Paylaş
İngiliz istihbaratının eski başkanlarından Richard Dearlove koronavirüsün Vuhan’daki laboratuvardan kazayla yayıldığını iddia ediyor...
Koronavirüsün insan yapımı olduğuna dair delillerin olduğunu söyleyen Dearlove, Çin’i dünyaya verdiği zararın ödemeye zorlanacağının altını çiziyor.
*
Asya ülkelerinde ise kedi, fare, köpek, yılan gibi daha akla hayale gelmeyen ne varsa yenilmeye, pazarlarda satılmaya hâlâ devam ediliyor...
Koronavirüsü dünyaya yayan Çin’de, 10 gün sürecek köpek eti festivali tepkilere rağmen başladı...
Ve kimse dur diyemiyor!
*
Türkiye sağlık sisteminde, hastaneleriyle, doktorlarıyla ve tüm sağlık çalışanlarıyla olağanüstü bir çaba gösteriyor...
Eskiyen yıllarda yaşananları da biliyoruz...
Ve hastanelerin durumunu da...
Nelerin yaşandığını da...
*
İkinci virüs geliyor diyenlerin sayısı dış dünyada arttı...
Birinci virüs daha gitmeden, bitmeden ikincisi yolda...
Anlıyoruz ki yeni dünya düzenini virüs üzerinden kurmaya çalışan küresel güçlerin görünmeyen yüzleri her gün yeni bir senaryo yazıyor ve filme çekiyor...
Bizler de seyrediyoruz işte...
İnsanlara, insanlığa dair her şeyin gerçek yüzü karanlıkta...
Asrın yalnızlığını yaşayan büyük kalabalıkların derdini anlatan, yazan, çizen, söyleyen yok...
*
İnsanoğlu yokluğunu çektiği şeylere kavuştuğunda her şeyi unutur...
Yıkık dökük ve pislikten içeri girmeye çekindiğimiz hastanelerin halini biz unutmadık...
Hastane köşelerinde insanların neler çektiklerini de...
Koridorlarında, acil servislerin kapı önlerinde atılan çığlıkları...
Kapılarındaki muayene sırası bekleyenlerin isyanlarını, ilaç kuyruklarının uzayıp gittiği günleri de...
Bir ameliyat olabilmek için evini, tarlasını satanları da...
Bir ilaç alabilmek için araya kaç tanıdık insan konulduğunu da...
Ve yurtdışından ilaç siparişi verildiği günleri de...
*
Türkiye’nin her yerinde şehir, üniversite ve özel sağlık hastaneleriyle geldiğimiz nokta çok önemlidir...
Hastane, ambulans, ilaç, aile hekimliği ve tüm uygulamalardaki başarıları unutmayalım...
Nereden nereye geldiğimiz günleri hiç unutmayalım...
Koronavirüs günlerine eğer eski yıllarda yakalansaydık neler yaşayabileceğimizi tahmin dahi edemiyorum...
*
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık sektörüne kazandırdıklarını inkâr etmemek lazım...
Avrupa ülkeleriyle ABD’deki halkın neler yaşadığını görüyor, izliyor ve okuyoruz...
Siyasi tartışmaları, içerisine ülkeye kazandırılan hizmetleri dahil etmeden yapmalıyız...
Ve insaf etmeliyiz...
*
Okmeydanı, Haseki, Çapa, Cerrahpaşa hastanelerinde yaşananları, acil servislerinde ölenleri, aylarca ameliyat, röntgen günü bekleyenleri, ilaçsızlıktan tedavileri yarım kalanları, bıçak parası arayanları, kanser hastalarını ve daha nice skandal hikâyelerin perde arkasını biliyoruz...
Kış günlerinde şehirlerarası yollarda trafik kazalarında hafif yaralı kurtulup da ambulans beklerken donarak ölenlerin dramlarını da...
*
500 bin engelliye refakat edenlere maaş veriliyor...
Devlet, üniversite, askeri ve tüm özel hastane kapıları herkese açık tutuluyor...
Acile giden hastalardan ücret alınmadan tedavi ediliyor...
Kanser hastaları ücretsiz tedavi ediliyor...
Yoğun bakımdaki tüm hastaların tedavilerini devlet karşılıyor...
Prof. Cevdet Erdöl iki yıl önce
demişti ki:
22 milyon kronik hasta var ülkemizde...
Kim bakıyor bunlara?
Devlet...
*
Nereden nereye gelişimizin uzun bir hikâyesi var...
Lakin, unutmak gibi de kötü bir alışkanlığımızı terk edemedik...
Paylaş