Paylaş
Belgeseldeki içeriğe dünyanın sayılı Troçkistleri ve torunu Esteban Volkov’un itirazı olsa da bir savaşın bir ülkeyi ne hale getirdiğine, ne entrikalarla yıktıklarına şahit oluyoruz.
Ve ‘izm’lerin doğurduğu kavgaların içsavaşı nasıl körüklediğine, bir milletin birbirini nasıl boğazladıklarına da...
*
Ve aradan yüz yıl geçip gitmiş ama dünyanın hemen her yerinde aynı savaşlar sürüyor, silah sanayisi de büyük paralar kazanmaya devam ediyor...
Ve silah satışları da alabildiğine hızlanıyor.
Hemen her gün biraz daha vahşi silahların, füzelerin, bombaların üretildiği ve fuarlarda sergilendiği bir çağda aşktan artık sadece şairler bahsedebiliyor.
Ve barıştan yana şarkılardan...
Kendine dahi yalan söylemeyi başarabilen insanoğlu savaşın gerçekleriyle yüzleşemiyor...
Suriye, Afganistan, Pakistan, Sudan, Yemen, Irak, Libya’da silahlar susmuyor, susturulmuyor...
İran ise diken üstünde...
İsrail, ABD, Rusya, Çin ve Avrupa ülkeleri ise bu coğrafyada kan dökmeye devam ediyor...
Tüm hesaplar, kitaplar, planlar ve kazançlar savaşlar üzerine kurgulanmış...
*
Kahramanların savaşlardan çıktığı, çıkarıldığı günden beri barış büyük bir yalana dönüşmüş...
Ve barışın da kahramanları yoktur...
Aksine düşmanları daha çok...
Zaferlerin savaşlarla elde edildiği bir dünyada biz hâlâ inadına barış diyorsak da bu isteğin pek bir anlamı yok...
*
Barış türkülerini söyleyenler bile artık kurşun sıkıyor.
Ve savaşlarda ölenlerin sayısıyla kimse ilgilenmiyor...
Yıkılan kentleriyle...
Yakılan kütüphaneleriyle, öldürülen çocuklar, anneler, dedeler ve babalarla ilgilenen yok...
Kişilerin hükmü yok işte...
Milyonların ölümüyle de bir şey değişmiyor.
*
“Bir savaş ancak son asker de gömüldüğü zaman bitmiş sayılır” diyor Alev Alatlı.
Evet, artık bu sözün doğruluğuna inanmalıyız...
Dünyada ‘barış’ hayali büyük bir yalana dönüşüyor...
Biten her savaşın ardından duraklama dönemleri yaşanıyor...
Yeni bir savaşın hazırlık sürecinin sessizliğini biz barış günleri sanıyormuşuz.
Meğerse kazanmak için düşman
gerekli imiş...
*
Ve savaştan geçinen küresel güçler asla topraklarında kalarak yaşamakla yetinmeyecek.
Tarih boyunca böyle olmuş, olmaya da devam edecek.
En çok sevilen kral ve padişahların en çok savaşanlar oluşu da bizi doğruluyor işte...
Zafer kazananları daha karizmatik, güçlü, başarılı buluyor ve seviyoruz...
Kaç milyon insanı öldürdüklerine bakmıyoruz bile...
Kaç kenti yıktıklarına, kaç kütüphaneyi yaktıklarına da...
............................................................
Pazartesi günkü yazımızda...
Paylaş