkladığında ise her şey o kadar anlamsızlaşıyor ki...

*

15 Temmuz akşamında ise her şey çok netti, suçluların elinde silah vardı ve halka ateş açıyorlardı...

Uçaklarla birçok yeri bombalıyorlardı...

Arkasından ise kırk yıllık bir ihanetin izleri çıkıyordu...

Yaşadık ve gördük...

*

Kötülüklerin içinde iyilik, iyiliklerin içinde kötülük arama alışkanlığından vazgeçemiyoruz.

Kötü karakterli kişileri sevimlileştiriyoruz...

Tüm hikâyeler, romanlar, filmler ve diziler de sayısız suçlu karakter üzerine kurulu...

Ve de şiddet...

İyilerin hikâyeleri nerede?

Ayakta durma savaşı veriyorlar.

Ve ölüme yalnız gidiyorlar.

*

Yeraltı hikâyelerine bayılıyoruz.

Ve de fısıltı gazetelerini okumaya...

Yıllardan beri yargının, ordunun, medyanın, üniversitelerin, emniyetin, maliyenin, hazinenin, iş dünyasının, siyasetin ve ticaretin içine sızan binlerce FETÖ’cü ve diğer uzaktan kumandalı terör örgütlerinin oynadığı yeraltı tiyatrosuna ve tiyatrocu kılıklı oyuncularına kimse bir şey diyemiyor...

Neden?

Haberin Devamı

Ve kim bilir yeraltında sahneye konulacak ne oyunlar yazılıyordur...

Bir araya gelemezsek ihanet oyunlarına yenik düşeriz...

Düşmeyelim diyoruz...

Yazarın Tüm Yazıları