Şüphelerin üstü

Dört yıl önce “Acayip jeopolitik olayların başındayız” diyordu Thomas Friedman...

Haberin Devamı

O günden beri yaşadığımız jeopolitik olayları sıralayınca ne demek istediğini bugün daha iyi anlıyoruz.

Bu durumun Amerika için belki çok sevindirici olduğunu yazan Friedman, bunun dışındaki ülkelerde büyük tehlikelerin yaşanacağına dikkat çekerek demişti ki;

Düzleşen dünyada artık “kendini sürdürebilen” ve sağlanabilir politikalar sergileyen ülkeler ayakta duracak.

Hangi ülkelerin ayakta duracağını kimler merak etti?

Hiç kimse...

*

ABD’nin yeni üstleneceği politikalarının sonucunda daha mı fazla kötü adam üretecek, daha mı az, yoksa bir-iki tane mi üretecek? Sorusunu gündeme getiren Friedman;

Kararı bu sorular üzerine inşa etmeliyiz!

Kısaca, çizgiler gittikçe bulanıklaşıyor... Bulanıklaştıranların “derin oyun” politikalarına hazırlıklı olmak gerekiyor...

Haberin Devamı

Derin oyun politikalarının ne olduğunu kimler merak etti?

Hiç kimse...

*

Trajedi duvarlarını aşıp komedi günlerine geçişi hiç kimse fark edemiyor...

“Şüphenin üstü ancak eylemle örtülür” diyen Goethe;

En iyi devlet bize kendi kendimizi yönetmeyi öğretebilendir...

*

Ve diyoruz ki;

İslam coğrafyasındaki tüm devletler bu yöntemi başarabilseydi; ne IŞİD, ne Taliban, ne El-Kaide, ne PKK ve ne de FETÖ gibi daha nice tehlikeli örgütlerle karşı karşıya kalmazdık...

Kendi kendini yönetmeyi bilmeyen kalabalıklar istikbal uğruna başkalarının aklına, yönetimine ve organizasyonuna teslim oluyor...

*

Bu coğrafyanın insanları günlük polemik savaşlarıyla, siyasi kavgaların ya propagandisti ya da taraftarı gibi davranma alışkanlığını sürdürüyor...

Ve beş yıl sonrasına dünyada yaşanabilecek gelişmelerden ve içine gireceği bunalımlardan habersizce yaşamayı da...

Günlük kavgaların kıyılarında her akşam bir güneş batırıyoruz...

Ve başkalarının kurduğu stratejilerin fukarasıyız biz.

*

Kırk yıl boyunca devletin her yerine sızan FETÖ örgütünün gerçek yüzüyle 15 Temmuz akşamında tankların köprüye çıkmasıyla tanıştık...

O günün akşamına kadar herkes suyun akışına kendini bırakmıştı...

Bu tehlikenin illegal yanlarından kimler bahsetti?

Hiç kimse...

Tehlikeyi fark ettirmek isteyenlere karşı da aşırı bir şüphe duyma hastalığına yakalananlar bu alışkanlığından da hiç vazgeçmedi...

Haberin Devamı

Bu yüzden hep duvarlara çarpınca uyanıyoruz...

*

MİT TIR’larındaki silahların nereye götürüldüğünü araştırmacı gazetecilikten sayanlar, kırk yıldan beri bu ülkede PKK’ya ve teröristlere giden silahları, bombaları kimlerin götürdüğünü, dağıttığını, finanse ettiğini ve beslediğini hiç yazmadı.

HDP’ye dahi sorulmadı?

*

Trump yönetiminin, Türkiye’ye yapılan Patriot hava savunma sistemi satış teklifi resmi olarak geri çekildiği iddia ediliyor...

Ve kararın Türkiye’nin Rus hava savunma sistemi S-400 almasına karşılık “misilleme olduğu” belirtiliyor.

Oysa, ABD Dışişleri Bakanlığı, geçen yıl Aralık ayında, 3.5 milyar dolarlık Raytheon Patriot füze sisteminin Türkiye’ye olası satışına onay verildiğini duyurmuştu.

*

Haberin Devamı

ABD’nin “misilleme” siyasetine karşı bir duruş sergileyen, yazan ve çizen yok gibi.

Ama S-400 denildiğinde ise neredeyse içimizdeki herkes hava savunma sistemi uzmanı kesiliyor...

Şüphe bulutları üzerimize çöktüğünde hemen herkes farklı eylemlerle gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyor...

Yazarın Tüm Yazıları