Kül dağları

Çin’de başlayan ve hâlâ sonuçlanmayan koronavirüs salgını dünyayı tedirgin etmeye devam ediyor...

Haberin Devamı

Çözümü için şubat ayının sonuna kadar “bir ihtimal” diyen Çin’in büyük bir biyolojik savaşla karşı karşıya mı kaldığını belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz...

Spor salonlarının bile hastaneye dönüştürüldüğünün fotoğraflarına baktıkça büyük bir felaketin yaşandığını fark ediyoruz ama çözümü için umutla bekleyeceğiz gibi...

*

Evet, Çin büyük bir biyolojik savaşın eşiğinde mi?

Bilmiyoruz ama biyolojik savaşların milattan önceki dönemlere kadar uzanan bir geçmişi olduğunu biliyoruz...

Uzmanlar, ilkel biyolojik savaş taktiklerine şu iki örneği veriyor:

İskitli okçuların oklarını hastalıktan ölmüş canlıların bedenlerine batırarak atmaları...

Kartacalı Hannibal’ın Eurymedon Savaşı’nda zehirli yılanları kullanması...

*

Gelişen teknolojiyle birlikte savaşların da farklı olabileceğini vurgulayan uzmanlar, ortaçağda bir liman şehri Kaffa’yı kuşatmaya gelenlerin fareler ve pirelerden bulaştığı tahmin edilen veba hastalığına yakalandığını ve bu durumu bir savaş taktiğine çevirenlerin, vebalı bedenleri mancınıklarla Ceneviz kalelerine attığını hatırlatıyor...

Haberin Devamı

Vebanın Cenevizliler arasında da yayılmaya başladığını, 1347-1351 yılları arasında özellikle Avrupa’da kitlesel yıkıma yol açan büyük veba salgınıyla ölenlerin sayısının da 70 ile 200 milyon arasında olduğunu belirten uzmanlar, Yersinia pestis bakterisinin Avrupa’ya bu şekilde taşındığının altını çiziyor...

*

Kısacası, küresel tehditler gittikçe farklı yüzleriyle karşımıza çıkıyor...

Ve büyük kalabalıkları maske ile gezdirmeyi başarıyor...

Sokakların sessizliğine mahkûm edebiliyor.

Binlerce insan hastane köşelerinde ölüyor, öldürülüyor.

Ve sonra da fırınlarda yakılıyor...

Geriye kül dağları kalıyor...

*

Ve bu pis oyunları da küresel güçler oynuyor...

“Biyolojik savaşların dönemi yeniden mi açılıyor?” diye kendimize soruyoruz ama cevaplarını bulamıyoruz...

Sorgulayamıyoruz...

Ne anlatsalar, yazsalar ve söyleseler inanıyoruz...

*

Bir atom bombası ile yapamayacaklarını belki de bir virüs ile gerçekleştiriyorlar...

Ülkelerin ekonomisini, turizmini, ticaretini, ulaşımını, günlük hayatını iflasa götürebiliyorlar...

Haberin Devamı

Kuş gribi, SARS, deli dana ve daha nice virüslerle biyolojik saldırıları planlayanların vahşetiyle yüzleşiyoruz...

*

1974-1981 yılları arasında Laos, Kampuçya ve Afganistan’da uçaklarla insanların üzerine atılan “sarı yağmur” adlı trikotesenin (küf mantarları tarafından üretilen toksik bir madde) binlerce kişinin ölümüne sebep olduğunu hatırlatan uzmanlar, biyolojik ve kimyasal silahlarla savaşların, terörün devam ettiğini, suçu üstlenenin de olmadığını ve meçhul kaldığını belirtiyor...

Çin’in ve birçok ülkenin yaşadığı böylesine büyük bir felakete karşı ülkemizin olağanüstü dikkatli ve hazırlıklı olmasını da diliyoruz...

Yazarın Tüm Yazıları