Paylaş
Bilen var mı?
Son yüzyıldan beri savaşların harabeye çevirdiği kentlerde yaşayan ve silahların gölgesinde büyüyen, okul, öğretmen, kitap, defter yüzü görmeyen çocukların büyüdüğünde ne olmasını bekliyorduk ki!
Eğitimden yoksun kalan ve sokaklarda büyüyen çocuklar, dış istihbaratların oyuncağı haline gelen terör örgütlerine katılarak bir şeyleri kurtarabileceklerine inandırılıyor...
Aldatılıyorlar...
*
İslam coğrafyasında yaşanan eğitim yokluğu terör örgütlerinin ve karanlık şebekelerin işine yarıyor...
Eğitimsizlik, işsizlik ve yoksulluk beraberinde cehaleti ve fakirliği taşıyor...
Sürdürülmesi oldukça zor olan büyük bir yokluğa mahkûm edilen bu coğrafyanın çocukları terör örgütlerinin kucağına itiliyor...
Kimse başka bir şey olmalarını bekleyemez...
*
Radikal terör örgütlerin içinde varlığını korumaya çalışan sayısız insan ellerindeki silah ve bombalarla geziyor. Kukla haline getirilen terör örgütlerin eylemlerini de bir film gibi dünyaya izletenler adeta “İslam’ın gerçek yüzü” mesajını veriyorlar...
İslam coğrafyası ise asırlardan beri uyuyor, uyutuluyor...
Perdenin arkasında kuklaları oynatanları ise kimse görmek istemiyor...
Perdenin önündeki kuklaların oynadığı oyuna bakıyoruz veya gülüyoruz ya da ağlıyoruz...
*
Ellerinden kalemi, okulu, öğretmeni, defteri ve kitabı alındığında her coğrafyanın çocuklarını bekleyen kader budur...
Meksika böyle değil mi?
Kolombiya, Kamboçya ve diğer ülkeler böyle değil mi?
Uyuşturucu ticaretiyle yaşamaya çalışan büyük bir kalabalık oralarda yaşamıyor mu?
*
“Büyük bir suçlamayla karşı karşıyayız” diyen Alev Alatlı:
Yirmi yıllık işgali bilmeyen genç nesiller Afganistan’daki görüntüleri maalesef İslamiyet’ten kaçış olarak algılıyor...
*
Yirmi yıllık işgali ve perde arkasında yaşananları anlatmayan büyüklerin suçu yok mu?
‘İslam’ diyerek yola çıkan ve sayılarını hâlâ bilmediğimiz radikal terör örgütlerin uç noktalarda dolaşmasına birileri dur diyemiyor...
Ülkelerini idare eden kralların, emirlerin, başkanların ve yetkililerin hiç suçu yok mu?
Kafa kesiyorlar...
Uyuşturucu satıyorlar...
Ve savaşlardan geçiniyorlar...
Bu duruma sessiz kalanların suçu yok mu?
*
Hem dışarıdan hem de içeriden kuşatılan İslam coğrafyasında yaşanan bu kuşatma oyunlarına sürekli yenik düşülüyorsa ve içeriden taraftar toplanmaya devam ediliyorsa artık kimsenin kimseye söyleyecek sözü kalmamış demektir...
Ne sözün bir gücü kalmış ne de gücün bir sözü!
Demokrasi dahil her şeyi ABD’den ve başkalarından bekleyenler takkesini önüne koyup bir daha düşünmeli...
Yoksa bu filmi daha çok izleriz...
*
Alev Alatlı’nın gündeme getirdiği bu önemli nokta üzerinde herkesin düşünmesi gerekiyor...
Ve toplumun pusula insanlarından biri olan Alev Alatlı’nın da değerini bilmek ve söylediklerini de iyi anlamak lazım...
Sosyal medyanın linç meydanlarında taşlayarak bir yere varılamayacağını da...
Paylaş