Paris notları

89 yılından beri gidip geldiğimiz Paris’teki lüks adreslerde etiketlerin her geçen gün daha da arttığına şahit oluyoruz...

Çünkü herkes kaybetmiyor, bazıları da kazanıyor...

Ekmek, su, ulaşım, akaryakıt, yemek bir şehrin günlük yaşamıyla ilgili yeteri kadar fikir veriyor...

*

4 Euro’ya bir şişe su...

Yani 64 TL...

Paris’e uzak yerlerde ise 1 Euro...

Suyun markası aynı ama fiyatı merkeze yaklaştıkça artıyor, uzaklaştıkça düşüyor...

Fransızların meşhur baget ekmeği için de aynı durum geçerli...

Lüks yerlerde 8 Euro, şehrin dışına çıktıkça 1.50 Euro’ya kadar baget ekmek satın alınabiliyor...

Metroda kişi başı sadece gidiş 1.90 Euro...

İşine, evine metroyla düzenli gidip gelenler ise aylık abone kartı alıyor...

*

Le Figaro gazetesi 6.20 Euro...

Yani bir gazete 99 TL...

Benzin litresi 2 Euro...

Bir ay önce 2.50 Euro’ya kadar çıkmış ama seçimlerde Macron ve ekibi etkilenmemek için fiyatları aşağı çekmiş gibi...

İkinci tur seçimler bitikten sonra yine aynı fiyata döneceğe benziyor...

Paris’in ünlü restoranlarında rastladığımız Türklere fiyatları hatırlattığımızda, “Türk lirasına hiç çevirmeyeceksiniz” diyerek konuyu geçiştiriyorlar...

Ve biz de gülerek ayrılıyoruz yanlarından...

*

Disneyland veya Versay’a taksi ile gidip dönmek 400 Euro...

Yani 6500 TL...

Bir kahve, bir su 16 Euro...

En normal restoranda üç kişilik yemek ücreti en az 140 Euro...

Marketlerdeki sebze, meyve ve diğer gıdalarla ilgili fiyatları yazmaya gerek yok...

Varoşlarında hayat belki biraz daha ucuz olabilir ama sonuçta Avrupa’nın her yerinde bize göre hayat çok daha pahalı...

*

Paris’e gelen düzensiz göçmenler kentin çok uzağındaki yerlerde yaşıyor...

Ve varoşlarında var olmaya çalışıyor...

Kent merkezindeki göçmenler adeta toplanıp götürülmüş gibi...

Şehir merkezinde işportacıya, sokaklarda yatan evsiz insanlara çok rastlamıyoruz...

Her yıl 25 milyon kişinin görmeye geldiği Paris’te, turistlerin rahatsız olmasını önlemek için olduğunu da fark ediyoruz...

*

Nâzım’ın dediği gibi artık hava, su dünyanın hiçbir yerinde bedava değil hele de Paris’te...

Türkiye’deki pahalılığa rağmen ülkemiz ABD ve Avrupa ülkelerine göre ucuz...

Ülkemizdeki sorun, sabit gelirli ve emekli kesimin alım gücünün düşük olmasıdır...