Kayıp geçmişler

Yel değirmenlerine açtığı savaşlarıyla Cervantes’in romanından tanıdığımız Don Kişot, bir gün şeytanı gördüğünde sormuş:

Haberin Devamı

Ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?

Şeytan demiş ki:

Elbette.. Benim adamlarım çoktur!

Hayret içinde kalan Don Kişot:

Peki, neden Allah Allah diye bağırıyorlardı?

Şeytan gülerek:

Ne sandın ya! Şeytan şeytan diye mi bağıracaklardı?

Ve eklemiş:

Bizim işimiz bu: Aldatmak, daima aldatmak!

*

Şeytan kaç asırdan beri aldatıyor?

Biz kaç asırdan beri bu gerçeği bilmemize rağmen her defasında aynı kuyuya neden düştüğümüzü bilemiyoruz...

Ve ölüm uykusuna yatmış Yedi Uyurlar misali hiç uyanamıyoruz!

Aldanıyoruz, aldatılıyoruz işte...

*

Kimse şeytanın içinde saklandığını ve nefsi olduğunu itiraf etmiyor...

Şeytanın üzerine atıp çıkmak en kolay yol...

Şeytan bir gün diğer şeytanları gezdiriyormuş...

Dağ, deniz, ağaç, toprak derken karşılarına bir insan çıktığında, “Bu nedir?” diye sormuşlar...

Büyük şeytan demiş ki:

Haberin Devamı

Ondan uzak dur. O her haltı yer, sonra da üstümüze atar!

*

İnsanoğlu doğruya daha çok zor inanıyor...

Yalana inanması ise iki dakika bile sürmüyor...

Kırk yıl birine sevdiğinizi söylersiniz ama anlamsızdır ve içinde bir şüphesi vardır...

Kırk yıl sonra şakadan bile “Sevmiyorum” dediğinizde alacağınız cevap şudur:

Kırk yıldan beri sevmediğini biliyordum!

*

İnsan imkânları arttıkça daha iyi bir hayatı yaşayacağını düşünüyor...

Bazen öyle bir gün geliyor ki kayıp geçmişin yolculuğuna çıkıyoruz...

Çocukluk, gençlik diyerek...

Bakıyoruz ki o dönemler daha mutluymuşuz...

Gün geçtikçe, gerçek yüzleri saklı, sayısız meçhul insan hayatımıza girip çıkınca,

her birinin tuzaklarına, oyunlarına ve pusularına düşünce, sırtımızdan hançer yiyince

Stefan Zweig’ın kayıp geçmişine dönme isteğindeki ısrarını da anlamış oluyoruz...

Her insanın kayıp bir geçmişi vardır...

Ve bir gün döneceği yer de orasıdır...

*

Diyorlar ki:

Bazı insanların size sadakati yalandır. Sizde olan menfaatlerine sadıktırlar. İhtiyaçları bitince sadakatleri de değişir...

Yani, menfaatin bittiği yerde savaşlar kaçınılmaz oluyor...

Ve yeryüzünde en uzun süren ortaklık, günah ortaklığıdır...

*

Bazı insanlar hayattayken sizin için ölü bir can gibidir...

Haberin Devamı

Yaşlandıkça ‘Ölü Canlar’ listesi defterleriniz dolar...

Zweig’in kayıp geçmiş yolculuğuna neden çıktığını ise çarşamba günkü yazımızda anlatmaya çalışacağız...

Yazarın Tüm Yazıları