Olağanüstü günler

Kapitalizme yenik düşmüş bir kentin caddelerinde dolaşıyoruz...

Ünlü caddelerindeki markalı mağazalar bize gerçekleri fısıldıyor...

Gülümsüyoruz...

*

Demir perdelerini indirmiş bir ülke Rusya...

Yine de güç dengelerinin içerisinde frenleyici pozisyonunu hâlâ koruyor...

Koruyacak da...

*

Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması sürekli eleştiriliyor...

Batılı ve Amerikalı lobiler sürekli eksen kayması diyerek fırtınalar çıkartıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise rakamsal gerçeklerle yüzleştiriyor bizi...

Ticari ilişkiler dostlukların boyutunu tarif ediyor...

Diyor ki:

*

ABD ile 15 milyar, Rusya ile 30 milyar dolardayız!

İşte gerçeğimiz budur...

*

Halk gerçekleri seviyor...

Ve gerçeklerin kıyısında yaşamayı...

Hayali denizlerin kenarlarında değil...

*

Ne hayal kurarak bir ömür boyu yaşamak...

Ne de hayali gibi yaşamak istiyor.

Ve hayalet günlerini de görmek istemiyor...

*

Ve Moskova’daydık, yağmur alabildiğine yağıyordu...

Olağanüstü günlerden geçiyor dünya...

Rusya ile yakınlaşmayı sürekli sabote edenler rakamsal gerçekleri perdeliyor...

*

Devletler arasında menfaatler birinci kuraldır...

Ve duygusal dostluklara yer olmadığı gerçeğini de biliyoruz...

Yine de Rusya ile yakınlaşmaya karşı duranlar olaya duygusal bakıyor...

ABD ve Batılılar bu gerçeklerle yüzleşmeli...

*

Demişler ki, öyle bir gün gelecek ki:

Fitne ve dedikodu rüzgâr gibi dolaşacak şehirleri...

Evinden mutlu çıkan akşam evine mutsuz dönecek.

Ve belki de mutsuzluğunu kimseye anlatamayacak dahi.

Türkiye üzerinde işte bu rüzgâr estiriliyor...

*

Türkiye, Batı ve ABD’ye soğuk savaşın sona erdiği günden beri gerçeklerini haykırıyor...

Lakin onlar hep darbeler, kripto hesaplar ve olağanüstü günler peşindeydi...

Biliyoruz ki kendi ipimizi kendimiz çekeceğiz.

Kendi yaramızı kendimiz sarmayı bileceğiz.

Kılavuzsuz yolumuzu bulmayı öğreneceğiz...